Klasspor - Bülent Atlas - Gençlerbirliği Filmlerinin başrol oyuncuları (2) EMRAH ATASOY yazısı

Site İçi Arama


GENÇLERBİRLİĞİ FİLMLERİNİN BAŞROL OYUNCULARI (2) EMRAH ATASOY

71515 Okunma


Gençlerbirliği filmlerinin ikinci bölümünde başrol oyuncularından Emrah Atasoy ile ilgili aslında bambaşka bir yazı kaleme almıştım.

Mustafa Kaplan’a kulüpte olmayan bir makam icat edilip sportif direktör ilan edilmesine çok şaşırmadım da Emrah Atasoy’un pasifize edilip Kaplan’a bir manada kulübün anahtarının teslim edilmesine gerçekten şaşırdım.

Kendisini tebrik ederim.

Bu kadar başarısız bir CV, bu kadar kötü bir sicil ile Gençlerbirliği gibi bir kulüpte kendisinin tek adamlığını ilan ettirmesi kolay değildi.

Mustafa Kaplan’ın bu başarısını önümüzdeki günlerde detayları ile zaten anlatacağım.

Bugünkü yazımızın konusu Emrah Atasoy.

Resmi kayıtlardaki görevi Kulüp Müdürü.

Yaptığı iş düne kadar Genel Menajerlik.

Yaklaşık 5 sene önce göreve başladığının ilk günlerinde “Hayırlı olsun” ziyaretinde bulunmuştum.

A Blok’un üst katı paspaslanmış, insanlar kaymasın diye de levha koymuşlardı.

Emrah Atasoy’a tabeladaki “Dikkat kaygan zemin” yazısını gösterip, “Bu uyarı sana, bu katta zemin kaygandır” demiştim…

5 sene sonra Mustafa Kaplan ayağını kaydırmayı başarmış gibi duruyor.

Sevindim mi?

Aslında sevinecek ya da üzülecek bir durum yok.

Emrah Atasoy ile Mustafa Kaplan arasında fark yok. Atasoy okumuş, eğitimli, yabancı dili olan biri o kadar.

Yoksa ikisi de şark kurnazı.

Neyse konumuza dönelim.

Emrah Atasoy’u iki dönem değerlendirmek gerekli.

İlhan Cavcav dönemi ve Murat Cavcav dönemi.

İlhan Cavcav dönemi için söyleyebileceğim çok bir şey yok.

Bana söylenenleri de kimse ispatları ile ortaya koyamadı.

Ama Murat Cavcav dönemi tamamen karanlık.

Özellikle Ümit Özat ile girdiği meyhane arkadaşlığına varan ilişki, kendisini sistemin dişlilerinden biri haline getirdi.

O dönem kulüpte “Hiçbir şey olmasa bile mutlaka bir şeyler oldu” dedirten olaylar yaşandı.

Kulübe gelen-giden oyuncunun çetelesinin bile tutulamadığı, kasadan 70 milyona yakın paranın tüketildiği, ayrınca kulübün borçlandırıldığı, takımın da küme düşürüldüğü bir sezon.

Kulüpte o kadar karmaşık ilişkiler dönüyorken kulübün genel menajerlik koltuğunda oturan şahıs;

Bunları göremedi ise zaten gereksiz demektir.

Görüp müdahale edemedi ise kifayetsiz demektir.

Görüp ortak bile olamadı ise beceriksiz demektir.

Görüp ortak oldu ise zaten söylenecek söz kalmamış demektir.

Ama bu dört maddenin hepsi de bana göre Atasoy’un  kulüpten gönderilmesi için yeterli sebeptir. Başka seçenek açıkçası benim aklıma gelmiyor. Kendisi uygun olan şıkkı işaretleyebilir.

Gençlerbirliği’nin en karanlık sezonunda Ümit Özat’ın neler yaptığını defalarca yazdım.

Davaları devam ediyor.

SENİN AKLIMIZ ERMEZ BU BAŞKA HESAP, MEYHANEDE BULDUK BİZ BU KEMALİ!

Ama o dönem yaşananların tek sorumlusu Ümit Özat demek haksızlık olur. Takım ile sürekli bir arada olan, bütün sorunları gören, transferleri yapan ve takım bağıra bağıra küme düşerken Gençlerbirliği’ni düşünen bir genel menajerin görevi bu kötü gidişi durdurmak için bir şeyler yapmak olmalıydı.

