Alper Bakırcıgil ile Ankaragücü ve Ankara'daki stat sorunu üzerine

Site İçi Arama


ALPER BAKIRCIGİL İLE ANKARAGÜCÜ VE ANKARA'DAKİ STAT SORUNU ÜZERİNE

TRT’nin tecrübeli Spikeri ve TSYD Ankara Yönetim Kurulu Sekreteri Alper Bakırcıgil ile Klasspor olarak keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

13808 Okunma

TRT’nin tecrübeli Spikeri ve TSYD Ankara Yönetim Kurulu Sekreteri Alper Bakırcıgil ile Klasspor olarak keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Samimi hava içerisinde geçen röportajda, Spor Toto 2. Ligde şampiyonluk mücadelesi veren Ankaragücü’nün ilk yarı değerlendirmesini, geleceğini; Ankara’da bir türlü çözüme kavuşmayan stat sorununu ve TSYD Ankara Şubesinin plan ve projelerini konu aldık.

“ANKARAGÜCÜ’NÜN İLK DAKİKALARDA GOLLE BULUŞMASI LAZIM”

Ahmet Sülak: Ankaragücü, Tuzlaspor ile oynadığı maç gerçekten çok enteresan geçti. Teknik heyetin gerekirse de yönetimin üzerinde düşünmesi gereken karşılaşmaydı. Ankaragücü, istediği oyunu sahaya yansıtamamasına rağmen son 15 dakikaya 2 golü sıkıştırdı ve maçı aldı. Bu maç hakkında ne demek gerekir?

Alper Bakırcıgil: Teknik heyet ve yönetim cephesi, son haftalarda düzelen bir oyundan, tempolu oyundan bahsetmişti. Dediğin gibi son 15 dakikada o goller gelmeseydi ne olacaktı? Lider Manisaspor ile şu an 6 puan fark var, o gün galibiyet gelmemiş olsaydı puan farkı 8’e çıkacaktı. O andan itibaren kapanması güç bir fark olacaktı. Sezon başından beri Ankaragücü üzerinde düşündüğüm bir durum var;  yaş ortalaması çok yüksek, dayanıklılığı da düşük bir takım. Bunların aksine bireysel yetenekleri çok yüksek bir olan bir ekip. Bu şartlarda Ankaragücü’nün bir maçı rahat kazanması için maçın ilk 15 dakikasında golü bulması lazım. Ankara’ya deplasmana gelen takımlar zamanı nasıl öldürürüm düşüncesine giriyor. Ankaragücü’nün golü bulamadığı her dakikada rakibin direnci ve zamandan çalma iştahı giderek artıyor. Bu da Ankaragücü’nün işini bir hayli zora düşürüyor. Ankaragücü’nün kesinlikle ilk dakikalarda golü bulması lazım, ondan sonra mutlaka 2. golü de atması gerekiyor. Tek farklı skor üstünlüğü ile son dakikalara girildiğinde takımın aşırı bir strese girdiğini ilk yarı boyunca şahit olduk.

“TURGUT’UN KURTARIŞI, MAÇIN KADER ANIYDI”

Ahmet Sülak: Tuzlaspor karşısında Kaleci İhsan Turgut Kırveli’nin inanılmaz bir kurtarışı oldu. O kurtarış hakkında neler demek lazım?

Alper Bakırcıgil: Tuzlasporlu oyuncunun kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda, Turgut’un kurtarışı maçın kader anıydı. Maçın bitmesine 20 dakika kalan gelişen pozisyonda Turgut o topu çıkarmasaydı Ankaragücü için çok büyük bir sıkıntı olurdu. Ankaragücü o an maçı çevirir miydi bilmiyorum ama işler çok zorlaşırdı.

“MANİSASPOR MAÇINI KAYBETMEMEK LAZIMDI!”

