Cengiz Topel Yıldırım çok önemli açıklamalar yapacak...

Site İçi Arama


CENGİZ TOPEL YILDIRIM ÇOK ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR YAPACAK...

Cengiz Topel Yıldırım çok önemli açıklamalar yapacak...

Ankaragücü Başkanı Cengiz Topel Yıldırım yaklaşan tarihi kongre öncesi deprem etkisi yaratacağı iddia edilen basın toplantısını düzenliyor.

12081 Okunma

Ankaragücü Başkanı Cengiz Topel Yıldırım basın toplantısı düzenliyor.

Bu toplantıya katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. Görüyom ki  Ankaragücü’nün gerçek sahiplerinin temsilcileri de burda. Onlara da geldikleri için ayrıca teşekkür ediyorum. Belki son söyleyeceklerimin arasında olmasına rağmen bizi yalnız bırakmadıkları için teşekkür ediyorum. Görünen o ki bundan sonra da Ankaragücü’nün gerçek sahibi taraftarları ve gerçek gönüllüleri Ankaragücü’ne sahip çıkacak. Onların dışında başka hiçbir kimseden hiçbir  beklentim ve umudum olmadığı bir yerde olduğumuzu düşünüyorum. Onlara teşekkür ediyorum.  Başka Ankaragücümüz  olmadığını , başka sevdamız  olmadığını yine onlar ispat edeceklerdir. Gerçek sahipleri yine Ankaragücü’ne sahip çıkacaklardır.

 Değerli arkadaşlar ben ve arkadaşlarım 2009 yılının mart ayında göreve gelmiştik. Bu görevimizi 30 Ağustos’da yapılan bir genel kurul ile devrettik. Yaklaşık 2 yıl sonra oluşan durum karşısında hukuki zorunluluk gereği tekrar göreve geldik. Önce şuna açıklık getirmek istiyorum.

Ankaragücü’nde bu görevi devraldık. Devralıncaya kadar Ankaragücü’nü bir bölümde sahibi gören bir çok arkadaşımız devir alınması ve bunun yapılması yolunda görüş bildirirken, ne hikmetse devir alınmaya bir hafta kala bu devrin alınmaması yolunda telkinlere ve tavsiyelere başladılar. Daha sonraki gelişmelerde de neden devralındığı soruları ortaya çıktı.  Çok kısa size birşey söyleyeceğim.  Neden devraldık? Ankaragücünde görev yaptığımız sürede çok küçük bir tespittir.  Temmuz 2011 tarihi itibari ile mevcut görevde bulunan yönetim kepenkleri kapatmıştı. Temmuz ayı kapalı kepenk ile geçerken,  Ağustos ayının 4’ünden itibarende Ankaragücü’nde tüm şalterler indirilmiştir. Devir 24 Ağustosta gerçekleşmiştir. Arada yaklaşık  45 gün Ankaragücü’ne  kaybedilmiştir. Şu anda  Ankaragücü’nüniçinde bulunduğu durumun çok net söylüyorum kaybedilen bu 45 gün ile ilişkisi çok büyüktür.  Bu kaybın müsabbipleri , bunu bu şekle getirenler kendilerini gayet iyi biliyorlar. Burada adlarını ve isimlerini zikretmenin gerekmediğini düşünüyorum. Yani ben ve arkadaşlarım 24 Ağustos günü devralmasaydık şu anda konuştuğumuz Ankaragücü yoktu.  Zaten Temmuz ayı itibari ile de  yok hale gelmişti. Buna rağmen eleştirildik. Almamaları lazımdı. Peki almasaydık ne olacaktının cevabını kimseden bulamadık ve göremedik.

Bunun yanında görevi devralırken hepinizin huzurlarında mevcut yönetimin çeşitli söylemleri oldu. Neydi bu söylemler? Göreve gelen bizlere yardımcı olacaklardı. Bu yardımın tırnak içinde ifadesi de şuydu. Kulübün tüm gelirleri , eski yöneticilerin icraları nedeni ile haciz halinde idi. Bunları erteleyecekler ve bunları almayı bir süre erteleyerek  Ankaragücü’nün hayat damarlarını açmayı taahüt etmişlerdi. Geldiğimiz şu güne kadar 4.5 trilyon civarında gelir gelmesi gerekirken, bu gelirlerin tamamı eski yöneticilerin icralara gitmiştir. Bu kelimenin arkası şudur. O gün söyledikleri, yapacaz dedikleri hiçbirşey gerçekleşmemiştir.

Bunun yanında Ankaragücü’nde bir cephemiz daha var. Bu  cephemiz de kim verdiyse 2 katını vereceğini muhabbetini günlerce yapmış, biz de kendilerine şu haberi göndermiştik. Kimin ne vereceğini ve 2 katını hesaplamayı bırakın siz verin diğerleri de yarısını versinler. Ordan da hiçbir icraat ya da faaliyet gelmemiştir.

