MİLLİ FORMAYLA TECRÜBEM GELİŞTİ

Rusya’ya attığı 2 golle U-19 Milli takımına, Avrupa Şampiyonası Finallerinin kapısını açan genç futbolcu, “Gençlerbirliği’nde ilk günlerde biraz çekingendim. Sonra bunu üzerinden attım ve puzzle’nin bir parçası oldum” diye konuştu. Türkiye onu Gençlerbirliği formasıyla Fenerbahçe’ye karşı oynadığı maçta tanıdı. Beştepe’nin genç savunmacısı Ahmet Yılmaz Çalık, A takım formasıyla çıktığı ilk karşılaşmada Webo ve Sow’a nefes aldırmayan adamdı. Rusya’ya attığı iki golle U-19 Millî Takımımıza Avrupa Şampiyonası finallerinin kapısını açan, U-20 Millî Takımımızın Dünya Kupası’ndaki önemli kozlarından birisi olan genç oyuncu, saha içi tecrübesinin gelişiminde milli forma altındaki mücadelesinin önemli rol oynadığını vurguladı.

Kulübüne daha verimli olabilmek ve daha iyi çalışabilmek için evinden ayrılıp Beştepe tesislerinde yaşamaya başladığını dile getiren Ahmet Yılmaz, “Çıkış yaptığım Fenerbahçe maçı kariyerimin dönüm noktası” diye konuştu.

“AKADEMİ LİGİ ŞAMPİYONLUĞU YAŞADIM”

Futbol Federasyonu’nun yayın organı Tam Saha Dergisi’ni konuşan Ahmet Yılmaz, şunları söyledi:

“Babam, 4 yaşındayken röveşata çektiğimi söylüyor. Bahçede oynarken komşuların arabalarına zarar vermeye başlayınca beni Gençlerbirliği’nin futbol okuluna yazdırdılar. 3 aylık yaz okulunun ardından yapılan seçmelerde futbol kariyerim başlamış oldu. U-15 Coca Cola Akademi Ligi’nde Türkiye Şampiyonu olunca, Milli Takım hayallerim başladı. (Acaba çağrılır mıyım, o bayrağı taşır mıyım?” diye düşünmeye başladım, kısa süre sonra da bu hayalim gerçeğe döndü.”

“Gerçekten çalışmayı çok seven bir oyuncuyum. Antrenmanlardan sonra kesinlikle ekstra çalışmalar yaparım, beslenmeme, uykuma çok dikkat ederim. Belki de beni diğerlerinden ayıran şeyler bunlardır. Elbette yetenek de vardır işin içinde, o zaten olmazsa olmaz.

“İLK KAFA TOPUNU ALINCA RAHATLADIM”

“Fenerbahçe maçında oynayacağımı öğrenince aklıma hemen Sow-Webo ikilisi geldi. İnsan ister istemez heyecanlanıyor. Rahatladığım an Webo ile ilk kafa topuna çıktığım andı. Webo’dan o hava topunu aldım ve içimden, “Ahmet bu maç senin maçın” dedim. Daha önce üzerimde bir çekingenlik vardı. A takımla antrenmanlara çıkıyordum ama ben kendimi sanki onlardan birisi değilmişim gibi hissediyordum. Onlar arasında şakalaşırken ben geri planda kalıyordum. Ama maç oynadıkça artık ben de “puzzle”ın bir parçası oldum.”

“Rusya maçında ilk golü attıktan sonra bir korner kazandık. Kendi kendime “Ahmet şunu da at, maçı al” dedim. Özellikle benim attığım gollerle maçın kazanılması inanılmaz bir duyguydu. Soyunma odasına girer girmez Feyyaz Hocam beni “Golcü” diye karşıladı. Son Rusya maçına kadar iki yılda sadece bir gol atabilmiştim. Babam bile “Artık gol atmaktan vazgeçtin galiba” diye takılıyordu. Dolayısıyla Rusya maçında attığım goller benim için bu açıdan da anlamlıydı.”

“UÇAR, BANA GÜVENDİ VE FORMAYI VERDİ”

“Daha önce ailemle birlikte yaşıyordum ama artık tesislerde kalıyorum. A takıma yükseldikten sonra tesislerde bana da bir oda verdiler. Daha iyi çalışabilmek için haftanın büyük bölümünü tesislerde geçiriyorum. Hem U-19 hem de U-20’de oynamak büyük tecrübe getiriyor. Fenerbahçe maçında iyi oynamamın nedenlerinden birisi de bu düzeyde oynadığım millî maçların bana yaptığı katkıdır. Bu nedenle bana güvenip şans veren Feyyaz Uçar Hocama çok teşekkür ediyorum.”