Ankaragücü'nde bir hayat: Arslan Gürsoy

Site İçi Arama


ANKARAGÜCÜ'NDE BİR HAYAT: ARSLAN GÜRSOY

Ankaragücü'nde bir hayat: Arslan Gürsoy

Ankaragücü’nün efsane Kulüp Müdürü Arslan Gürsoy, kulüpte görev almadan önceki hayatı, Sarı-Lacivertli takımdaki anıları ve yeni dönemde neler yapılması gerektiği üzerinde konuştu.

18169 Okunma

Ankaragücü’nün efsane Kulüp Müdürü Arslan Gürsoy, kulüpte görev almadan önceki hayatı, Sarı-Lacivertli takımdaki anıları ve yeni dönemde neler yapılması gerektiği üzerinde konuştu. 30 yılı aşkın süredir Ankaragücü’nde Kulüp Müdürü görevinde bulunan 85 yaşındaki Arslan Gürsoy, “Ankaragücü’nde bazı konular rayına oturduktan sonra hasılattan, Spor Toto’dan, naklen yayından, reklamdan da paramızı alırız. Yeter ki bu dönemi iyi geçirelim.” mesajında bulundu.

“İstanbul’a gitseydim kariyerim farklı olabilirdi”

Gençlik yıllarında başarılı bir kaleci olduğunu vurgulayan Arslan Gürsoy, “Kayseri Karagücü’nde kalecilik ve kaptanlık yaptım. İyi bir kaleci olduğumu söylerlerdi. İstanbulspor ve çeşitli takımlardan teklif gelmesine rağmen Kayseri’deki görevlerim nedenleri ayrılamadım. Çok şanssız bir dönemdi. İstanbulspor’a gitseydim belki de kariyerim farklı bir noktada olurdu. Karagücü’ndeki takım arkadaşım Mesut, İstanbulspor’a transfer oldu, ben görevlerim nedeniyle gidemedim.” diye konuştu.

“İlkesi olmayan birisi, hayatta başarılı olamaz”

Ankaragücü’nün o dönemki Başkanı Nurettin Çarmıklı’nın kendisini Kulüp Müdürü yapmak için teklifte bulunduğunu ancak futbolculuk dönemindeki arkadaşının o  an o görevde bulunması nedeniyle isteklerini kabul etmediğini belirtti.

1987 yılında Ankaragücü’nde resmen ‘Kulüp Müdürü’ görevine getirildiğini belirten Gürsoy, “1980’li yıllarda Askeri Hastane’de görevliydim. Beni komutanlarım çok severdi. Zaman zaman hem Ankaragücü’ndeki hem de Askeri Hastane’deki işleri hallediyordum. Ankaragücü’nde göreve başlamama da Ahmet Demir adlı komutanım vesile oldu. O dönem Ankaragücü Başkanı Nurettin Çarmıklı ile dostluğunu bildiğim komutanım, benim Ankaragücü’nde Kulüp Müdürü görevine getirilmem için teklifte bulundu. Futbol oynadığım dönemde takım arkadaşım Mesut, Ankaragücü’nde Kulüp Müdürü görevini devam ettirdiği için bu görevi geri çevirdim. İlkesi olmayan bir kişi, hayatta başarılı olamaz. Arkadaşımız burada Kulüp Müdürü görevindeyken aynı görevi kabul edemezdim, bana yakışmazdı. Nitekim ilerleyen zamanlarda arkadaşım Mesut, görevden ayrıldı, ben de 1987 yılında Ankaragücü’nde resmen göreve başlamış oldu. “ şeklinde konuştu.

Kenan Evren, Tandoğan’ı ziyaret etti

Ankaragücü’nün o dönemki yönetim kurulunun kendisine çok güvendiğini, önemli ziyaretlerde sorumluluğu kendisine verdiklerini belirten Gürsoy, “Nurettin Çarmıklı’nın özel isteğiyle Kulüp Müdürlüğü görevine adım attım. Nurettin Çarmıklı, dört dörtlük bir insandı. O dönem devlet kademesinde önemli görevlerde bulunan birçok kişi, Ankaragücü’nün yönetimindeydi. Çok güçlü bir yönetim kurulu vardı. Yönetim kurulumuz, bir gün toplantı yaparken beni çağırarak, “Devlet Başkanı Kenan Evren, kulüp binasını ve Tandoğan Tesisleri’ni ziyaret edecek. Kendisiyle ve konuyla ilgilenmenizi istiyoruz. Sorumluluk sizindir” dediler. Kenan Evren’e büyük bir nezaketle odaları gezdirdim. Hayati Soydaş ve Mehmet Soykök’ün odalarını Kenan Evren’e gösterdim. Evren, ‘Müdür Bey, insanın sporcu olası geliyor. Her şey çok nizami.’ dedi. Kenan Evren, Tandoğan Tesisleri’ni çok beğendi, hatta üst kattaki salonda bilardo oynadı. Kenan Evren gittikten sonra, Başkan Nurettin Çarmıklı bana şükranlarını sundu. Nurettin Çarmıklı, çok disiplinli bir kişiydi, bu durum onun da çok hoşuna gitti.” dedi.