Oturup Ümit Özat ile maçtan bir gün önce meyhanede türkü söylemek değil.

Pişkin pişkin “Hoca çağırınca mecburen gittim” demek de kulübün genel menajerinin görev tanımında olmasa gerek. Gençlerbirliği’nde de başka kulüplerde de hoca ile meyhanede alem yapan bir genel menajer, yönetici şimdiye kadar görmemiştim.

Emrah Atasoy ve o dönem yöneticilerinden Cem Şükrü Kaya bunu göstermiş oldular bana.

Atasoy da şimdi kulüpte koltuğuna yayılıp elinde purosu ile poz verip, sosyal medyada “Ben doldurdum, ben içerim, günah benim kime ne?” mesajı ile fotoğraf paylaşabilir. Özat yapmıştı, o da yapar. Ne olacak?

Meyhane konusunu geçelim. Onu ilerleyen yazılarda başka kişilerle ilgili zaten detaylı bir şekilde açacağım.

MENAJER DEĞİŞTİRMECE VE EA A.Ş

Atasoy, görevi boyunca transfer işlerini tek başına yapmadı.

EA AŞ olarak adlandırdığım Erdem Alataş ile birlikte transfer çalışmalarını yürüttü. Aralarda Mustafa Kaplan da sisteme dahil edildi. (Ya da çürük transferlerin üzerine yıkılacağı adam olarak kullanıldı.)

Bu dönemin en enteresan özelliklerinden bir tanesi de oyuncuların menajerlerinin birden değiştirilmesi oldu.

Misal Sessegnon transferi sonrası basın toplantısında teknik direktör oyuncuları getiren manajerlerin Sedat Yeşilkaya ile Ali Cansun olduğunu söylemişti.

Ama imza törenindeki menajerler bambaşka idi.

Sedat Yeşilkaya’yı aradığımda, “Bülent bu konuda çok doluyum, ama konuşmak istemiyorum. Eski kulübüm” demişti.

Anlamayanlar için hemen biraz açayım. Çünkü bu Türk futbolunda sık karşılaşılan bir durumdur.

Bir menajer, bir kulübe futbolcu önerir.

O futbolcu izlenir (çeşitli sitelerden), beğenilir, hocadan da onay alınır (gerek duyulursa).

Bu oyuncuların ortak özelliği ya yaşlı olması veya kronik sakat olması ya da uzun süredir forma giyme şansı bulamamasıdır.

Sonra futbolcuya dönülür, denir ki:

“Biz böyle böyle bir kulübüz. Seni transfer edeceğiz. Ama o menajer üzerinden olmaz.

Menajerliğini şuna vereceksin.”

O futbolcu, o kulübe gelmek için menajerini değiştirir, transfer rakamları ona göre planlanır, imzalar atılır.

Hocanın aklında da o ilk getiren menajerler olduğu için ağzından o isimler çıkar.

Sistemi bilen gazeteci de bunu not alır…

Anlatabildim mi?

Elindeki oyuncuyu çalan kulüplere işini doğru yapan hangi menajer bir daha oyuncu önerir.

Ben olsam bir daha kapısından geçmem!

Şimdi bana Sessengon’un imza günü neden menajerinin değiştiğini biri anlatabilir mi?

Gerçekten merak ediyorum çünkü. Belki bir şey yoktur, ben yanlış biliyorumdur. Ama hoca öneren menajeri başka söylüyor, kulüp başka menajerden o oyuncuyu transfer ediyor. Bir gariplik yok mu bu işte?

Konuştuğum herkes Emrah Atasoy’un bu işi bileceğini söylüyor…

Buna benzer menajerleri değişen onlarca futbolcunun listesi çıkartılabilir.

Bu yazıyı okuyan başka menajerler de mutlaka arayıp “Bunda da böyle oldu” diye anlatacaktır.

Zamanı gelince onlar da yazılır.

BECERİKSİZLİK

Hep denir de. Kulüp başkanı ve yöneticiler futboldan o kadar anlamak zorunda değil.

Profesyonellerle çalışmalı.

Emrah Atasoy işte kulüpte profesyonel olmak zorunda olan bir görevde yer alıyordu.

