CEYLAN ÇALIŞKAN 'YÖNETİCİLER TRANSFERİ BİLMİYOR'

Geçtiğimiz hafta içinde Beşiktaş’ın Mali İşlerden Sorumlu Asbaşkanı Ertunç Soğancıoğlu ile konuşuyorduk. Söz dolaştı, son günlerde yapılan operasyonlar dolayısıyla menajerlere geldi.. Soğancıoğlu, ‘’Türkiye’de bu işi yapan bir sürü isim var. Ama Ceylan Çalışkan’ı ayrı tutarım. Çünkü onun önerdiği futbolcuyu gözüm kapalı alırım’’ dedi.. ‘’Neden?’’ deyince de anlattı;

-‘’Çünkü Ceylan bir futbolcuyu ‘Size getiriyorum, ama götürürken de, çok iyi paraya götürürüm’ diyerek getirir. Örneğin; Carew.. Ceylan bu futbolcuyu bize getirdiği fiyatın iki katına sattı.. Mesela kaleci Runje.. Neredeyse bonservis parası ödemeden aldık. Ama çok iyi bir fiyata sattık. Ve Youla.. Ceylan Youla’yı bize getirdiği fiyatın çok üstünde sattırdı..’’

Ertunç Soğancıoğlu, referansı böyle verince, bana da Ceylan Çalışkan’ı arayıp, son günlerin tüm olaylarını sormak farz oldu..

İşte o röportaj:

- Sevgili Ceylan.. İlk olarak istersen son günlerin menajer operasyonları ile başlayalım. Neler oluyor futbol dünyamızda? Hem bazı faal teknik direktörler, hem de futbolcular tedbirli olarak disiplin kuruluna veriliyor.. Sorun ne?.

- Son zamanlarda Türk futbolunda yaşananlar gerçekten inanılması güç olaylar.. FIFA'nın çok kesin bir talimatı var. Bu TFF'nin talimatlarında da var.. Kulüp başkanlarının, yöneticilerinin, federasyon görevlilerinin, teknik direktörlerin ve faal futbolcuların, direkt ve dolaylı yönden menajerlik yapması kesinlikle yasaktır.. Bunu da herkesin bilmesi gerekir.. Bunu yapanlar telefon kayıtlarına dahi takılsa çok ağır cezalara çarptırılır.. Ama Türkiye'de bazı faal futbolcular ve antrenörler şirket kurup, bu işi resmiyete dökmüşler.

BU İŞİN EN BÜYÜK SUÇLUSU KULÜPLER

- Peki gayrı resmi olarak bu işi yapanlar var mı?.. Bu ismi geçenlerin hepsi aynı zamanda menajer mi?.

- Bu ismi geçenler menajer değil. Bunlar futbolcu ve antrenör. Bunların doğal olarak menajerlik yapma hakları yok. Bunun haricinde Türkiye'de bu işi yapan binlerce korsan menajer var.. Bunları menajer diye adlandırmak yanlış. Lisansı olmayan bir insan menajer değildir. Nasılsa diploması olmayan biri doktor, mühendis, mimar, öğretmen olamazsa, lisansı olmayan biri de menajer değildir.. Ama Türkiye'de maalesef menajerlik sisteminde çok büyük bir kaos var. İnanılmaz organizasyonlar var.. Ve FIFA tarafından katiyetle yasaklanmasına rağmen lisansı olmayan insanlarla çalışan futbolcular var, antrenörler var ve çok büyük bir suç teşkil etmesine rağmen bunlara ödeme yapan kulüpler var.. Bu kaosun baş sorumlusu da tabii ki bu işlere göz yuman kulüpler.. Avrupa'da hiçbir kulüp lisanssız bir insana ödeme yapamaz.. Lisanssız birsiyle hiçbir şekilde çalışmaz..

- Sen bu işi yıllardır yapıyorsun. 2007 senesinde benim bildiğim – ki bu TFF kayıtlarında da mevcut - Türkiye'de senin de aralarında bulunduğun 9 FIFA lisanslı menajer vardı. Şimdi bugün bir TFF yöneticisi çıkmış diyor ki, ''Türkiye'de menajerlik yapan 5 bin kişi var..’’ Doğru mu bu?. Dünya, dünya rekorunu da geçtim, tüm galaksinin rekoru bizde mi?..

