Klasspor - Selim Eren - Yüzüncü yılda başarı gelir mi? yazısı

Site İçi Arama


YÜZÜNCÜ YILDA BAŞARI GELİR Mİ?

5721 Okunma


Geçen sene başından beri bir 100. yıl beklentisi ve heyecanı yaşamaktayız. İlk olarak, alınan kötü sonuçlar sonrasında Cemal Aydın ve ekibine toplu bir çıkış süreci yaşandı.

Daha önceden kimi grupların aleyhinde, kiminin de lehinde sloganlar attığı Cemal Aydın ve ekibine tüm stat “Bavulu toplayın gidin!” mesajını verdi. Yıllardır direnci yüksek olan Cemal Aydın pes etti ve bu işi bırakıyorum dedi. Arkasından Cengiz Topel Yıldırım ve ekibi yönetimde çok başarılı olamayınca meydan Sayın Gökçek’e kaldı. Gökçek ekibinin iş başı yapması ile de Hikmet Karaman’la yolların ayrılması eski Ankaragücü futbolcularının tasfiyesi ve Ankaraspor futbolcularının takıma montaj işlemi sonucunda sıkıntılı günler yaşandı. Bu dönemde beş hafta kadar da takım sahaya hocasız çıktı. Bütün bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi Futbol Federasyonu da nedendir bilinmez, bir Ankaragücü düşmanlığı içine girdi.

Bütün bu kaos durumları yaşanırken taraftarlar da ne yapacağını bilemez halde bekleyişe girdi; o klasik Ankaragücü ruhunu belli bir dönem kaybetti. Tribünden bağırdığı futbolcu kendi futbolcusu değil, hocası yok ve yönetim daha önce atıp tuttuğu belki de çok değil iki sene önce en çok kavga ettiği insanlardan oluşmuştu. Taraftarların geçen sene belediye başkanlığından istifaya çağırdığı Melih Gökçek ile oğlu Ahmet Gökçek takımın başında ve ASAŞ stadında Ankaraspor maçında yenildiğinde tribünlere el kol hareketi yapan futbolcuların birçoğu sarı-lacivert renkli formalar içinde oynuyordu. Bir taraftar için her halde bu kadar karmaşık duyguları yaşayan başka kulüp yoktur.

Barbaros’un şovunu, Elyasa’nın Ankaragüçlülük ruhunu, hatta Ceyhun’un hırsını hepimiz özledik. Her şey bu kadar karmaşıkken bir de 19 Mayıs Stadı yerine ASAŞ Stadı’na gitmek tuzu biberi oldu işin. “Biz Ankaragüçlüyüz, her derdi çekeriz!” dedik; bu sefer de yıllar önce kavgalı olduğumuz Ümit Özat’ı hoca olarak gördük başımızda. Bir taraftar düşünün ki stadı kendi stadı değil, topçusu kendi topçusu değil, başkanı ve hocası ile daha önceden kavgalı, Futbol Federasyonu karşısında ve 100. yılda şampiyonluk beklentisi var! Bu kadar sıkıntı olunca taraftar da kendi arasında rahatsız olup bölündü. Zaten son yıllarda yaşanan birlik ve beraberlik iyice bozuldu. Dört tribünden dört ayrı marş söylendi. Gerçekten çok ama çok zor bir sene atlattık.

Öyle veya böyle ara transferde gelen futbolcuların son 4–5 maçtaki katkıları ile takım ligi daha iyi bir yerde bitirdi. Şimdilik bu günler geride kaldı. Ama sıkıntı hala devam ediyor. Gelecek senenin hesapları yapılıyor ve 100. yıl başarısı için ne yapılacağı konuşuluyor. Hepimizin aklında tek soru var: Acaba bir Bursaspor örneği Ankaragücü’nde de yaşanır mı? O zaman Bursaspor’un ne yaptığına bakmak lazım. Başarı için ne gerekir?

Öncelikli olarak taraftar arasında birliktelik sağlamak, tek ses ve gönülden verici olmak gereklidir. Bunun yolu da derneklerin ya da taraftar gruplarının değil Ankaragücü sevgisinin öne çıkarılmasıdır. Çünkü dernekler ve taraftarlar takımları için vardır. Bunun için önerim, tek dernek altında toplanmak ve bu derneğin başına her grubun ve taraftarın sevdiği, camianın tanıdığı, karizması yüksek, futbolu bilen ve camiadan gelen birinin getirilmesidir. Bu derneğin adı da “ANKARAGÜCÜ TARAFTARLAR DERNEĞİ” olmalıdır. Bunun yanı sıra yine tribün liderleri kendi tribünlerini beraberlik ve birlik içinde yönetmelidir. Maç öncesi ve sonrası liderler dernekte buluşup durum değerlendirmesi yapmalıdır.

