MEHMET DİLBER DIŞARDAN SORTİ ATIYOR...

Gençlerbirliği’nde görev yaptığı sürede tanık olduğu ‘Medyum’ olayını gündeme taşıyan ve Beştepe’de fırtınalar koparan eski Genel Menajer Mehmet Dilber, bombardımana devam ederken ayrılık süreci ile ilgili gelişmeleri de gün yüzüne çıkardı.

Mununga transferinde kendisine ve idari menajer Mustafa Kaplan’a sorumluluk yüklenmeye çalışıldığını ileri süren Dilber, çarpıcı açıklamalar yaptı.

Göreve geldiklerinde kulübün 27 milyon TL parası olduğunu, bu parayı 57 milyon TL’na çıkardıklarını ifade eden Mehmet Dilber şunları söyledi:

“Çalmadık, çırpmadık. Ama dışlanıp kulüpten uzaklaştırıldık. İlhan Cavcav bir süre önce savcılığa verdiği ifade de (Gençlerbirliği’nde en ufak bir ey bile benim bilgim dahilinde olur) diyordu. Evet gerçekten kulüpte ne olursa onun bilgisi dahilinde olur. Beni göndermek için öne sürdüğü gerekçeler tam bir bahane. Debatik Curi ciddi bir sakatlık geçirdi. Yurt dışında ameliyat olup, uzun süre takımdan ayrı kaldı. Dönüşünde 6 bin 200 bin Euro tedavi masrafı getirdi. Biz de kulüp olarak ödedik. Başkan, yıllığına 450 bin Euro verdiği oyuncu için (Bu ameliyat parasını biz niye ödüyoruz. Bu adamı kovamadınız mı? Kovun gitsin) bana çıkıştı. Bu paranın 10 bin TL’si özel sigortadan bizim kulübümüze ödenecek. Oyuncu bizim formamız altında sakatlanmış, sözleşmesini fesh etsek gidip UEFA’dan parasını alacak. Böyle şey olur mu? İstediğini yapmadım diye bana tavır alan başkan bunu bile kullandı.

Azofeifa’ya bilet kriz çıkardı

Kostarikalı oyuncumuz Azofeifa ile yapılan sözleşmede, ülkesine gidiş gelişlerinde business class bilet alma zorunluluğumuz var.

Bunu kulüp olarak kabul etmişiz. Azofeifa’ya milli takımdan davet geldi. Ülkesi de uçak biletini ekonomik sınıfı olarak gönderdi. Sözleşme gereği bizim onu birinci sınıfa geçirmemiz lazım. Adam tam 17 saat uçacak. Business class istemsi gayet doğal. Üstelik biz oyuncumuzu alırken bunu kabul etmişiz. Sonra ben bunu yerine getirince kötü oluyorum. (Kostarika’ya sadece gidiş bileti 26 bin TL tutuyormuş. Bu para verilirmiymiş?) Madem öyle, sözleşme yaparken kabul etmeseydiniz.

Zec’in parası takip edildi

Ermin Zec’in menajeri, Aralık’ta geldi. (Bu çocuğu oynatmayacaksanız, alıp götüreyim) dedi. Toplantıda menajeri ile birlikte İlhan Cavcav, Fuat Çapa ve ben vardım. İlhan Cavcav bu esnada ‘Bir milyon Euro ne oldu’ diye sordu. Menajer de (Bu parayı herkes paylaştı) şeklinde cevap verdi. Zec kulübe geldiğinde ben çalışmıyordum.

Sonra öğreniyorum ki, 2 milyon 125 bin Euro gibi Gençlerbirliği tarihinin rekor bonservis ücreti ile transfer edilen oyuncunun bonservis bedelinin 1 milyon Euro tutarındaki bölümü, çantaya konuyor ve kulübü Sibenik’e uçakla gönderiliyor. Paranın yolculuğu sırasında ise sürekli bir telefon trafiği söz konusu. (Şu anda an güvenlikten geçti. Şimdi pasaport kontrolünde) gibi bilgiler veriliyor. Bu para için de (Ülkesindeki babalar istedi) deniyor. Kaçak araba mı lalıyorsun? Böyle transfer olur mu? Banka internet varken, bu çağda böyle paramı yollanır? Para Zec adına çıkıyor. Kulüpte kime gittiği belli değil. 75 bin Euro Kaziç Kulübü yetiştirme parası alıyor. 1 Milyon Euro Sibenik’e gidiyor. 800 Euro Zec, 250 bin Euroda menajeri alıyor. Zec ile 4 yıllık anlaşma yapılıyor. İlk yıl 450 bin Euro, sonraki yıllar için ise 500 bin Euro ücret karşılığında. O bir milyon Euro’nun akıbeti tam bir soru işareti.

‘Sakatım’ dedi inandıramadı

Avusturya’dan alınan Cem Atan için önce (Bonservis bedeli yok) deniyor. Sonra menajer parası ve bonservis bedeli olarak 350 bin Euro gibi bir rakam telaffuz ediliyor. Oyuncu ‘Sakatım size faydam olmaz’ diyor. Bunu menajeri anlatıyor. Ama buna rağmen transfer ediliyor. Forma şansı bulamadan da gönderiliyor. Tüm bunlar İlhan Cavcav’ın bilgisi dahilinde gerçekleşen olaylar. Ben daha görevde iken bazı isimler, yurt dışında oyuncu izlemeye gitti. Uçak bileti, konaklama gibi giderler, doğal olarak bana geliyor ve ben paraf ediyorum. Ama ben görürsem sorun olacak. O zaman ne yapıyorlar, acente aynı ama biletler Hacetepe Kulübü’ne fatura ediliyor. Benden gizlemeye çalışıyorlar ama bir yerden patlak veriyor.

Munuga değil Billy Mehmet tartışılsın

Mununga için kulübüne 1 milyon 200 Euro bonservis bedeli ödendi. Oyuncunun menajeri ile yapılan görüşmelerde şartlar kabul edilmemiş ve iş olmamıştı. Adamlar Cavcav’ın fabrikasından ayrılıp oteline dönerken, Başkan İlhan Cavcav aradı ve (Tamam kabul ediyoruz) dedi. Şimdi bu transferde bizi suçlar gibi konuşuyorlar. Stewart transfer edilirken hiç hesapta olmayan Billy Mehmet nasıl geldi kimse onu sorgulamıyor.

Oyuncunun babası, ‘Benim oğlum iyi futbolcudur’ diyor. Fuat Çapa, (Mustafa Pektemek’in alternatifi olur) diye rapor veriyor. Ve futbolcu alınıyor. Oyuncu, bekleneni veremeyince de göndermek için yol arıyorlar. Ara dönemde Samsunspor’a gitti, Bank Asya ekibinde bile şans bulamadı. Bunlar hiç konuşulmuyor. Bu işin artık geri dönüşü yok. Kulüpteki çarpıklıklarla ilgili olarak, maliyeye, savcılığa ve gerekli her yere şikayette bulunacağım.

• HÜRRİYET - ÖZGÜR ŞAHİNER