- Türkiye'de şu an 117 tane lisanslı menajer var.. Yukarıda da belirttiğim gibi, korsan olarak bu işi yapan binlerce insan var. Bunlar genelde bu işi kulüplerle ve futbolcularla bağlantılı olarak yapıyorlar. Veya bazı teknik direktörlerle bağlantılı yapıyorlar. Federasyonun FIFA talimatlarını uygulayarak bunlarla çalışan kulüplere, antrenörlere ve futbolculara çok ağır cezalar vermesi gerekir.. Ki, federasyon yetkilisinin söylediği 5 bin kadar bu işi gayrı resmi yapıp suç işleyen insan ortalıktan silinsin.

BUNLARIN HER YERDE BAĞLANTILARI VAR

- Peki şimdi ne olacak?. Bu operasyonlar sonrası ortalık tamamen temizlenecek mi?.

- Doğrusunu söylemek gerekirse Türkiye'deki bu pisliği temizlemek çok zor.. Çünkü bir sürü insan bu işin içerinde.. Olay önemli yerlere dayanıyor.. Bazı gruplar çok iyi organize oluyorlar.. Kulüplerde güçlü bağlantıları var.. Medya da dahil maalesef destekleri var. Bu işte büyük bir rant paylaşımı var.. Dolayısıyla bu işi temizlemek çok zor. Federasyon iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor ama devletin bu işte federasyona destek olup, kulüpleri denetlemesi lazım.. Belki öyle bu iş biraz temizlenir.. Türkiye'de herkes lisanssız insanlarla iş yapmanın illegal olduğunu, yasal olmadığını bilip, ona göre hareket etmeli..
- Türkiye'de futbol piyasasında dönen parayı da söyle de işin neden bu kadar ciddi olduğu ortaya çıksın..

- Bana göre yıllık Türkiye'de dönen para 1 milyar Euro'nun üzerindedir..

- Menajerlik payı bu rakam içinde ne kadardır?. Önemli bir rakam mı ki herkes bu işi yapmaya çalışıyor.

- Tabii ki çok önemli bir rakam menajerlik payı. O yüzden herkes bu pastadan pay almaya çalışıyor.. Bu işi yasal yapsın, herkes emeğinin karşılığını alsın. Ona kimsenin itirazı olamaz.. Ama Türkiye'deki sıkıntı yasal olmayan işler..

BEN ARFA’YI RİJKAARD İSTEMEDİ, ROBİNHO DİREKTEN DÖNDÜ

- Gelelim diğer olaylara.. Sen sadece Türkiye'de değil, dünya yüzünde de ünlü oyuncu ve teknik adamların menajerisin.. Sezon başına dönelim. Öncelikle Türkiye’ye gelenleri değil de, gelmeyenleri konuşalım.. Kimler son anda kapıdan döndü?.

- Mesela Marsilya'da oynayan Ben Arfa.. Ben Arfa ile ilgili Galatasaray kulübüyle görüşmelerimiz oldu. Bedelsiz olarak 1 yıllık alma şansımız vardı. Yönetim istemesine rağmen, Rijkaard istemediği için bu transfer gerçekleşmedi.. Tabii ki bu da doğal.. Yönetim hocanın istemediği bir oyuncuyu almaz.. Çünkü takımı yapan hocadır. Ben Arfa İngiltere’den Newcastle'ye gitti, mükemmel bir başlangıç yaptı, ama maalesef 3 maç sonra ayağı kırıldı ve sezonu kapattı.. Örneğin Roma’lı Baptista… Brezilyalı oyuncu Türkiye'ye gelmek istemedi.. Ve sonradan çok pişman olduğunu söyledi. İlk etapta futbolcular Türkiye'ye çok sıcak bakmıyor.. Ama gelmek isteyen dünya çapında biri vardı, fakat maliyeti çok yüksekti. Bu oyuncunun Türkiye'ye gelmek istediğini çok net biliyorum.

- Kimdi bu oyuncu?..

- Bu oyuncu Robinho.. Maliyeti çok yüksek olduğundan dolayı bu transfer gerçekleşmedi.. Kendisi Milan'a gitti zaten..

TÜRK KULÜPLERİ 25-30 MİLYON EURO VEREMEZ

- Peki bu durumda ortaya şöyle bir çelişki çıkmıyor mu?. Bizim yöneticiler konuşurken, ''Biz istediğimizi alırız.. Herkes bizim takımı istiyor'' falan diyorlar. Ama Robinho maliyeti yüksek diye alınamıyor. Hani Messi, Cristiano Ronaldo falan olsa anlarım. Bir Robinho'yu bile alamıyorsak Avrupa kulüpleri ile nasıl başa çıkacağız..

