SIKINTI, DERT, TASA - İTALYA TAKIM ANALİZİ

İtalya, 2010 Dünya Kupası'nda Slovakya ve Yeni Zelanda gibi zayıf takımlarla aynı grupta bulunup, son sırayı alana dek tecrübeli oyuncuların suyunu sıkarak yola devam etmeyi tercih etmiş ve yapılması kaçınılmaz olan genç oyuncu hamlesini mümkün olduğunca ötelemişti. Bu hezimet sonrası göreve Fiorentina'da çok başarılı 5 yıl geçirmiş ve takımıyla Şampiyonlar Ligi'nde dahi başarılı bir sonuç elde etmiş olan -onun Fiorentina'daki başarısını o gittikten sonra Fiorentina'nın bir orta sıra takımına dönmesine, hatta bu sene küme düşme tehlikesini yaşayabilecek kadar silikleşmesi üzerinden de okuyabiliriz- Cesare Prandelli'nin getirilmesinden sonra takım Fabio Cannavaro, Gianluica Zambrotta, Gennaro Gattuso gibi isimler yerine yeni jenerasyonun öne çıkan isimlerine yönelmeye başladı. Oyuncu seçimlerindeki dönüşümünü, İtalya'nın oyun karakteristiği üzerinde de gösteren Prandelli, katı-savunmacı ve fiziksel güce dayalı yapıyı ofansif, topa sahip olmayı hedefleyen bir yapı haline getirmek için çabalıyor. Ancak onyıllardır bu futbolun en önemli temsilcisi olmuş, "catenaccio"yu yaratmış bir ekolün bu değişimi hem bu nedenle, hem de yetenekli oyuncu eksikliği nedeniyle yapması uzun vaadede planlanan bir iş. İtalyanların Estonya, Kuzey İrlanda, Faroe Adaları, Slovenya gibi ofansif kalitesi sınırlı takımların bulunduğu bir grubu az golle yemesi belki çok sürpriz sayılmazdı ancak 10 maçta sadece 2 gol yemiş olmaları da savunmanın başarısı açısından övgüye değer.

 

Yukarıda saydığımız takımlara ek olarak kötü bir çizgi çizen Sırbıstan'ın dahil olduğu C Grubu'nda mücadele eden Gök Mavililer, grubu 8 galibiyet, 2 mağlubiyetle kapatırken 20 gol atıp, 2 gol yedi. İtalyanlar için şu anda ilk planda olan bu jenerasyondan uzun vaadede kullanabilecekleri bir takım yaratmak. Bu da buraya turnuvayı kazanma hedefi yerine daha küçük hedeflerle gelmelerini sağlıyor. Gruplarda Hırvatistan ve İrlanda küçümsenecek rakipler değil, ancak çeyrek finali görememek de büyük hayalkırıklığı yaratacaktır taraftarlar arasında. 

 