Size daha acı bir gerçek.. Ankaragücü mukavelesini fesh etmiş 3 futbolcudan geçmiş alacaklarının  feragat edilmesi, TFF’de sıradaki borçlardan feragat edilmesi , daha arkasına yeni dönem  alacaklarından feragat edilmesi ve  başarılı bir yöneticilik tarzımız ile ve bunun üzerine 2 kulübümüzün aslında  hiçbir şekilde bedel dahi ödemeden alacakları futbolcularımıza, Ankaragücü’nün içinde bulunduğu durumdan faydalanmayacağız düşüncesi ile  1milyon 250 bin euro ödeme yapmıştır. Ama ne yazık ki bu durumun olduğu kulüplere aynı yöneticlerin icraları gitmiştir. Ankaragücü’ne  gelecek  o paralara da  icra konduğu gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Değerli arkadaşlar 2 gün sonra, yaklaşık 48 saat sonra Ankaragücü’nün bana göre tarihi bir genel kurulu var. Tarihi bir dönemeçten geçiyoruz. Ankaragücü’nde mevcut bir yönetim var.  48 saat sonra Ankaragücü’nün ne olacağını emin olun biz bilmiyoruz. Beyanlar demeçler Ankaragücü Amatör kümeye düşecek şeklinde. Ben bir Ankaragüçlü olarak bundan çok üzüntü duyuyorum. Böyle bir söylem içimi acıtıyor. Ve burada ben ve arkadaşlarım şunu söylüyoruz ki tüm Ankaragücü camiası bilsin ,bu gelişen sürecin hiçbir yerinde, hiçbir bölümünde biz yoktuk. Kendimizde kusur bulacak hiçbirşey bulamıyoruz. Bulan varsa söylerse sevineceğiz Şimdi bazı şeyleri bilmekte ve anlamakta fayda olduğunu düşünüyorum.  Biz 29 Mart 2009 da göreve geldiğimizde herkes  Ankaragücü küme düşmüştür kanaatine varmıştı. Bunun asıl net ifadesi de eğer böyle birşey olmasaydı bu yönetim bize devredilmezdi. Biz o zaman sevdamız ne gerekiyorsa elimizden geleni yapacağız diyerek göreve başladık. Nisan ve  mayıs ayına geldiğimizde düşmeme umudunu, düşmeme noktasına gelmiş iken arkadamızdan biz ne zaman deplamasmana gitsek Denetleme Kurulu bizi denetlemeye geldi.. Çok basit bir ifade ile soruyorum. Ankaragücü küme düşmüştü, gemi karaya oturmuştu, ve gemide olası gelirler var ise alacaklarını almış ve gitmiş idi. Biz 45 gün içinde Ankaragücü’nü soymuşmuyduk ya da ne yapmıştık ben çok merak ediyorum. Denetleme fasılası başladı. Bu denetlemenin arkasına Ankaragücü ligde kaldı. Mayıs ayı ortasıdır. Mayıs ayı sonunda o zaman ihtimal vermediğiz bir durumdu. Melih Gökçek ile Cemal Aydın’ın anlaştığı ortaya çıktı. Bu anlaşmanın gerçekliğini biz görevi bıraktıktan yaklaşık 1 sene sonra öğrendik. Takım ligde kaldı. Yeni sezona hazırlık yapıyoruz. 4 Haziran’da Melih Gökçek ile Cemal Aydın’ın protokolünden bahsediliyor. Bunu Cemal Aydın bir toplantıda izah etmişti. Serdar Özersin’in imzası kendisinin parafı olduğu ya da  hangisinin imzası hangisinin paradı bilemiyorum. Melih Gökçek’in bu protokolü hangi sıfatla imzalayacağı ,imzalamayacağını, sadece sözün yeterli olduğunu ifade ettikleri bir protokol. 4 Haziran’da olduğunu düşünüyoruz.

Arkasına 5 Haziranda arkamızdan yağmur gibi 170-180 delegenin imzası ile genel kurula davet ettiler. O yetmedi 16 Haziran tarihinde eki ve dayanağı tarafımızca bilinmeyen  bir denetleme kurulu raporu ile olağanüstü genel kurul daveti aldık. O yetmedi mahkemeye gittiler ve bizi genel kurula götürmeye çalıştılar. Ben ve arkadaşlarım ne yapmıştık? Ankaragücü’nü ligde bırakmıştık.  Ankaragücü’nü yeni sezona hazırlıyorduk. Ve bakın basın mensupları da çok net hatırlayabilirsiniz o senenin ilk 5’ine namzet bir adayı bir Ankaragücü hazırlamıştık. Daha sonra birilerinin “Bu takım küme düşecekti. Ankaragücü batmıştı. Getirdiler bize teslim ettiler ” takım Türkiye’de ilk 5’e aday bir takımdı. Biz ne yapmışız. Denetleme Kurulu ile baskı altına alınmışız, biz ne yapmışız delegelerin imzası ile genel kurula götürülmeye çalışılmışız, biz ne yapılmışız mahkemeye verilmişiz.