Ahmet Sülak: 2 sezon önce ligin 13. haftasında Alanyaspor ile oynayan Ankaragücü, rakibine 3-2 yenilmiş ve puan farkı 6’ya çıkmıştı. Ne tesadüftür ki bu sezonun da 13. haftasında Manisaspor’a karşı oynayan Ankaragücü, rakibine 2-1 yenildi ve ilk yarıyı rakibinden 6 puan geride kapattı. Yine neden böyle oldu?

Alper Bakırcıgil: Şu anki sıralamayı getiren maç, Manisaspor yenilgisi sonrası geldi. Bu tip maçlarda kazanmak tabiki önemli ama daha önemlisi o maçı kaybetmemekti. O maçı gözümüzün önüne getirdiğimizde, Manisaspor’un kalemizi zorlayan ciddi pozisyonları olmadı. O maçta bilakis Ankaragücü’nün öne geçtikten sonra bile 2-3 net pozisyonu vardı. Onlardan bir tanesi gol olsaydı maç kopacaktı. Ankaragücü o gün yenseydi lider olacaktı, berabere bile kalsaydı 2 puanlık farkla ligin ilk yarısını kapatacaktı. Bu maçın telafisi tabiki var, gideceksin Manisaspor’dan 3 puanı alıp geleceksin!

“ÖN LİBERO BÖLGESİNE 2 TRANSFER GEREKİYOR”

Ahmet Sülak: Manisaspor ve Tuzlaspor maçları ele alındığında orta sahada bir eksiklik olduğu göze çarptı. Devre arasında Ankaragücü’nün transfere ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz?

Alper Bakırcıgil: Kesinlikle. Bu konu hakkında Sayın Başkan Yiğiner ile de görüşüp düşüncelerimi paylaşmıştım. Ön libero bölgesinde oynayan ve daha çok süre alan Salih Sefercik ve Sertan Vardar var. Tecrübe anlamında üst klas oyuncular bunlar ama Sertan’ın futbolculuk kariyerinde ön liberoda oynadığı maç sayısı çok sınırlıdır. 2. Ligde ve futbolumuzun kanayan yarası olan durum, sahada “oyun” olmamasıdır. Futbol yok, taktik disiplin hiç yok. Burada sadece koşacaksın, mücadele edeceksin ve rakibi bozacaksın! Bu durumu yapabilecek bölge de günümüzde ön libero olarak tabir ettiğimiz yer. Orada da savaşan, dinamik, genç oyunculara ihtiyaç var. Sertan, sol kanatta oynamaya devam ederse daha faydalı olacağını düşünüyorum. Sertan, rakibi mi bozacak? Pres mi yapacak? Top mu dağıtacak? Bu hususları yaşının da vermiş olduğu etkiyle fiziği müsaade etmiyor. Salih Sefercik koşar, baskı yapar ama topu oyuna çok iyi sokabilecek bir pozisyonda değil. Ankaragücü’nün en büyük sıkıntısı; Timur, Enes, Emrah ile ofans bölgesi çok kuvvetli ama orta alandan yeteri kadar beslenmeyi yapamazsan 3 forvette oynatsan bir işe yaramıyor. Kendi fikrim şu ki, Ankaragücü’nde ön libero pozisyonunda oynayan bir oyuncunun çok koşması, mücadele etmesi, baskı yapması yanındaki oyuncunun da topu iyi kullanabilen, iyi değerlendirebilen, iyi asistler yapabilen bir oyuncu olması gerekiyor. Devre arasında o bölgeye takviye yapılması şart.

“2. LİGİN HOCASI VE OYUNCULARI ÇOK FARKLI”

Ahmet Sülak: Ankaragücü, sezon başında 13 transfer yaptı. Bu transferlerden ne kadar faydalandı, doğru transferler miydi?

