ANKARAGÜCÜ'NE MİLLETVEKİLİ MAAŞI...

CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazılaka, zor durumda olan Ankaragücü kulübüne bir maaşını bağışladığını belirterek, Ankaralı işadamlarını, milletvekillerini Ankaragücü'ne sahip çıkmaya çağırdı.

Nazlıaka, arkasında 'Onurlu kurtuluş' yazan Ankaragücü forması giyerek, menajer Hikmet Hancıoğlu, futbolcular Aydın Toscalı, Orhan Evcim, Mert Erdoğan, Engin Keleş ile birlikte TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Köklü olan başkent takımının zor bir dönemden geçtiğini belirten Nazlıaka, kulübün astronomik borçları nedeniyle icralık olduğunu, 18 futbolcunun alacakları ödenmediği için anlaşmalarının feshedildiğini, takımda sadece profesyonel üç futbolcu bulunduğunu söyledi. Takımın temel gıda maddelerini kendi aralarında para toplayarak karşıladığını, son oynanan maçın ikinci yarısına ıslak formalarla çıkmak zorunda kaldığını belirten Nazlıaka, ısınma sorununu çözmek için de kulüp çalışanlarının aralarında para topladığını anlattı. Nazlıaka, 102 yıllık Ankaragücü'nün Kurtuluş Savaşı sırasında zor koşullarda orduya silah taşımanın gururunu yaşayan bir takım olduğunu, Ankara tarihi, Cumhuriyet ile özdeşleşen takımın bugün kaderine terk edildiğini ifade etti. Ankaralı milletvekillerini, işadamlarını ve

Ankaralıları Ankaragücü'ne sahip çıkmaya çağıran Nazlıaka, bu konunun partilerüstü bir sorun olarak ele alınmasını istedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın Ankaragücü'ne sezon sonuna kadar malzeme yardımı yapacağı sözü için teşekkür eden Nazlıaka, kendilerinin de bugün itibariyle yardım kampanyası başlattıkların duyurdu.

Ankaragücü sporcularının bugünkü antrenmanına bir tepsi baklava ile katılacağını hafta sonu yapacağı maçı izlemeye gideceğini belirten Nazlıaka, 'Gururluyuz, güçlüyüz, Ankaragüçlüyüz' tezahüratı yaptı.

Ankaragücü menajere Hikmet Hancıoğlu ise ajitasyon yapmak istemediklerini, ancak zorlandıkları ve artık sıkıntılar açığa çıktığı için bu çağrının içinde olduklarını söyledi. Kimseden dilenmek istemediklerini belirten Hancıoğlu, "Yardım istiyoruz, elimiz kolumuz bağlı. Elimizin kolumuzun çözülmesini istiyoruz. Onurlu bir şekilde kurtuluş savaşını başlattık. Onurlu bir şekilde mücadele etmek istiyoruz. Umudum çok fazla" dedi.    

İşte Aylin Nazlıaka’nın

Ankaragücü'ne Destek Kampanyasına İlişkin Basın Açıklaması:

 Değerli Basın Mensupları,

 Hepinizin bildiği gibi, Ankara’nın en köklü markası olan MKE Ankaragücü Spor Kulübü zor bir dönemden geçmektedir. Ankaragücü’nün şu anki içinde bulunduğu tablo şöyledir:

 -Kulüp astronomik borcu nedeniyle icralık olmuş, gelirlerine haciz gelmiştir.

 -Futbol takımının 18 futbolcusu alacaklarını alamadıkları için anlaşmalarını fesih etmiştir.

 -Takımda şu anda sadece 3 profesyonel futbolcu kalmıştır, takımın geri kalanı altyapıdan gelen genç sporcularımızdan oluşmaktadır.

 -Takımın futbol ailesine olan borçları nedeniyle transfer yasağı vardır.

 -Takımın en temel ihtiyaçları bile karşılanamamaktadır; temel gıda ihtiyaçlarını taraftarlar kendi aralarında para toplayarak karşılamaya çalışmaktadırlar. Geçtiğimiz hafta oynanan maçta takım ikinci yarıya ıslak formalarla çıkmak zorunda kalmıştır. Daha dün en temel ihtiyaçlardan birisi olan ısınma için kulüp çalışanları arasında para toplanarak doğal gaz alınmıştır.

 Biliyoruz ki “futbol sadece futbol” değildir. Futbol takımları yöneticisine, futbolcusuna, hemşerisine, taraftarına güç kazandırır ve aidiyet duygusu yaşatır. Hele bir de Ankaragücü gibi 102 yıllık bir geçmişiniz varsa, Kurtuluş Savaşı sırasında çok zor koşullarda orduya silah ve cephane sağlayan kurumun çalışanlarının oynadığı bir takım olmanın haklı gururunu yaşıyorsanız, bu bağ daha da kuvvetli olur.

 Ankaragücü'nün tarihi Cumhuriyetin başkenti Ankara ile özdeşleşmiştir. İşte böylesine onurlu bir duruşa sahip olan Ankaragücü, bugün kaderine terk edilmiş ve adeta yok olmaya yüz tutmuştur. Yönetimlerin tek başlarına ve kimseye sormadan kullandıkları inisiyatiflerin bedelini futbolcular, teknik ekip ve taraftarlar ödemektedir.