Takımın başına mutlaka iyi vizyonu olan, tecrübeli, oyuna müdahale yeteneği yüksek, futbolu iyi bilen ve tanınmış bir hoca getirilmelidir. Bu özellikleri olmayan bir hoca alındığında çok iyi futbolcular alınsa bile başarı gelmesi mümkün değildir. Çünkü alınacak kariyerli futbolcular vizyonsuz ve tecrübesiz, tanınmayan bir hoca ile motive olamazlar. Tarihte, bu tip klas ve kariyerli futbolcuların yetersiz hocalar ile çalıştığında gerçek performanslarını gösteremediği birçok örnek vardır. Bu anlamda bakılınca Ümit Özat ile Ankaragücü ne kadar başarılı olur? Sayın Özat’ın futbolculuk kariyeri iyi olsa bile teknik direktörlük deneyimi azdır. Maç içinde oyunu okuma ve yönlendirme açısından da geçen sene iyi bir performans gösterememiştir. Yine ilk 11 için futbolcu seçimlerinde bana göre yanlış kararları olmuştur. Özellikle Broggi ve Elyasa’nın kadrodan çıkarılması, Geremi ile Mehmet Çakır’da ısrar edilmesi ve iç saha maçlarında defansif oynanması birçok puan kaybına yol açmıştır. Ayrıca zaman zaman Ankaragücü taraftarı ve camiası için verdiği demeçler de gerginliğe yol açmış ve bu camiayı tam olarak tanımadığı izlenimi yaratmıştır. Bu açıdan her ne kadar iyi niyetli olduğunu bilsem de bence tek başına Sayın Özat ile yola devam etmek beklenen başarı için yeterli olmayacaktır. Eğer yönetim Özat ile çalışmakta kesin kararlı ise mutlaka deneyimli bir başka hoca ile de beraber çalışmalıdır.

Transferde ise öncelikli olarak toplu hücum, toplu defans yapabilecek ve en azından iç sahada agresif oynayacak yapıda inatçı ve hırslı genç futbolculara ihtiyaç vardır. Ankaragücü taraftarı, genel özelliği olarak bu tarz yırtıcı futbolu sevmekte ve yıpratan bir forvet ihtiyacına özlem çekmektedir. Açıkçası Ersun Yanal zamanındaki takım hala akıllardadır. Hatırlarsak çok büyük bütçesi ve yıldız futbolcuları olmamasına rağmen 7–8 gollü galibiyetler ve dört büyükler denilen takımlarla oynanan maçlarda sağlanan başarılar hala unutulmamıştır. Bu yüzden yıldız özelliğinden çok gençliği, hırsı ve futbola açlığı önde olan, pres yapan futbolcular ile tecrübeli ağabeylik yapabilen futbolcuların karışımından oluşan bir takım yaratılmalıdır. Modern futbolda çakılı defans anlayışı ve çakılı pivot santrafor anlayışı tarih olmuştur. Bu tarz takımlar orta sahayı 5 kişi tutup hücum esnasında kanattan 2 kişiyi ileri ve defans yaparken yine bu 2 kanadı geri çekerek karşı takıma oyun yapma imkanı vermemektedir. Bu anlamda takımın bir sol bek, bir sağ bek, Rothen gelmeyecek ise iki adet kanat oyuncusu ve Vittek gelmeyecekse iki adet yırtıcı forvet alması gerekmektedir. Vittek ile Necati çözüm olur kanaatindeyim. 0rta sahaya ise oyun kurucu için çok para verilemeyecekse Tita alınabilir diye düşünüyorum.

Bundan sonrası yönetimin kararları ile oluşacaktır. Biz taraftarlar olarak elimizden geleni yapıp tek ses olursak 100. yılda olmasa bile önümüzdeki yıllarda Türkiye’de ses getireceğimize inanıyorum. Hepinize mutlu günler dilerim.

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
SELİM EREN



Yazarın Diğer Yazıları