Alper Bakırcıgil: Başkan Mehmet Yiğiner ve yönetimi, Diriliş sezonunda da büyük bir özveri göstererek transfer yasağını kaldırmıştı ve takviyeler yapmıştı. Ciddi paralarla önemli transferler yapılmıştı ama o dönem transferlerden ne kadar katkı sağladık? 2. Lige göre çok büyük oyuncular alınmıştı ama olmamıştı. Bu lig gerçekten çok farklı bir yer.  Bu ligin oyuncu da hocası da farklı. Bu ligin heyecanı ve yapısı da çok farklı. Burayı iyi bilen, koklayan isimler lazım. Diriliş sezonunda tecrübesi olan isimleri getirdik ama statlara ve sahanın kötü zeminine adapte olması çok zor oldu. Bu tip isimleri, maç atmosferi olmayan bir yerde “çıkın oynayın” dediğin zaman konsantre etmek zorlaşıyor. Bu yanlışı diriliş sezonu dışında bu sezonun başında da yaptık.

“YÖNETİMİN EKSİĞİ, FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPMAMASI”

Ankaragücü, çok büyük bir marka. Türkiye’nin neresine gidersen git, istersen küçücük bir köyüne bile gitsen bu takımla bağı ve geçmişi olan biriyle mutlaka rastlarsın. Mazisi ve camiası oldukça şaşalı bir takım burası. Ankaragücü’nün iç ve dış konularında fikir alabileceğin, danışabileceğin bir çok insan mevcut. Eğer bizim yönetimimizde bir eksiklik arıyorsak ve sende bana bunu soracak olursan, eksiğinin deneyimli ve tecrübeli isimlerle fikir alışverişi yapmaması olduğunu söyleyebilirim.

Günümüzde menajerlik sistemi oldukça yaygın. Bu işi hakkıyla yapan isimler var ama başka türlü düşünceler içerisinde olan insanlar da var. Tabiki menajerlerden de görüş alınacak ama bizim camia avantajını kullanmamız, danışmamız ve konuşmamız lazım.

“YİĞİNER VE YÖNETİMİ, HERKESİN HARCI OLMAYAN İŞLERE İMZA ATTI”

Ahmet Sülak: Sayın Başkan Yiğiner ve yönetimi, saha içi haricinde saha dışında da birçok sorunla uğraşıyor. Ciddi borçlar var. Sayın Başkan, son yaptığı açıklamada FIFA’daki sorunlu 30 dosyanın 5’e düştüğünü belirtti. Bu önemli başarı hakkında da konuşmak gerekiyor…

Alper Bakırcıgil: Gerçekten çok önemli başarı. Keşke bu çabalar diriliş sezonunda meyvesini verseydi de bir üst lige çıkılsaydı. Eğer üst ligde olsaydık gelirler artacaktı. Reklamlar olacaktı, İddia gelirleri fazlalaşacaktı, Federasyondan primler gelecekti, Yayın geliri olacaktı. Kulüp ciddi bir rahatlamaya gidecekti. Keşke bunlar olsaydı da biz seninle “Süper Lige nasıl çıkarız?” konuşmasını yapabilseydik. Bu kulübü bu şekilde yönetmek, herkesin harcı değildi. Ankaragücü, uçan kuşa borcun olduğu bir yerden bu hale gelip şampiyonluk mücadelesi verebiliyorsa Mehmet Yiğiner ve yönetiminin başarısıdır.

“PİLOT TAKIM UYGULAMASI, ŞU AN İÇİN ÇOK ELZEM DEĞİL”

Ahmet Sülak: 2012 yılının sonunda içim acıyarak ve üzülerek söylüyorum, umutsuz vaka gibiydik. 13 Ocak 2013 tarihinde yönetime gelen Başkan Mehmet Yiğiner ve yönetimi sayesinde bu günlere geldik ve geleceğe umutla bakabiliyoruz. Sayın Başkan Mehmet Yiğiner’e teşekkür etmemiz gerekiyor.  Sayın Başkan Yiğiner’in son yaptığı açıklama, Gölbaşıspor üzerineydi. Gölbaşıspor, sezon sonunda eğer ligde kalırsa Ankaragücü’nün pilot takımı olabilir. Pilot takımı projesi, Ankaragücü’ne fayda sağlar mı?

