Bir takımdan çok daha fazlası - Almanya Takım Analizi

Site İçi Arama


BİR TAKIMDAN ÇOK DAHA FAZLASI - ALMANYA TAKIM ANALİZİ

Bir takımdan çok daha fazlası - Almanya Takım Analizi

Turnuvanın en büyük iki favorisinden biri olan Almanlar kazanabilirler mi?

6415 Okunma

 

Futbol ortamlarında Albert Camus'nün "Ahlaka dair bildiğim ne varsa futboldan öğrendim" aforizması, Albert Camus'nün kendisinden daha ünlüdür. Adolf Hitler'den beri uykuda olan ırkçılık ve zenofobi tüm Avrupa'da yeniden hortlarken, kadrosunda Brezilya'dan Tunus'a, Tunus'tan Türkiye'ye dek  oyuncularla oluşturduğu uluslarüstü takımla Almanya, Camus'ye selam durup, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de dahil olduğu pekçoklarınca artık ütopik olarak görülen ulusların bir arada yaşayamayacağı tezine, anlayabilirseniz kocaman bir tokat atıyor. Bu yönden kazandığı sempatinin yanında, Alman Milli Futbol Takımı'nın bir diğer sempati kazandıran damarı daha var. Tarihi boyunca her zaman zirvenin yakınlarında bulunmuş olsalar da, oynadıkları oyun neticesinde her zaman kötü bir şekilde anılmış Panzerler, Löw'ün göreve geldiği günden beri, bu başarılı çizgiyi sürdürürken aynı zamanda dünyanın en coşkulu ve zevk veren futbollarından birini oynamaktalar. La Liga'nın iki takımlı, Barcelona'nın rakibe üç pas yaptırtmadığı, Real Madrid'in ise 3 golden az attığında şaşırttığı, oyunun doğasının kökündeki en derin damar olan rekabetin unutulduğu bir lige dönüşmesinin ardından; Bundesliga, rekabetçi yapısı, her takımın futbol oynama arzusunda oluşu ve her daim dolu olan tribünlerin yarattığı atmosferiyle futbolseverlere gözleri kamaştıran bir parlaklık sunuyor. Joachim Löw, Almanların yaptığı altyapı devrimlerini, müthiş öngörüleri ve taktik dehasıyla enfes bir takıma dönüştürdü. Aslında Löw'ün Fenerbahçe ziyareti üzerinden bir Türkiye futbolu okuması dahi yapılabilir ancak biz tadımızı kaçırmak yerine Almanya gibi bir takımı bize izlettirebildiği için ona şükranlarımızı sunmakla yetinelim.
 
İspanya'yla beraber elemelerdeki tüm maçlarını kazanarak buraya gelen Almanya, 10 maçta 34 gol atıp, sadece 7 gol yedi. FIFA Sıralaması'nda ilk 10'da yer aldığı A Grubu'nda Almanya favori. Kupasız geçen 16 yıldan beri Almanya ilk defa kupaya bu kadar yakın ve bu açlığı doyurabilmek yolunda İspanya dışında onları bundan alıkoayabilecek güçte bir takım yok.
 
