Klasspor - Özhan Yüksel - Hücum Problemleri yazısı

Site İçi Arama


HÜCUM PROBLEMLERİ

5284 Okunma


Metin Diyadin ve Cem Onuk'un görevlerinden ayrılmasıyla sonuçlanan büyük sarsıntıyla Mehmet Özdilek'in tesislere giriş yaptığı vakit sonrası iki değişim gerçekleşti : paramparça haldeki özgüvenler onarıldı ve hedef galibiyetle sınırlandı. İlkinde ağırlıklı olarak şans faktörünün, ikincisinde -Metin Diyadin'in asla kabul etmeyeceği- pragmatist bir planın ve üçüncüsünde rakibin zaaflarının etkili kullanılmasının neticesinde art arda üç galibiyet alındı. Beklenenden çok daha fazlasını sunan yeni teknik direktör aşısı miadını doldurduktan sonra ise Kayseri Erciyesspor gibi bu ligin görece zayıf, Gaziantepspor gibi bariz zayıf takımlarından ikisine karşı saha puansız terkedildi.

Gaziantepspor maçı özelinde değerlendirirsek genel takım performansımız skorla bağdaşır değildi. Fakat belirli hususlarda bariz eksikliklerimiz var, bunların en başında da sezonun ilk gününden beri aşama kaydedememiz üzerine bir tür öğrenilmiş çaresizlik halini almış hücum etme problemlerimiz geliyor. Son 10 yılda iki çeşit hücum etme biçimi kendini her türlü ofansif taktikten üstün kıldı. Bunlardan ilki Johan Cruyff'la filizlenip, Frank Rijkaard'la serpilen ve en nihayetinde Pep Guardiola'yla zirveye ulaşan "set hücumu" idi. Rakip üzerinde mutlak bir hakimiyet kuran, oyunun tek yönlendiricisi konumundaki, yerleşik bir savunma düzenine karşı sebat ederek sonuca gitmeyi planlayan bir hücum arayışıydı. Bu biçimin en büyük ihtiyacı da topa sahip olmayı mümkün kılacak "teknik"ti. Son birkaç yılda ise Bayern Münih ve Borussia Dortmund'la egemenliğini ilan eden hızlı hücumların dönemi başladı. Barcelona'nın kurduğu yüksek hakimiyetin aynı ölçüde efektif olmadığı anlaşılınca, oyunun amacı olan gole en kısa ve en çabuk yoldan ulaşım hedeflendi. Bu yeni tarzın temel ihtiyacı ise açık bir biçimde "hız". 

Konu Gençlerbirliği olunca set hücumunundan verim elde edebilecek teknik kapasitesi yüksek bir orta saha ve hücum topluluğunu sahip değiliz. Petroviç, forvet arkası için eldeki seçeneklerin en iyisi olsa da, o pozisyonun gerektirdiği yaratıcılığı sağlayacak yetenekten yoksun, hakeza iki açığımızdan birini -Stancu- yaratmaktan öte ceza sahasına deplase olmakla görevlendirilmiş bir ikinci forvet şeklinde kullanıyoruz, Zec ise duvar olarak kullanılabilecek, hücum setlerinde rakip savunma arasında katkı sağlayabilecek güçte değil. Tüm bu faktörlerin sonucunda da set hücumundan pozisyon çıkarabilecek tek oyuncu olarak Jimmy'ye mahkum kalıyoruz. 

Hızlı hücum etme noktasında ise Gosso ayağında topu tutmaya eğilimli ve takımın bir bütün halinde hız kazanmasına ket vuran bir isim. Hakeza Petroviç de oyun temposu düşük, serinkanlı karaktere sahip bir oyuncu. Bu iki temposu düşük merkez oyuncusunun üzerine bir de Jimmy'nin hızından öte tekniğini önplana alan dribbling alışkanlıkları eklenince hız limitleri sınırlı bir takıma dönüşüyoruz.

Hücum edememize şaşmamalı. Her iki biçimi de layıkıyla kotaramayacak bir oyuncu topluluğu eldeki. Kalan dört maçtan maksimum puanla ayrılıp, ikinci yarıya avantajlı girmekten öte bir düşünceye mahal vermeyen bir kapana sıkışmış haldeyiz. Ancak devre arası transfer döneminde yalnızca iyi bir santrfor ve/veya forvet arkası arayışında olmamalıyız.  Jimmy, Stancu, Petroviç, Gosso bariz bir şekilde potansiyel çıtaları yüksek oyuncular, fakat bir oyuncunun kalitesi sistemle uyumu ölçüsünde karşılık bulur. Fiili olarak dört hafta sonrasında başlayacak Mehmet Özdilek döneminde de -set hücumuna veya hızlı hücuma yönelik- uzun vadede kullanılacak bir sistem belirledikten sonra "sisteme uygun iyi oyuncu" transferinde bulunmalıyız. Bu plan ve doğru oyuncu transferleri sayesinde hücum etme noktasındaki yetersizliğimizin üstesinden gelebiliriz.

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
ÖZHAN YÜKSEL