Alper Bakırcıgil: Olayın içerisinde değiliz, bu düşünceyi hayata geçirirken kesin bir planları vardır. Biraz daha güçlü, biraz daha dişli, seni destekleyebilecek ve oyuncuların çıkabileceği bir takımın üzerinde durulsaydı daha iyi olabilirdi. Borçlarla ve FIFA’daki kalan 5 dosyayla uğraşırken Ankaragücü’nün alt yapısı yıllardır takımı besliyor. Bizim altyapımız bir maden. Oradan çıkanlar, şimdi Süper Ligde oynuyor. Şu aşamada pilot takıma ihtiyaç var mı bilmiyorum. Oraya ayrılacak bütçe ile biz bir dosyayı daha kapatabilir miyiz? Bunun getirisi-götürüsü nedir? Tabiki mali konuları yönetim daha iyi bilir ama bence şu an için çok elzem bir durum değildi. Madem böyle bir düşünce vardı, geçen sene Ankaragücü, Gölbaşı’nı yenmeyebilirdi! O maçla Gölbaşıspor, 2. Ligden düştü.

“ANKARAGÜCÜ, KENDİ OYUNUNU OYNARSA 6 PUANLIK FARK KAPANIR”

Ahmet Sülak: PTT 1. Lig’in Ankaragücü için kurtuluş olduğunu söylüyoruz. Ankaragücü’nün bu sezonki tek hedefinin liderlik olması gerekiyor. Play-Off çok çetin geçiyor, oraya kalmamak lazım. Ankaragücü, Manisaspor ile olan 6 puanlık farkı kapatıp nasıl lider olabilir?

Alper Bakırcıgil: Manisaspor, Ankaragücü’nün rakibi olsa da bütün kulüpler için aynı şeyi düşünüyorum. Manisaspor da ciddi bir dar boğaza girdi. Hacizlerle ve borçlarla uğraşıyor. Manisaspor, oyuncularını teker teker kaybetmeye başladı. Manisaspor bunun üstesinden gelebilir mi?  Maalesef Türk Futbolunun kanayan yaralarından biri de kulüplerin olağanüstü bir biçimde borçlandırılması ve kötü durumlara düşürülmesidir. Manisaspor, bu işin üstesinden gelse bile Ankaragücü, kendi oyununu oynarsa 6 puanlık farkı kapatır. Manisaspor, bu zor dönemin üstesinden gelemez ise Ankaragücü için çok büyük bir avantaj olur. Manisaspor’un oyuncularını kaybetmesi ve takviyeye yapamaması, şampiyonluk yolundaki ibreyi Ankaragücü’ne döndürecektir. Kısaca 6 puanlık farkın kapanacağını düşünüyorum.

"19 MAYIS STADYUMU VE CEBECİ’NİN EMNİYET VE GÜVENLİK ANLAMINDA OLUMSUZ RAPORU VAR"

Ahmet Sülak: Ankara’da yıllardır çözüme kavuşamayan bir stat sorunu var. Bu konuda ne demek lazım, nasıl çözüme kavuşabilir?

Alper Bakırcıgil: Siz gelmeden önce TSYD Ankara’nın binasından stadı inceliyordum. 19 Mayıs’ın üstü tamamen kapandığı zaman Romanya’daki bir stattan demirler getirilmişti. Daha önce kullanılmış, Romanya’daki stattan çıkarılmış ve ikinci el malzeme ile buranın üstünü kapatmayı düşündük ve bu hale getirdik. Tabiki o dönem sevindik, stadımızın üstü kapandı diye. Ankara’da maalesef stat sorunu var. Türkiye’de birçok ilde teknolojiye uygun modern statlar yapılırken; burada yıllardır yazıldı, çizildi ama Ankara’ya stat yapılamadı. Stadın yeri için Eskişehir yolu düşünüldü, olmadı, Etimesgut dendi, olmadı. Yer anlamında bile bir aşama kaydedilemedi. Yenikent stadı haricinde Cebeci, 19 Mayıs, Gölbaşı, TCCD Ankara Demir, Aktepe Statlarının standartlara uygunluğu tartışılır. Cebeci’de yıllardır Süper Lig statüsünde maç yapılamıyor, stat hakkında emniyet ve güvenlik anlamında olumsuz raporu var.