Kaleciler 30'lu yaşlarına geldiklerinde zirve performansını gösterir klişesi, Gianluigi Buffon için 30'lu yaşlarına geldiğinde de bugünkü performansını gösterebilecek mi şeklindeydi. Uzun bir süre dünyanın en iyi kalecisi sorusuna verilen tek cevap olan Buffon, geçmiş yıllarda yaşadığı sakatlıkların aksine bu sezonu hasarsız geçirirken, Juventus'un 9 yıl sonra gelen şampiyonluğunda büyük role sahipti. Buffon'un önüne, Juventus'ta da beraber oynadığı ve bu sezon takımın 38 maçta sadece 20 gol yiyen müthiş savunma hattının baş aktörlerinden, Giorgio Chiellini ile Andrea Barzagli yerleşecekti fakat, Barzagli'nin sakatlığı nedeniyle bir başka Juve'li Leonardo Bonucci'nin oynaması bekleniyor. Belki de Juventus'un Şampiyonlar Ligi'nden uzak kalması nedeniyle hakettiği övgüleri alamayan Chiellini'nin ligde sergilediği performansı burada da sergilemesi şart. Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde çok başarılı bir grafik çizen Napoli'nin 3-5-2'sinin sağ kanadındaki tüm sorumluluğu üstlenen Christian Maggio, defansif özelliklerinden daha çok, ofansif nitelikleriyle dikkat çeken bir bek. Sol kanatta Domenico Criscito'nun forma giymesi bekleniyordu ancak adı şike soruşturmasına karıştığı için kadrodan çıkarıldı. Şimdi bu bölgede Federico Balzaretti öne çıkan isim. Ortasahada, Milan'ın oynadığı sistemden örnekleyebileceğimiz, baklava yapısını benimseyen Prandelli, 4 göbek oyuncusundan yararlanıyor. Bu isimlerden Daniele De Rossi'den diğer isimlere oranla biraz daha geriye yakın oynayıp, daha defansif gereklilikleri yerine getirmesi bekleniyor. Genç oyuncuları takıma adapte etme stratejesinin yakınından bile geçmediği Andrea Pirlo'nun, İspanyolvari tekniği ve tecrübesi onu bu takımda da kadroya en önce yazılan isimlerden biri yapıyor. Diğer iki forma içinse, Prandelli'nin Fiorentina'dan eski öğrencisi olan ve kısa bir süre önce Milan'a transferi açıklanan "Milano şehrinin yeni Pirlo'su" Riccardo Montolivo, Juventus'un şampiyonluğunda Pirlo'nun ortasahadaki partneri olan Claudio Marchisio ve alternatif oyuncu olması beklenirken, Milan'ın ortasahasına yerleşip, beklenmedik derecede başarılı bir yıl geçiren Antonio Nocerino aday. Prandelli, orta sahaya daha ofansif bir kimlik kazandırmak isterse de üç göbek oyuncusu oynatıp, onların önüne de bu sezon Serie A'da 16 gol ve 16 asistle ligin en sıradışı performanslarından birini sergileyen Sebastian Giovinco'yu yerleştirebilir. Son 10 yıla baktığımızda Christian Vieri ve Filippo İnzaghi gibi isimlerle başlatıp Alberto Gilardino ve Luca Toni gibi isimlerle devam ettirebileceğimiz ceza sahası golcülerine sahip İtalya'nın forvet profili bu turnuvada farklılaşıyor. Marcelo Lippi döneminde istenmeyen adam olan Antonio Cassano, Prandelli döneminde takımın en büyük hücum silahı haline geldi. Elemelerde takımın attığı 20 golün 6'sına imza atan forvet, -kendisinden sonra en golcü futbolcu 2 golü olan Giampaolo Pazzini'ydi- sezon içinde hayati engel teşkil edebilecek bir hastalıkla yüzleşmiş, fakat korkulan olmamış ve Cassano Nisan'a doğru tekrardan sahalara dönmüştü. Onun partneri olacak Mario Balotelli, onu her durumda baltalayan zihinsel problemleri hariç, her türlü yeteneğe mahzar olan bir değer. Elemelerde sadece 19 dakika forma giyebilen, ancak ilk seçenek olan Giuseppe Rossi'nin sakatlığı sonrası ilk 11'e yükselen Balotelli'nin ruh hali onun efsane bir performans sergileyeceğini mi yoksa maçın ilk saniyelerinden takımı 10 kişi bırakacağını mı belirleyecek; artık futbolu yakından takip eden herkesin ezberlediği üzere Balotelli söz konusuysa ne olacağını asla bilemezsiniz.

 

XI (4-1-3-2): Gianluigi Buffon; Christian Maggio, Giorgio Chiellini, Leonardo Bonucci, Federico Balzaretti; Daniele De Rossi; Andrea Pirlo, Claudio Marchisio, Riccardo Montolivo/Antonio Nocerino; Mario Balotelli, Antonio Cassano

 

İtalyanların her bölgede birkaç seçenek sunabilen, 23 oyuncu olmasına rağmen 27-28 oyuncu varmışçasına farklı formasyonlar üretebilecek bir kadro yapısı var. Ancak bu nicelikteki değerler, iş niteliğe varınca o kadar da parlak değil. Bu da onları favori pozisyonundan uzaklaştırıyor. Buna ek olarak, hem şike soruşturması sürecinde yaşananlar hem de sakatlıklar Prandelli'nin işini zorlaştırıyor. İtalyanlar alıştığımız kuvvetlerinde değiller, o nedenle şimdilik sadece gruptan çıkmaya odaklanmaları gerekiyor.

 

Klasspor - Özhan Yüksel