Nurettin Çarmıklı, başkanlığı neden bıraktı?

Sayın Başkan Çarmıklı’nın Ankaragücü taraftarlarının takındığı tavırlardan aşırı rahatsızlık duyarak görevi bıraktığını belirten Gürsoy, “Nurettin Çarmıklı, Ankaragücü’nü çok seviyordu. Ankaragücü’nü ileriye taşımak istiyordu ancak taraftarların olumsuz tezahüratları ve tutumları yüzünden Başkanlığı bıraktı. Nurettin Çarmıklı, Türkiye’nin nadide isimlerinden biriydi. Keşke bu durumlar olmasaydı da başkanlığı bırakmasaydı. Maddi anlamda hiçbir sıkıntı çekmiyorduk. Başarılı günler yakındı ama nasip olmadı.” diye konuştu.

“Nihat Özdemir’e Başkanlık teklifinde bulundum”

Ankara’nın yetiştirdiği önemli iş adamlarından Nihat Özdemir’in Ankaragücü’nde başkanlık yapma teklifini kabul etmediğini belirten Gürsoy, “Nurettin Çarmıklı istifa ettikten sonra o dönem Ankaragücü’nde asbaşkanlık görevini yürüten Nihat Özdemir’e başkanlık teklifinde bulundum ancak bana ‘Ankaragücü taraftarlarının, Nurettin Çarmıklı’ya yaptıklarını unutmam mümkün değil. Çarmıklı’nın arabasına saldırdılar ve evde hasta yatan eşine küfür ettiler’ deyip konuyu kapattı.” ifadesini kullandı.

“Fatih Terim ile ilk ben konuştum”

A Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim’in ilk teknik direktörlük deneyimini Ankaragücü’nde yaşadığını hatırlatan Arslan Gürsoy, “Bir gün yönetim benden, Fatih Terim’e ulaşmamı istedi. Uzun süre nasıl ulaşacağımı düşündüm. Daha sonra tanıdığım gazeteci arkadaşlarımın yardımıyla telefonunu buldum ve kendisine, Nurettin Çarmıklı’nın davetlisi olarak Ankara’ya gelmesi gerektiğini söyledim. Ankaragücü’nde Fatih Terim’e ulaşan ilk kişi ben oldum. Ankara’ya geldi ve Teknik Direktörlük görevini etti. Fatih Terim, bu sayede ilk teknik direktörlük deneyimini Ankaragücü’nde yaşadı. Ankaragücü, Fatih Terim’e; Fatih Terim de Ankaragücü’ne çok şey kattı. “ dedi.

“Maçı oynatmadım, ‘Dışişleri’ sorunu haline geldi!”

Ankaragücü’nün Rusya’ya kamp yapmak için gittiğinde, Irak Milli Takımı ile hazırlık maçına izin vermemesi nedeniyle diplomatik krizin patlat verdiğini, buna rağmen Ankaragücü’nü suçlu duruma düşürmemek için o karşılaşmayı oynatmadığını belirtti.

Rusya Federasyonu Başkanı’nın kendisini odasına davet ederek maçın yapılması için ikna toplantısı yaptığını belirten Gürsoy, “Türkiye’den bir takım, yurt dışında kamp yapacağı zaman, kafilede kimlerin olduğunu, orada kaç maç yapacağını ve hangi otelde kalacağını yetkili kurumlara bildirmek zorundadır. Bunun dışında bir duruma da giremez. O dönem bizim hocamız da Rusya vatandaşı Nepo’ydu. Rusya’da 4 tane hazırlık maçımızı yaptık daha sonra Rusya Federasyonu Başkanı ve aynı FIFA Asbaşkanı bizi çağırdı. Irak Milli Takımı ile hazırlık maçını neden yapmadığımızı sordu. Ben de, ‘5. maçı yapmak için daha önce izin almamız gerektiğini söyledim, bu maçın oynanmasına izin verirse suçlu durumuna düşerim’ dedim. Ben böyle deyince Rusya Federasyonu Başkanı, ‘Benim için bir sakıncası yok’ dedi. Ben de kendisine, ‘ Bizim için sakıncası var. Böyle bir şeye onay verirsem Ankaragücü suçlu olur. Buna izin veremem’ dedim. Bu durum, ülke çapında sorun haline geldi. Gıyas adındaki arkadaşım, Dışişleri Bakanlığı’na durumu anlatarak telaş yapmaya gerek olmadığını söylemiş. Sorun daha fazla uzamadan çözüldü. Maçı da oynamadan Türkiye’ye döndük. Bu maçı oynatamazdım, kendime yakışanı yaptım. “ dedi.

