Hürriyet Gazetesi'nden Özgür Şahiner Ankaragücü'nünü ilk yarı performansını değerlendirmiş..
İşte o yazı
Ankaragücü, 2010 yılında 100'üncü yaşını kutlayacak. Bir kulüp için bundan büyük onur, bundan büyük saygınlık olabilir mi ? Türkiye'de bu onura erişen üç, aynı zamanda şampiyonluk yaşayan iki kulüp var. Avrupa'da da bu sayı çok fazla değil.
Kökleri, milli mücadele yıllarındaki İmalat-ı Harbiye'ye kadar uzanan Ankaragücü'nün, adını bir kez daha tarihe yazdıracak olması gerçekten gurur verici. Ancak ortada ne bu heyecanı yürekten hisseden var ne de hissettiren. Kulübü idare edenler kış uykusunda. Yüzyılda bir yaşanan gururun coşkusu yerine, sıradan bir günün kutlaması gibi sönük, yavan ve hazırlıksız bir görüntü hakim. Sarı-lacivertli taraftar, şampiyonluk hayalinin gerçekleşmesini beklerken, yönetim hiç bir anlam ifade etmeyen politikalarla günü kurtarma derdinde.
Bir kulüp düşünün, sürekli olağan ya da olağanüstü kongre yapıyor ama başkanı hep aynı kalıyor. Üstelik her defasında 'Ben bıraktım gidiyorum" demesine rağmen. Cemal Aydın kendisine onursal başkanlık unvanı veriyor, vekili Serdar Özersin 'Başkan benim' diye ortaya çıkıyor. Sonra hem başkanlık hem de kulüp defteri el değiştiriyor. Bu arada bazı yöneticiler görevi bırakıyor. Böyle bir anlayışla başarı gelir mi ?
Hesap soran yok
Her sezon yaşanan sorunlar aynı. Ders alan yok. Takım, sıkıntılar içinde, düştü düşecek endişesiyle yürüyor, kimse kılını kıpırdatmıyor. 2-3 teknik direktör değiştirme, yığınla futbolcuyu alıp gönderme normal karşılanıyor. Çünkü kongrede hesap sorulmuyor !
Oysa, bu sezona girerken, yeni ve güçlü bir yönetim kurulur, iyi bir planlama ile 2010 kadrosunun temeli atılabilirdi. Parasal kaynak sağlanır, meşalenin fitili ateşlenebilirdi. Ama olmadı. Çünkü, büyük hedeflere koşmak için önce büyük düşünmek gerekiyor. Yapılan transferlere bakıyorsunuz, elle tutulur yanı yok. Kendi kulübüyle sorun yaşayan isimleri alıp yola çıkıyorsanız, baştan maceraya atılıyorsunuz demektir. Şimdi deniz de bitti. Ekonomik sıkıntı virüs gibi kulübe yayıldı. Oyuncular, Beştepe'den kaçmanın yolunu arıyor. Kimisi ulusal federasyona gidiyor, kimisi FIFA'ya. Herkesin morali sıfıra inmiş durumda.
Gökhan, El Yasa ve Serkan gibi oyuncuların transferinden para gelecek de çark dönecek. 'Yüzyıllık Çınar'ın düştüğü duruma bakın.
İlk yarıdaki tablo bu. İkinci yarıda değişir mi ? Çok uzak bir ihtimal. Çünkü bu düzen 10 yılı aşkındır böyle. Taraftar, hayal kurmak yerine, bugünün gerçeklerini istemese de kabul etmeli.
Okuyucuların Tercihi
Copyleft 2015 - klasspor.com. "İnsan beyninin ürettiği hiçbirşey bize ait değildir." Klasspor editörleri ya da yazarları tarafından üretilmiş tüm haberleri, yazıları, fotoğrafları ve videoları sormadan, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.Kaynak gösterirseniz o sizin güzelliğiniz olur. Göstermeyene küfür, gösterene teşekkür etmiyoruz.
klasspor.com basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Sitemizde yapılan tüm yorumlardan yazarları mesuldür. Boşuna hukuki süreç yaşamamak için biz kontrol etmeye çalışıyoruz ancak gerekli durumlarda IP adresleri "Aman tanıdıktır" diye düşünülmeden savcılara verilebilir.