Ticaret yapan bir şirket olsa görev tanımı CEO olurdu.

CEO sorumluluk alır, şirketin daha fazla kazanması için uğraşır.

Gençlerbirliği’ni de bir şirket gibi düşünürsek.

Aldığın ile sattığının en azından dengeli olması gerekir.

Emrah Atasoy şimdi oturup bir liste çıkarsın. Görev süresi boyunca “Çöp” diye adlandırılan kaç transferde imzası var?

Sadece, birkaç A4 sayfası tutacak o listeye bakıp “Ben galiba bu işi beceremiyorum” diyecek mi?

Yoksa çeşitli bahanelerin arkasına sığınıp yine de kendini başarılı bulmaya mı çalışacak?

Bahanelerin arkasına sığınsa bile görevini yapamıyor olmak onun için hiç dert değil mi?

Tek önemli olan şey alınan maaş mı?

Erdem Alataş için de yazdım, tekrar ediyorum.

Pazarda limon satın, limon!

TAPULAR, TAPULAR VE HESAPLAR!

Emrah Atasoy’un kendisine ve ailesine ait tapular yıllar önce bana gönderilmişti.

Tarihi yeni olsa bile üzerinde “Veraset” ibaresini görüp, ailesinden kalmış mülklerin hesabından banane deyip detayına bile bakmadan atmıştım.

Ama son zamanlarda Emrah Atasoy ve serveti artık dilden dile konuşulur oldu.

Bazı araziler için “Onu bana Murat Cavcav hediye etti” dediği bile dediği ifade ediliyor.

Bir kişi değil onlarca kişi bu iddiaları aktardı.

Elimde belge olmadan vardır ya da yoktur demek bana düşmez.

Ama bu kadar çok konuşulan bir konunun da artık açıklığa kavuşturulması gerekmez mi?

Bu konuda çağrım tüm Gençlerbirliği yönetimine…

Emrah Atasoy’un, eşinin, yakınlarının E-Devlet üzerinden tapu kayıtlarını, banka hesaplarını, gelir artışlarını isteyin ve inceleyin.

Bunda ayıp bir şey yok.

Ardından inceledik, gelirine göre garip bir artış yok ya da var deyin.

Dedikodular artık sona ersin.

Kamu yararına dernek statüsünde bir yerde imza yetkisi olan bir kişinin bu kayıtları zaten verebilmesi lazım.

Emrah Atasoy’un da bunu garip karşılayacağını açıkça düşünmüyorum.

Neticede kendisi kulüp çalışanının şahsi telefon kayıtlarını isteyip, teker teker inceledikten sonra Arda Çakmak’ın şöförü ile görüştüğünü gerekçe göstererek işine son verebilmiş karakterde birisi.

Bunu da çok dert etmese gerek.

Ya da kendine bu konuda güveniyor ise bana da gönderirse ben de inceler var ya da yok diyebilirim.

Ama bu kadar dedikodusu dolaşan bir konuda bu belgeleri ortaya koymamak, iddiaların doğruluğu ile eş anlamlı hale gelir…

Umarım doğru çıkmaz…

Cevabı bekliyoruz.

Devam edecek...