"ANKARA 19 MAYIS STADYUMU’NDA TARAFTAR İÇİNDEYKEN PROBLEM YAŞANIRSA BUNUN BEDELİNİ KİM ÖDEYEBİLİR?"

Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nun Valilikten çıkan rapora göre güvenli olmadığı belirtildi. Ankaragücü, 20 bin coşkulu taraftarını bu stada dolduruyor,  taraftarlar takımına destek verirken zıplayarak, hoplayarak, aşağıya inip yukarı çıkarak  bir güç oluşturuyor. Allah korusun yarın bir gün 20 bin kişinin o statta bulunduğu bir anda bir problem yaşanırsa bunun bedelini kim, nasıl ödeyebilir?

"TSYD ANKARA'NIN SPOR ALANI PROJESİYLE BURADAKİ SPORCU SAYISI 2 MİLYONA ÇIKACAKTIR"

Ahmet Sülak: Ankaralı spor alanlarının şehrin dışında ve uzakta olmasından dolayı oldukça şikayetçi. Mesela Yenikent stadı şehrin oldukça dışında. 2001 Avrupa Şampiyonası için yapılan ASKİ Spor Salonu da uzak bir yerde. Ankaralı spor sever, yeni stadın mevcut yerinde olmasını istiyor. Yeni spor alanının da mevcut yerine yapılması Ankaralılar için her anlamda büyük bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?

Alper Bakırcıgil: TSYD Ankara Şubesi olarak stat projemiz var. Gençlik Parkı tarafından başlayarak Hipodrom ve Atatürk Kültür Merkezini de kapsayan biçimde bir spor alanı oluşturma projesini hazırlıyoruz. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla bu konuyu görüşüyoruz. Bu konu hakkında düzenlediğimiz basın toplantısında Başkan İlhan Cavcav, AASKF Başkanı Murat Kandazoğlu bize destek verdi.

ANKARA SPOR ALANI ANLAMINDA ÇOK FAKİRLEŞTİ

ATO Başkanı geçtiğimiz günlerde bir proje açıkladı. Bu alana ufak bir stat, 4-5 tane kule ve AVM projesini basına açıkladı. Burada 1 milyona yakın sporcu var. Futbolundan tut, karetesine, tenisine, atletizme varan birçok branşta sporcular var. Bu sporcu arkadaşlarımızı ne yapacağız? Ankara spor alanları konusunda çok fakir bir şehir konumuna geldi. Burayı da elimizden kaybedersek biz ne yapacağız?

MAKETLE DEĞİL, YAPILMIŞ SPOR ALANLARIYLA OLİMPİYATLARA ADAY OLMAK LAZIM

Bizim düşüncemiz; Kurucu önderimiz Atatürk’e saygımız her zaman sonsuz ama Atatürk Kültür Merkezi amacına uygun şekilde kullanılmıyor. Biz de, Atatürk Kültür Merkezi’ni Hipodromu ve gösteri merkezini içine alacak yerde spor alanlarının olmasını istiyoruz. Bu alanda 30-35 bin kişilik stadın yapılmasını, kano yarışlarının yapılabileceği bir yapay göletin inşa edilmesini, Atletizm pistinin daha modernize edilmiş halinin yapılmasını, kortların birkaç tane daha arttırılmasını, dış sahaların daha da arttırılmasını, insanların çocuklarıyla geldiği zaman cafe’lerin yapılmasını , küçük bir sinema, küçük bir spor mağazası istiyoruz. Geçen senelerde olimpiyatı ufak detaylarda kaybettik. Şimdiye kadar bu yerlere maketlerle gittik, yeni dönemde inşaatı bitmiş tesislerle gitmek gerekiyor. Bu proje gerçekleşirse Ankara’nın marka değerinin yükselmesinde büyük avantajlar sağlanacak. 19 Mayıs Stadyumu merkezi bir yerde, herkes rahatça ulaşabiliyor. Ankara’nın her tarafından tek vesait ile buraya ulaşma imkanı mevcut. Hastaneler yanı başımızda, Havalimanına yarım saat uzaklıkta, müzelerle iç içeyiz. Gerçekten spor alan için harika bir yer burası. Bu projeye çok büyük bir destek vereceğiz. Bu sayede buradaki sporcu sayısının 1 milyondan, 2 milyona çıkacağını düşünüyorum.