“Cemal Aydın, Beştepe Tesisleri’nin yapımında önemli bir rol oynadı”

Cemal Aydın’ın Ankaragücü’ne iyi hizmetleri dokunduğunu söyleyen Gürsoy, “Cemal Aydın, yaklaşık 15 sene kulüpte başkanlık yaptı. Onun döneminde iki ayrı dönem UEFA Kupası’nda mücadele ettik. Bu maçları oynamak için ben de takımla beraber Faroe Adaları’na ve İspanya’ya gittim. B36 Torshavn ve A. Madrid ile oynadık. Güzel dönemler geçirdik. Beştepe Tesisleri’ni Ankaragücü’nün hizmetine sunan da kendisi oldu. Kendisinin inşaat şirketinden kişileri ve araçları oraya getirerek o alanı düzenledi. Cemal Aydın, Beştepe Tesisleri’nin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadı. O dönemki Başbakan Mesut Yılmaz, bu konuda yardımcı olmuştu. “ diye konuştu.

“Cemal Aydın’ın Gökçek’i neden mahkemeye verdiğini anlamadım”

Cemal Aydın’a özel dönemleri yaşattığı için taktir etse de zaman zaman da kendisine kızdığını ifade eden Gürsoy, “Ankaragücü, yoluna devam ederken kulüp yönetimini neden Gökçek ailesine verdiğini anlamadım. Hadi verdin diyelim, daha sonra Gökçek yönetimini neden mahkemeye verdiğini çözemiyorum. 400 üye yapılırken, bu durumun tüzüğe aykırı olduğunu neden söylemediğini bilmiyorum. O dönem 906 tane üyemiz vardı, yüzde 5’i kadar üye yapılabilirdi. 42-45 arasında üye hakkı vardı. Ahmet Gökçek’in başkan seçildiği kongrede, 400 üye yapıldıktan sonra dava açıldı. Mahkeme de üyelikleri bir celsede iptal etti. O dönem iyi bir kadro kurulmuştu, dava açılmasını doğru bulmadım. Gökçek’i seversiniz yada sevmezsiniz ama iddialı açıklamalarda bulunmuştu. Ankaragücü’nü şampiyon yapmak istediğini her defasında söyledi. “ diye konuştu.

“Olmayan bir para, nasıl yenebilir!”

Milli Savunma Bakanımızın Ankaragücü hakkında kullandığı cümleleri, anlamakta zorlandığını ve bu ifadeleri duyunca çok üzüldüğünü belirten Gürsoy, “Eski yıllarda MKE’de çalışanların maaşından belli bir kesinti yapıp Ankaragücü’ne yardım yapılması sağlanırdı. Hatta MKE’de çalışanlar, Ankaragücü’ne otomatikman üye olurdu. Şimdi ise en ufak yardım yok. Mevcut Milli Savunma Bakanımız, ‘Ben, Ankaragücü’ne para yedirmem’ demiş. Bu cümleyi anlamak çok güç. Zamanında Mesut Yılmaz, Ankaragücü’ne yardım ettiğinde kime yedirmiş! Burası kamu yararına bir dernek, kişilerin bu parayı yemesi söz konusu bile değil. 2 senede bir dernekler kanunu gereği inceleniyoruz zaten. Öyle bir şey olamaz. Kimse Mehmet Yiğiner, paraları yiyor diye bir ifade kullanamaz. Ayrıca, kulüpte para da yok, olmayan bir parayı nasıl yiyebilir! Ankaragücü, seferberlikte şehit vermiş bir kulüptür. Ankaragücü için kullanılan bu sözler hoş değil. “ dedi.

“Mehmet Yiğiner, zor günlerden bizi kurtardı”

Bir dönem her gün Tandoğan Tesisleri’ne icra memurlarının geldiğini vurgulayan Ankaragücü Kulüp Müdürü Arslan Gürsoy, Mehmet Yiğiner’in Ankaragücü’nde başkan olduktan sonra bu sıkıntıların çözüldüğünün altını çizdi.