Diğer teknik direktörler kadro seçimlerini zayıf bölgelerini telafi edebilmek üzerine yoğunlaştırırken, Löw'ün kafa yorduğu mesele zaten her bölgede güçlü görünen takımdan nasıl optimizasyon sağlayacağı şeklinde. Sezon başında astronomik bir ücret karşılığı Bayern'e geçen Manuel Neuer, Schalke yılları boyunca taşıdığı yıldız potansiyelli kalecilikten yıldız kaleciliğe terfi etmiş gibi görünüyor artık. Kuşkusuz ki Casillas ve Cech gibi isimlerin ardından yetişen jenerasyonun en önemli bir kaç kalecisinden biri. Neuer'in önünde oynaması beklenen, Mats Hummels ve Holger Badstuber çok genç olmalarına rağmen hem külüplerinde hem milli takımda harika performans sergilediler. Defansif kabiliyetlerine ek olarak, ikisinin de stoper üstü standartta tekniklere sahip olması Almanya'nın topa sahip olma oranına ciddi anlamda katkı sağlıyor. Löw'ün kanat savunmalarını seçerken Boateng/Lahm ya da Lahm/Schmelzer seçeneklerinden birinde karar kılması gerekecek. Boateng'in yıl boyu Bayern Münih'te stoper oynaması nedeniyle burda sağ bek oynayacak olması forma şansını düşürürken, eleme maçlarında Schmelzer'e göre daha çok mücadele etmesi de arttırıyor. Schmelzer ise Dortmund'da da oynadığı gibi seçilmesi halinde burada da sol bek oynayacak, onun dezavantajı sezonun sonuna doğru bir sakatlık geçirmiş olması. Bu isimlere göre sağ veya sol kanatta oynayacak olan kaptan Philipp Lahm, Ashley Cole ve Maicon gibi isimlerinin ilerleyen yaşı, Sergio Ramos'un da mevki değişimi sonucunda Dani Alves'le beraber dünyanın en iyi iki bek oyuncusundan biri durumunda kanaatimce. Orta sahanın arka kısmınında da Löw'ü üzerine düşündürecek bir tercih bekliyor. Louis van Gaal'le birlikte çift yönlü bir orta saha oyuncusuna dönüşen ve şu anda bu departmanın en iyi isimlerinden biri olan Bastian Schweinsteiger, yaşadığı uzun süreli sakatlıktan sonra ligin son bölümünde formasını tekrar giymeye başladı ve Euro2012 başlangıcına kadar da hazır hale gelecektir. Schweinsteiger'in partneri olacak isim ise Sami Khedira ve Toni Kroos arasından seçilecek. Khedira'yla kurulacak bir orta saha fiziksel ve defansif yönden daha güçlü olacaktır elbette ancak Toni Kroos'lu orta sahanın, şüphesiz ki aynı seviyede olmamakla birlikte, oyunun defansif kısmında da yeterli performansı sergileyebileceğini, bunun yanında da Khedira'lı orta sahaya göre çok daha üst düzeyde teknik içereceğini düşünüyorum. Sadece bir kaç yıl öncesine kadar Almanya'nın en gözde futbolcusunun Michael Ballack olması, Mesut Özil'in Alman futboluna getirdiği yeteneği, tekniği, oyun zekasını anlamak açısından önemli. Löw'ün girişte bahsettiğimiz devrim aşamasında en dönüştürücü rolü oynayan Mesut, Cristiano Ronaldo'nun çok ön plana çıkması nedeniyle hakettiği övgüyü yeteri kadar alamıyor olsa da, artık çok büyük bir yıldız. Lig bitmeden önce Arsenal'e transfer olduğu açıklanan Lukas Podolski de bu hücum üçlüsünün bir diğer parçası ancak bir başka yetenekli genç Marco Reus da onun formasını ciddi şekilde tehdit ediyor. Mario Götze ismini hala duymadıysanız yapacağınız ilk iş bu eksikliği gidermek olsun. 1992 doğumlu oyuncu tepeden tırnağa futbolcu deyiminin vücut bulmuş hali gibi. Bir kanat oyuncusundan bekleyeceğiniz yetenek, sürat, oyun zekası gib her özelliğe sahip. Ancak sezonun sonlarına doğru sakatlık yaşaması ve kondisyonunun henüz  istenen seviyeye gelememesi nedeniyle formayı Thomas Müller'e kaptırabilir. Löw'ün seçim yaparken en çok zorlanacağı mevkilerden biri de forvetteki isim. Miroslav Klose yaşlanmış ve Lazio'ya gidişiyle takım kalitesini daha alt bir düzeye indirmiş olsa da milli takımlar tarihinin gelmiş geçmiş en büyük golcülerinden ve elemelerde de 9 gol atarak bu kimliği koruduğunu kanıtladı. Mario Gomez ise Bayern Münih'le inanılmaz bir sezon geçirdi ve şu anda Avrupa'nın en formda golcüleri arasında. Seçimlerin yoksunluk üzerinden değil de, aynı mevki için birden fazla iyi seçenek olması üzerinde gerçekleşmesi Almanların kadro kalitesi hakkında fikir verici.
 
XI (4-2-3-1): Manuel Neuer; Jerome Boateng/Marcel Schmelzer, Mats Hummels, Holger Badstuber, Philipp Lahm; Sami Khedira/Toni Kroos, Basitan Schweinsteiger; Mario Götze/Thomas Müller, Mesut Özil, Lukas Podolski; Miroslav Klose/Mario Gomez
 
Hem çok derin hem çok kaliteli bir kadroları var, Löw harika işler çıkartmaya devam ediyor ve Almanların 16 yıldır kupa kazanamamış olsalar dahi kendileriyle özdeşleşmir bir kimlik olarak kupa canavarı olma alışkanlıkları var. Ancak bu kadronun büyük bölümünü oluşturan Bayern Münih'li oyuncuların da Şampiyonlar Ligi sonrası buraya moralsiz ve özgüvensiz gelecekleri açık. Löw bu problemi çözebilirse, Almanlar kupaya güzel bir Berlin turu attırabilir.
 
Özhan Yüksel

ETİKETLER
Metin Gören adı ölümsüzleşti
Durali Akpınar'ın acı günü
Gençlerbirliği'nin yeni transferi antrenmana çıktı
Arif Ölmez'den flaş açıklama...
Trabzonspor'dan Gençlerbirliği'ne arka kapı oyunları!
Faruk Koca: Yeni stada yakışır bir takım yaratacağız.
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
2
Tahsin Işık
12 Haziran 201202:28
güzel analiz olmuş emeğine sağlık ama bu kadar yabancı olunca kulup takımından bi farkı yok. milli takım olmasının bi anlamı kalmamış. alman karakteini taşıyan bi almanya milli takımı izlesek eminim daha iyi olurdu. yabancıların çoğu almanya'da doğup büyüdüyse de kendi geldikleri ulusun kültürüyle büyümüş. örnek olarak mesut özil'in alman sevgilisini müslüman yapmaya çalışması yada david villa'ya dinime küfretti diye maçın ortasında saldırması. şahsen alman milli takımında mesut özil'in asistlerini izlemek yerine alman karakteristiğini yansıtan badstuber'in rakibinden aldığı darbe sonrası hiç bişey olmamış gibi oyununa devam etmesi , mertesacker'in kafasına süratle çarpan top sonrası gıkını çıkarmaması gibi enstanteneleri izlemeyi tercih ederim. aldığı en ufak darbede yerde kıvranan yabancıların yerine.
1
harika bir analiz
9 Haziran 201210:12
harika bir analiz. şampiyona öncesi böyle yazıları klasspordan görmek çok iyi oldu. i love you soccer