ASIRLIK ÇINAR DEVRİLMEK ÜZERE

Hürriyet Gazetesi'nden Özgür Şahiner başkent ekiplerinin 18. haftasını değerlendirdi.

Asırlık çınar Devrilmek üzere

Testi kırılmadan biz uyarımızı bir kez daha yapalım. Ankaragücü’nün gitti yol, yol değil. Takım hızla uçurumun kenarına doğru sürükleniyor. Acil önlem alınmazsa sonuç (kimse bunu istemez) felaket olabilir.

Peki, neden Ankaragücü bu hallere düştü ? 100 yıllık camia her gün biraz daha eriyip tükenirken, buna ‘dur’ demesi gerekenler, her şeyi biz biliriz havasında işi eline yüzüne bulaştırınca bu noktaya gelindi. Ankaragücü’ne gönül verenler, olacakları çok önceden görüp ikazını yaptı ama hepsi nerdeyse düşman ilan edildi. Suç her defasında dışarıdaki insanların üzerine atıldı. Yönetimdekiler aynaya bakma cesaretini gösteremedi.
Artık bu koca gemi karaya oturdu. Bu yönetim ve bu anlayışla yürümez. Sorumluların, gerçek bir sorumlu gibi davranıp, Ankaragücü’nün önünü açmasının zamanı geldi. Bir kulübün ayakta dimdik durabilmesi için yönetiminin güçlü olması gerekir. Ankaragücü’nde şu an yönetim yok ki güçlü olsun. Plan, proje üretmeden, kulübe kaynak oluşturmadan her sezona 8-10 transfer ile girmek, ara transferde 3-5 isimle yolları ayırıp, 10 futbolcuyu kurtarıcı diye kadroya almak, yöneticilik değildir. Eğer yöneticilik buysa, sonucu da böyle olur.

Kulüpler için genel kurullar, yeni umutlar yeni başlangıçlar için birer şanstır. Ankaragücü’nde ise son 10 yıldır seçimler, mevcut yönetimin kendi kendine senaryosunu yazıp onadığı bir tiyatroya döndü. 7 kez istifa edip 8 kez başkanlık koltuğuna oturan Cemal Aydın ve ekibi, başarısız olduklarını kabul edip kenara çekilmeli. İnatta ısrar, kulübü her gün çıkmaza sürüklüyor.

21 Şubat’ta yeni bir genel kurul var ama kimse Ankaragücü yönetimine talip olduğunu açıklayıp ortaya çıkamıyor. Çünkü mevcut düzen, adayların karşısına aşılmaz bir set çekiyor. Adayların, ‘Ankaragücü kültürünü soluyup solumadıkları”, Başkan Aydın’ın test sonuçlarına göre belirleneceğinden, Ankaragücü sevdası ile yanıp tutuşanların hevesi kaçıyor.

İkinci bölümde iki maç geride kaldı ve Ankaragücü, rakiplerine 3’er puan kaybedip kaosun ortasında kaldı. Kimse (Daha çok maç var paniğe gerek yok) deyip, hayal tacirliği yapmasın. Hem bu ligin şakası yok hem de Ankaragücü içine düştüğü durum nedeniyle umut vermiyor. Başkent ekibi için kendi evinde oynamak tam bir korku filmine döndü. Maç kazanamadıkları gibi, taraftar baskısı her karşılaşmada bir kat daha artıyor. Stres ve gerilim, oyuncuların ellerini ayaklarına doluyor.
Konyaspor maçında yaşananlar gösterdi ki Ankaragücü’nü ilerleyen günlerde zor bir süreç bekliyor. 100 yıllık çınar, kendisini içten içe kemiren hastalık nedeniyle devrilmek üzere. Eğer bu çınar devrilirse, o zaman Başkent’te yer yerinden oynar. Sorumlular hesap veremez.

Gençler ruh kazandı

Önce Kayseri ardından Kocaeli galibiyetleri, Gençlerbirliği’ni kendine getirdi. En azından iki haftadaki sonuçlar gösteriyor ki kırmızı-siyahlılar, devre arasını iyi geçirmiş. Çatlak seslerin gönderilmesiyle takım havasını bulmuş. Bunda elbette Teknik Direktör Samet Aybaba’nın da rolü var. Tecrübeli teknik adam, ikinci yarıda sezona damgasını vuracak ekiplerin başında olacağız sözleri ile oyuncularına olan güvenini her fırsatta dile getirdi. Şimdi oyuncuları bu güveni boşa çıkarmamanın gayreti içinde. Soner, Aybaba’nın yeni prensi olarak vitrindeki yerini aldı. Troisi, hücumda kendisine tanınan özgürlüğü, attığı goller ve ortaya koyduğu futbolla göstermeye başladı. Şimdi herkes gurbette kazanmaya alışan Gençlerbirliği’nin, iç sahadaki performansını merakla bekliyor.

Ankaraspor'a yakışmadı

Ankaraspor için Trabzonspor maçı, zirve iddiasının ne derece gerçekçi olacağını gösterecek bir sınavdı. Sonucu bir tarafa bırakalım, mavi-beyazlıların ortaya koyduğu oyun beklentileri boşa çıkardı. Rakip karşısında kendi evinde oynamasına rağmen pozisyona girmekte zorlanan Ankaraspor’un görüntüsü, geride kalan haftalardan çok farklıydı. Aslında Denizli ile oynanan kupa çeyrek final ilk maçındaki futbol, Ankaraspor’un bilinen futbolunda bir gerileme olduğunu belgelemişti. Trabzon yenilgisinin Ankaraspor’da derin izler bırakıp bırakmayacağı, önümüzdeki süreçte oynayacağı 3-4 maçta kendini gösterecek.

Hacettepe'de golü kim atacak ?

Hacettepe’nin işi gerçekten zor. Oynayacakları her maç final. Bu büyük baskıyı kaldırmak değil genç Hacettepe her takım için zor. İkinci yarının yeni başladığını kabul edersek, Bursa gibi bu ülkenin en çetin deplasmanlarından birinden puanla dönmek büyük başarı. Hem teknik ekibe hem de futbolculara önlerindeki maçlar için moral olacak. Ancak temel sorun hala sürüyor. Bu takım dipten kurtulmak için kazanmak, kazanmak için de gol atmak zorunda. Hacettepe buna çözüm bulamazsa, emeklerinin karşılığını alamaz ve kendini bir türlü potanın dışına atamaz.