- Dünyadaki önemli futbolcuların büyük bir bölümü Türkiye'ye gelmek istemiyor.. Ama Türk kulüpleri de zaten 25-30 milyon euro verip transfer yapamaz.. Çünkü büyük borçları var. Çok yüksek paralar verip, yeni oyuncular aldıkları zaman kulüpler batar.. O yüzden bir Real Madrid'in, Manchester United'in, Milan'ın yaptığı transferleri bizim kulüplerin yapma şansı yok..

LORİK CANA BÜYÜK BİR BASKI ALTINDA

- Lorik Cana'nın menaceri sensin.. Ancak Cana çok kariyerli bir oyuncu olmasına rağmen Galatasaray'da nedense bir türlü istenilen seviyeye gelemedi. Cana Arnavutluk Milli Takımı'nda harikalar yaratırken, Galatasaray da henüz kendini gösteremedi. Menaceri olarak bunu neye bağlıyorsun?.

- Lorik Cana 7 yıl Fransa'nın en büyük iki kulübünde futbol oynadı. Daha sonra geçen yıl Premier Lig'de yaklaşık 50 maç oynadı.. Sunderland kulübü kesinlikle Cana'yı bırakmak istemedi. Çok zor bir transfer oldu. Çok büyük ümitlerle Galatasaray’a getirdik. Ama sezon başında bazı futbolcularda olabilecek uyum sorunu onda da oldu. Ve aynı zamanda sakatlıklar da yaşadı. Ağır ağır kendisini toparlıyor.. Ve beklentileri bildiği için biraz da baskı altında.. En kısa zamanda her şeyi bertaraf edip gerçek performasını sahaya yansıtacağına inanıyorum.. Lorik Cana hem futbolcu olarak, hem de kişilik olarak çok kaliteli biri. Uzun yıllar Galatasaray'a hizmet edeceğini düşünüyorum..

- Yani Cana, yeni statta patlama yapar bekleyin, sabredin diyorsun..

- Evet. Bir futbolcunun bir kapasitesi, bir kalitesi varsa, bu biraz geç de olsa mutlaka ortaya çıkıyor. Lorik Cana’da da bu kalite, bu kapasite var. Lorik Cana İngiltere'de hem maddi olarak, hem de oynadığı kulübünde kral gibiydi. Babasının bütün hayali Lorik Cana'nın bir gün Türkiye'ye gelip Galatasaray formasıyla büyük başarılara imza atmasıydı.. Biz de Galatasaray kulübü ve Rijkaard'ın isteğiyle bunu gerçekleştirdik.. İnşallah yakında her şey iyi olacak.. Çünkü çok kariyerli, çok karakterli bir oyuncu . Biz onu çok uzun süre pazarlılar yapılarak normal maliyetle Galatasaray’a getirdik.

BİZİM KULÜPLER TRANSFER YAPMAYI BİLMİYOR

- Şimdi ara transfere 2 aydan az bir süre kaldı. Ara transferde yıldız bir isim Türkiye'ye gelir mi?..

- Yıldız futbolcu Türkiye'ye gelir. İyi araştırılırsa, iyi takip edilirse yıldız bir futbolcu Türkiye'deki kulüplerin bütçesini
sarsmayacak bir şekilde transfer edilebilir. Ama şunu söyleyeyim; Türkiye'de yanlış bir anlayış var.. Bizim kulüplerimiz büyük bir isim alıp her şeyi hallettiğini zannediyor. Futbol bir takım oyunudur. Takımlara transfer edilecek oyuncular mutlaka birbirini tamamlayan isimler olmalı.. Biz de transfer böyle yapılmıyor. İyi oyuncular alınmasına rağmen bunlar sistem içerisinde birbirini tamamlayan oyuncular değil.. Bu yüzden de Avrupa kupalarında çok sıradan kulüplere eleniyoruz..

ETO’O FENERBAHÇE’YE GELMEK İSTEDİ AMA…

- Ama ara transferde, ama daha sonra kimler Türkiye'ye gelebilir. Örneğin her transfer haberi döneminin şampiyonu Bayern’li Hamit, Milan’lı Ronaldinho, İnter’li Eto'o.. Romalı Baptista... Bunlar gelir mi?.

- Şu anda Eto'o ve Hamit gelmez.. Ama 2 yıl önce Eto'o’nun menaceri İnter'e gitmeden önce bizzat beni arayıp Eto'o’nun Türkiye'ye gelmek istediğini söyledi.. Ancak şartlar çok ağırdı.. Şu anda İnter'de çok başarılı.. Yani Türkiye'ye gelme şansı artık yok.. Ronaldinho da Milan'da çok büyük paralar kazanıyor.. Türkiye'deki kulüplerin bunu ödeme şansı yok. Ama Baptista gelebilir..