 İşte bu durum biz Ankaralıları, Ankaragücü taraftarlarını ve futbol severleri çok üzmektedir. Sokağa çıkıp herhangi bir Ankaralıya Ankaragücü sizin için ne ifade eder diye sorun: Cumhuriyetle, milli mücadeleyle ve kentiyle özdeşleşmiş, taraftarıyla bütünleşmiş, başta Ankara 19 Mayıs Stadyumu olmak üzere Türkiye'nin tüm futbol sahalarında kök salmış gerçek bir futbol hikayesi olduğunu anlarsınız. Ankara'nın bürokratik değil duygusal yanıdır. Başkentteki siyasetin grisi değil, yemyeşil sahaların aydınlık sarı lacivertidir Ankaragücü.

 Şampiyonluğa oynayan takımlar bile tribünleri zor doldururken, Ankaragücü’nün emekçi taraftarları dişinden, tırnağından arttırdığı parayla bilet alıp 19 Mayıs Stadyumu’nu inletir. Bu maçlarda tek yürek, tek nefes olan 10 binlerce insanın kişisel hiçbir beklentisi yoktur: tek amaçları takımlarının yanında olmaktır!

 Türkiye’de futbol liginin kuruluşundan itibaren birinci ligde en çok yer alan dördüncü takım olan Ankaragücü, tarihinin en zor dönemlerinden birinden geçmektedir. Şartlar gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Ama Ankaragücü tribünleri, futbolcuları ve de teknik ekibi hepimize bir mesaj vermektedir: koşulsuz sevgi, beklentisiz destek, dayanışma ve birliktelik.

 Ankara’nın dört bir yanından gelen taraftarlar takımına sahip çıkmaktadır. Şartlar ağırlaştıkça tribünlerden yükselen bu çığlığın tüm Ankara'ya yayılması şarttır. Başkentin ismini yeşil sahalarda taşıyan Ankaragücü kişisel kavgalara kurban edilmemelidir.

 Bugün burada tüm Ankara Milletvekillerine, Ankaralı iş adamlarına, AnkaraIılara ve futbol dostlarına bir çağrıda bulunmak istiyorum:

 Gelin, Ankara’nın gururuna sahip çıkalım! Tüm ağır koşullara rağmen Ankaragücü formasıyla sahaya çıkan ve sahada döktüğü terle formasını sırılsıklam ıslatan oyuncularımıza, fedakarlıkla çalışan teknik ekibe ve takımı yalnız bırakmayan cefakar taraftara sahip çıkalım. Başkent takımının yanında olalım; bu sene Ankaragücü gencecik futbolcularıyla bize futbolun sadece taktikten ibaret olmadığını, yürek ve dayanışma işi olduğunu gösteriyor. Onların yanlarında olalım. Ankaragücü’nün geleceğini karanlıkta bırakmayalım. Futbolcuların ve teknik ekibin bu sene ortaya koyduğu mücadele taraftarın senelerdir tribünden haykırdığı üç kelimedir aslında “gururluyuz, güçlüyüz, Ankaragüçlüyüz.”

 Bildiğiniz gibi; tribünler çok farklı toplum kesimlerinin, çıkarları çatışan sınıfların, ayrı dünya görüşleri ve ideolojileri olan insanların taraftar kimliği ile buluştukları yerdir. Tribünlerde bir araya gelindiğinde aynı gole üzülüp aynı gole sevinip aynı kırmızı karta kızılır. Bu mantıkla yaklaşmalı ve bu konuyu partiler üstü bir sorun olarak ele almalıyız. Bu vesileyle sezon sonuna kadar Ankaragücü’ne malzeme sponsoru olacaklarını açıklayan Spor ve Gençlik Bakanı Sayın Suat Kılıç’a teşekkür etmek istiyorum.

 Bu samimi duygularla, bugün bir kampanya başlatmak istiyorum: kampanyanın öncelikli hedefi takımın önümüzdeki 14 maça çıkabilmesini, deplasmana gidebilmesini ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlamaktır. Bunun için yaklaşık olarak 200 bin TL’ye ihtiyaç vardır.

 Ben kendi adıma bir maaşımı bağışlayarak bu kampanyayı başlatıyorum. Bu bağış okyanusta bir damla gibi görünse de Sayın Bakan, diğer milletvekillerimiz, Sayın Vali ve Ankaralı iş adamlarının desteği ile 1 ay için kolayca toplanacak bir meblağadır. En önemlisi de Ankaragücü’nün sporcularına ve teknik ekibine önemli bir moral olacaktır. Bugün 14:00’de bir tepi baklava ile takımın antrenmanına, Pazar günü saat 16:00’da Gençlerbirliği ile yapacağı maça gideceğim. Haydi Ankaralılar! Takımımıza sahip çıkalım, sahada mücadele eden sporcularımızın yanında olalım. Tribünlerden yükselen “İyi günde kötü günde hep beraberiz çünkü biz Ankaragüçlüyüz” tezahüratını hayata geçirelim.