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
18
hakan
18 Eylül 202022:24
ülkemizde kulüblerin batması yada borç yumağı olması bu yüzden . başkanlık menejerler komisyon alıyor yada topçu aldığı paranın bir kısmı alınıyor felan
17
Dogruya dogru
15 Eylül 202022:51
Herşeyi çok güzel yazmışsın Bülent bey ama eksiklerde var alt yapıya vizyonu değiştirecek bir gelişim direktörü taşkın Aksoy getiriliyor ve güzel şeyler yapmaya başlıyor ama sonuç oyuna getiriliyor sözleşme illegal fesih ediliyor daha bitmedi yıllarca başarılı başarısızlık olarak bakılmadan sadece yalakalık ve saha performansı dışında yönetime kendilerini çok iş yaparmış gibi gösteren kafalarına göre alt yapı hocalarının ayaklarını kaydıran hep kendilerine yer açan Erol TOKGÖZLER denen şahıs ve artık saha performansı bitmiş sadece çenebazlık yeteneği ile alt yapıda yer bulan Muzaffer ÇİGERİMİN Gibi tiplerinde entrikalarına artık son verilmeli. Benim çocuğum gibi bir sürü genç yetenekleri harçadılar bu tipler
16
mahmut kandar
27 Ağustos 202012:28
O liyakatta biri orda o klüpte hala duruyorsa mutlaka birilerinin gizli kasasıdır.Tabi kasayı gizlerkende kendine bir şeyler ayarlamıştır.
15
Genclerim
21 Ağustos 202008:22
Ibrahim üzülmez in de kendi istediği futbolcular değil de emrah'in istediği futbolcular alınıyor diye ilhan cavcav ile gerginliği olmuştu
14
Alkara
20 Ağustos 202023:50
Sıra ne zaman Junior Cavcav’a gelecek merak ediyorum. Sonuçta patron o ve tüm olan bitene o ve onun sözde yönetimi karar vermiyor mu?
13
HÜSEYİN
20 Ağustos 202018:46
hiç bişey yapmadan yıllarca yattığı yerden para kazanan mete ışığada sıra gelecek mi?
12
Kripto
20 Ağustos 202016:49
Hangi kulüpte o kadar iyi yerlere gelmiş, apartmanda oturan, sıradan arabaya binen var abi? Araştırın millet yalıda müstakilde oturuyo, bırakın arabayı jetle geziyo. Bırakın bu işleri...
11
İskoc
20 Ağustos 202015:54
Aynen emrahın hiç birseyi yokdu klüpde ofis boydu evraklara bakardı.karabüksporuda erdem alatasl beraber batırdı zaten.simdi bizde gençlerde neden hep hırsızlık neden yaaa emrah erdem alatas klübü sordular
10
İbrahim
20 Ağustos 202012:24
Yahu şu adamların elinden bu takım nasıl kurtarılacak anlamadım gitti. İlhan CAVCAV için dedik ki artık rahmetli olmasını bekleyeceğiz, başka türlü gitmeyecek, anlaşıldı, diye. Adam rahmetli oldu, ondan bin beter oğlu çıktı bir de başımıza. Kardeşim bırakın gidin. Şurda bir tane zevkimiz var, sayenizde futbol zevki yüzünden kanser olacağız. Güzelim kulüp, ellerinizde çürüyor. Ne saygınlığı kaldı , ne albenisi. Lanet okuya okuya bir hal olduk sizlere....
9
Çakmakçı
20 Ağustos 202011:34
Arda çakmak bi başkan olsa da rahatlasan artık. Yada olursa böyle beslemez belki
8
İskoc
20 Ağustos 202011:06
Adam hayat sebla konutlarımda oturuyor cukurambarda esininde son model arabası var.emrah nerden nereye geldi
7
Şakir
20 Ağustos 202011:02
Futbolcunun menajerini değiştirenin niyeti belli. Peki eski menajerlerin konuşmaması ilginç değil mi ? Hepsi birbirlerini bir yerlerinden yakaladıkları için adam hakkını bile aramaya cesaret edemiyor. Türk futbolu bu karmaşadan kurtarılmalıdır. Ama kim kurtaracak ? Ortada 25 adet çöp transfer var, "bunu kim yaptı ?" diye soracak bir makam yok !
6
Şakir
20 Ağustos 202010:43
Ellerine sağlık Bülent. Her şey o kadar açık ki... Şimdiye kadar kimse bu kadar net anlatmamıştır. Murat Cavcav bir adama arazi değil, kalem hediye etmez.
5
Hikaye anlatma
20 Ağustos 202010:42
Ankaragücünü neden araştırmıyorsun :))
4
060
20 Ağustos 202010:29
kulup kimlerin eline kalmış. bizde cavcavın kulupte ağırlığı var zannediyoruz. kulubu menejerle emrah bey yönetiyormuş.
3
Süreyya altintas
20 Ağustos 202010:23
Ufuk ozertem ve ekibi demen lazım bunlar onun eseri
2
nail
20 Ağustos 202010:21
batlas bu kadar yazıyorsa 100 katını biliyordur. onları da yazsın
1
Mustafa TANRIVERDİ
20 Ağustos 202009:57
Eskiden Radyo da bir program vardı Arkası Yarın diye şimdi aynı o radyo proğramını bekler gibi bekliyoruz.
BÜLENT ATLAS



Yazarın Diğer Yazıları