- Peki Eto’o 2 yıl önce hangi takıma gelmek istedi?

- Fenerbahçe'ye gelmek istediğini net biliyorum..

ARDA’NIN AVRUPA’DA PİYASASI VAR

- Hep gelecekleri konuştuk. Şimdi bir de gidecekleri konuşalım. Örneğin Arda.. Gün geçmiyor ki, 'Liverpool Arda'yı istedi. Arsenal Arda'nın peşinde'' haberleri gazetelerde yer almasın..Hatta Atletico Madrid’in bile Galatasaray'a Arda için resmi teklif yaptığı iddia edildi.. Bu haberlerin ne kadarı doğru. Mesela İngiliz kulüpleri bir futbolcuyu alacaksa böyle basın yoluyla mı transfer eder?. Ben şahsen bu haberlere hiç inanmıyorum. Sen ünlü ve tecrübeli bir menajer olarak Arda konusunda ne söylersin?.

- Arda, Türk futbolunun en büyük yıldızlarının başında geliyor.. Arda'nın Avrupa'da iyi bir piyasası var. Avrupa'da başarılı olabilecek oyuncularımızdan birisi. Dolayısıyla Arda'ya tekliflerin gelmesi son derece doğal.. Ama örneğin Atletico Madrid'in yaptığı teklif zamansız bir teklifti.. Arda gibi bir yıldızı almak istiyorsanız en az bir ay önceden teklif yapıp kulübü ile pazarlığa oturursunuz.. Yani Atletico Madrid'in yaptığı teklif, çok geç kalmış bir teklif. 12 saatte Arda gibi Galatasaray kaptanlığı yapan bir oyuncuyu transfer edemezsiniz..

- Öyle görülüyor ki yurt dışına gönderebileceğimiz tek oyuncu var. O da Arda. Ama yurt dışından gelen yüzlerce oyuncu var. Bu çarpıklığı nasıl izah edeceksin?.

- Türk futbolunun en büyük sorunlarından birisi bu. Bir sürü oyuncu büyük paralar karşılığı transfer ediliyor. Tekrar üste para verilip, gönderiliyor. Kulüplerin bu kadar çok borcunun olmasının sebebi bu. İşte menajer sistemi burada önem kazanıyor. Avrupa'daki kulüpller güvendiği menajerleri sürekli maçlarına davet ederler.. Ellerindeki oyuncuları pazarlayabilmek için. Türkiye'de de kulüplerin bu işi güvenilir, dünya futbolunda ağırlığı olan gerçek menajerlerle ellerindeki oyuncuları değerlendirmeleri gerek. Örneğin Lincoln Galatasaray'dan yok pahasına gitti. Şimdi Elano var. Çok değerli bir oyuncu. Fenerbahçe'de Santos örneği.. Bunlar değerli oyuncular. Buna benzer bir sürü oyuncu var.. İyi bir çalışma ile kulüplerimiz bu tip uluslararası oyunculardan iyi paralar kazanabilir.

TÜRK ANTRENÖRÜ DİL BİLMEDEN YURT DIŞINA GİDEMEZ

- Hep oyuncuları konuştuk. Peki yurt dışında takım çalıştırabilecek kapasitede antrenörümüz var mı?..

- Son yıllarda genç jenerasyondan çok iyi antrenörler çıkmaya başladı.. Ama bu antrenör arkadaşlarımızın mutlaka yabancı dil öğrenip, ,insan ilişkilerini geliştirip, birebir Avrupa'daki başkanlarla, yöneticilerle veya futbolcularla karşılaştığı zaman birileri tercüme etmeden iletişim kurması gerekir.. Futbolda en önemli şey, iletişimdir.. Türkiye'de duruşu olan, dürüst, vizyonu olan, Avrupa'da çalışabilecek antrenörler var.. Ama bazıları da var ki, milli felaket.. Kulüpleri zarara sokmaktan başka hiç bir işe yaramıyorlar.. Sürekli transfer, transfer, transfer… Sonuç; Hüsran.. Kovuluyorlar, 2 hafta sonra başka bir kulüpte işe başlıyorlar.. Türk futbolunun bu antrenörlerden kurtulması lazım.. Ben genç jenerasyondan çok ümitliyim. İnşallah bir kaç yıl içerisinde – ki, benim de bu konuda çalışmalarım var - bazı antrenörlerimiz Avrupa'nın iyi bifr takımında çalışıp, ülke futboluna bir değer katacaktır..