Alt yapı takımlarının deplasmana gidecek masrafı karşılaşacağı durumu yokken Mehmet Yiğiner’in Başkanlık görevine soyunduğunu söyleyen Gürsoy, “Mehmet Yiğiner’den Allah razı olsun. Mehmet Yiğiner başkan olmadan önce her gün Tandoğan’a icra geliyordu. Kimse bilmez bunları. Biz duyurmuyorduk. İcra memurları, benim odamdaki küçük televizyonu bile götürdü. Metin Akyüz ve Atilla Süslü, o dönemde çok iyi mücadele etti. Hatta bir gün Atilla Süslü, beni odasına çağırarak, ‘Altyapı takımlarını masraflarını karşılayamıyoruz. Alt yapı takımlarını liglerden çekebiliriz. Para bulamıyoruz’ dedi. O günlerin bire bir tanığı oldum. Daha sonra Mehmet Yiğiner, Başkanlık koltuğuna oturdu ve sıkıntıları çözdü. “ dedi.

“Ankaragücü’nün akarı olmalı”

Akarı olmayan kulüplerin zor günler geçirmesinin normal olduğunu söyleyen Aslan Gürsoy, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Ankaragücü’ne yardım sağlaması konusunda gerekli özeni göstermesi gerektiğini söyledi.

Bugsaşspor ve Keçiörengücü’ne giden paraların Ankaragücü’ne aktarılması gerektiğini savunan Gürsoy, “Eskiden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları, Ankaragücü’nü ziyaret eder ve yardımlarda bulunurdu. Hatta Valiler, neredeyse kulüpten çıkmazdı. Son senelerde bunları göremiyoruz. Bunu büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Mesela, Osmanlıspor’un Bugsaşspor ve Keçiörengücü gibi pilot takımları var. Bu kadar çok pilot takımı kurmaya ne gerek var. Şu takımlara verilecek yardımın belli bir kısmı, Ankaragücü’ne aktarılsa, çok daha iyi olmaz mı? Akarı olmayan kulüpler, daima ezilmeye mahkumdur. Ankaragücü’ne bir benzinlik, bir otopark veya hafriyatlardan bir pay verilebilirdi. “ diye konuştu.

“Bu sene takımdan bir şey beklemek doğru olmaz”

Ankaragücü’nün TFF 1. Lig’deki ilk senesini geçiş dönemi olarak kabul etmek gerektiğini vurgulayan Gürsoy, “Ankaragücü’nün TFF 1. Lig’de oynayacağı ilk sene çok zor geçecektir. Mevcut kadro ile başarılı olmak, söz konusu değil, takviyeler gerekiyor. Bu sene takımdan bir şey beklemek doğru olmaz. Geçiş dönemi gerekiyor. Ankaragücü’nün FIFA borçlarında birkaç dosyası kaldı. Bunları atlattıktan sonra kendi yağımızda kavruluruz. Ankaragücü’nde bazı konular rayına oturduktan sonra hasılattan, Spor Toto’dan, naklen yayından, reklamdan da paramızı alırız. Yeter ki bu dönemi iyi geçirelim. “ ifadesinde bulundu.

“Ankara’nın günahı nedir?”

Ankara’ya spor tesisleri ve stadyum yapımında geç kalındığını kaydeden Arslan Gürsoy, Başkentin ilkleri yaşatması gerektiğini belitti.

Arslan Gürsoy, konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Türkiye’nin her tarafına spor tesisleri yapılıyor. Bu ülkeye bir çivi çakanın kulu kölesi olurum. Bir vatandaş olarak soruyorum, Ankara’nın günahı nedir? Nerdeyse bütün illere spor tesisleri ve stadyum yapılırken başkentimize neden yapılmıyor? Ben bunu kabul edemiyorum. Başkent, ilkleri göstermeli ve yaşatmalıydı. Cumhurbaşkanımızın futbol sevgisini biliyorum. Cumhurbaşkanlık makamı burada olmasına rağmen Ankara’nın yeni stadyumu konusunda neden hızlı adımlar atılmadı, bilemiyorum. Bu durum, beni çok üzüyor. “


  • KLASSPOR ÖZEL RÖPORTAJ - AHMET SÜLAK

Durali Akpınar'ın acı günü
Faruk Koca: Yeni stada yakışır bir takım yaratacağız.
Balıkesir engeli de aşıldı, Süper Lig'e 1 puan kaldı!
7
Ankaragücü'nden beklenmedik yenilgi!
1
Ankaragücü Şampi...!
4
İyi, kötü, çirkin!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
1
Mustafa demir
29 Mayıs 201722:16
Akp' nin Ankara ve Atatürk düşmanı olduğunu Köroğlu gördü,sağır sultan duydu.Sen niye haber almadın?