"TSYD ANKARA OLARAK BİRÇOK BRANŞTA TURNUVALAR DÜZENLEDİK"

Ahmet Sülak: TSYD Ankara Şubesi’nin plan ve projelerini bize anlatır mısınız?

Alper Bakırcıgil: Kerem Öncel Başkanlığında yönetim kurulumuzla beraber mart ayında göreve geldik. Yaklaşık 8 aydır da bu görevi yürütüyoruz. Başlangıç olarak Plaj Voleybolu turnuvası düzenledik. Daha sonra 49. TSYD Ankara futbol turnuvasını düzenledik. Bu futbol turnuvasını geleneksel olarak düzenleyen tek şube, TSYD Ankara’dır. TSYD İstanbul ve İzmir, bu turnuvayı düzenlemeyi uzun süre önce bıraktı. Futbol turnuvasının ardından Basketbol ve Voleybol turnuvalarımızı gerçekleştirdik. Voleybol turnuvasına yabancı takımlar da katıldı.  Ardından Ankara Tenis Kulübü ile beraber 50 bin liralık ödülü olan bir tenis turnuvası düzenledik. Bunlar sportif anlamda yaptığımız çalışmalardı.

"DAHA YENİ BAŞLADIK, YAPACAĞIMIZ ÇOK ŞEY VAR"

Diğer yandan Ankara’mıza değer katacak, sporumuzu üst seviyeye çıkaracak hamleler peşinde koşuyoruz, koşmaya da devam edeceğiz. Bu bizim hedefimiz, önceliğimiz olacak. Bunları yapabilirsek TSYD Ankara alarak üstümüze aldığımız sorumluluğun üstesinden başarıyla geldik diyebileceğiz. Dolayısıyla gençleri ve çocukları spora kazandırmak, spor basınında yer alan spor emekçilerinin menfaatlerini korumak ve onlara olanaklara sağlayabilmek içinde elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bunları yaparken de federasyonlarla istişare halindeyiz. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ortaklaşa görüş alışverişleri yapıyoruz. Onlardan yardım isteklerimiz olduğunda onlar da bize ellerinden geleni desteği vermeye çalışıyor. Daha yeni başladık, yapacağımız çok şeyler var. Gerek spor basınımız gerekse Ankara sporumuz için yorulmadık, yorulmayacağız. Elimizden gelen çabayı iyi yönden göstermeye devam edeceğiz.

 

 

Ahmet Sülak: Çok Teşekkür ederiz. Röportaj yapma istediğimizi kırmadınız ve bizi burada kabul ettiniz.

Alper Bakırcıgil: Ben teşekkür ederim. Klasspor, Ankara’nın özveri ile çalışan, doğru, dürüst haberciliği elinden geldiğince yapmaya çalışan bir kurum. Dolayısıyla size de başarılar diliyorum. Çizginizin de devamını diliyorum.


  • KLASSPOR ÖZEL RÖPORTAJ - AHMET SÜLAK

Durali Akpınar'ın acı günü
Faruk Koca: Yeni stada yakışır bir takım yaratacağız.
Balıkesir engeli de aşıldı, Süper Lig'e 1 puan kaldı!
7
Ankaragücü'nden beklenmedik yenilgi!
1
Ankaragücü Şampi...!
4
İyi, kötü, çirkin!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
1
Mehmet fırat sezer
3 Ocak 201612:17
Sormak isterim nüfusu 1300 olan Konya'ya bile 41000 kişilik stadyum yapılırken nüfusu 5 katı olan Ankara'ya ki burası başkentti hala öyleyse bu neyin kafası 30- 35 bin kişik stadyum düşüncesi.