Peki bu arada ne yaptık. Bunun biraz sonraki karşılaştırma adına söylemek istiyorum. Ben ve arkadaşlarımın 20 Haziran tarihi itibari ile ogüne kadar verdiğimiz alacaklarımızı almış,  Ankaragücü’nden herhangi bir alacağımız yok durumdaydık. Yani bizler mahkemeye ve olağanüstü kongreye gidilirken hiçbir alacağımız kalmamıştı. Bunun arkasına ne yaptık? Sanki hiçbir şey yokmuşcasına kadromuzu kurduk, yeniden paralar verdik, yeniden transferler yaptık. Ve takımı lige çıkardık. Şimdi çok net bazı şeyleri ifade etmesi açısından söyleyeceğim. Şu kağıt tek sayfadır. 12 puntodur.  Bu bıraktığımız gün  Türkiye Futbol Federasyonunda Ankaragücü’nün durumunu gösterir. Burada şu bölüm borçlar bölümüdür. Bu bölümde hiçbir futbolcuya, futbol ailesine borcumuz yoktur. Yani borcumuz olsa idi Ankaragücü’nün transfer yasağı olurdu.Yok ve 1 A4 kağıt. Biz de Ankaragücü’ne Haziran ayı sonunda hiç para pul vermezdik. Tüm futbolcularımızda gelirdi listeye girerdi. Ve Ankaragücü transfer yasağı alırdı. Biz böyle bir takım bıraktık.

Geldiğimiz durum 2 sayfaya geldi. Sanırım 4 punto yazıyor. TFF’deki Ankaragücünün borç durumu yaklaşık futbol ailesine 10.5 trilyon borç var. Ve bunun yanında icralar hacizler dediğiniz zaman o gün itibari ile yaklaşık 45 trilyona yakın borç listesi. Daha başka birşey söyleyeyim. Yaklaşık 45 gün kaybedildi Ankaragücü’nde dedim.  Görevi devraldığımız 24 Ağustos ile ligin başlama tarihi arasında  5 Eylül arasında 9 günlük bayram tatili var. Ve emin olun 2.5 resmi gün var. O 2.5 günde Ankaragücü için ne yapılması gerekiyorsa yaptık ve bu takım sahaya çıktı. 4 Ağustos tarihinden sonra Ankaragücü’ne 1 kuruş para girmemiş. Biz olmasaydık lisansların vizesinin parasını bile verecek kimse yoktu. Ankaragücü yoktu. Bu küçük 2 küçük örnek, bir örnek daha söyleyeceğim. Defalarca anlatıldı ve izah edildi. Biliyorsunuz Ankaragücü’nde eski borçlar açık arttırmaya çıktı bir zaman.  10 lira ile başladık nerde var eski borç 50 trilyona kadar çıktı.  Ve bizden önceki yönetim 2 yıl boyunca eski borçları ödemekten bir türlü kurtulamadı.  Şimdi size gösteriyorum. TFF’ye eski borcumuz yok. Bunun üzerine geçmiş dönem futbolcularına  borcumuz 1.5 trilyon lira. Daha sonra UÇK kararları ile Gökhan Emreciksin’e çıkmış 1 trilyon lira. Daha sonra Fifa’dan geldi 1 trilyon lira. Ben geldim topluyorum, çıkarıyorum ne kadar eski borç vardı. Neydi diye. 15 trilyonun üstünde eski borç göremedim. Hadi 5’de öyle koyduk 20 trilyon.

 Ankaragücü muhasebesine şunu söyledim. Ankaragücü’nün ne kadar borcu var? Şu an bana getirilen evraklarda kulübün 100 trilyon borcu var. 100 yıllık kulüp 100 yıl boyunca 20 trilyon  borç bitiktirmiş. Yalnız 2 sene boyunca  bu borç 100 trilyonu bulmuş.

Gittim vergi dairesine. Dedim ki bizim ne kadar borcumuz var? Karşımıza çıkan bedel  15 trilyon. Bunun 7 trilyonu aynı gün ödenmesi gerekiyor. Geri kalanı yapılandırılmış. Merak ettim. Devletin resmi kurumuna  30.08 tarihi itibari ile bıraktığımızda Ankaragücü’nün ne kadar vergi borcu vardı. Bir de bunun dökümünü alabilirmiyiz dedik. Bıraktığımız gün Ankaragücü’nün vergi borcu 606 bin TL. Bu tespitlerden sonra şunu söyleyeceğim. Bıraktığımız gün itibari ile Ankaragücü’nde transfer yasağı yoktu. Bıraktığımız gün itibari ile kadromuzdaki futbolcuların  gelecek sezon peşinatların büyük bölümü de ödenmişti. Bizden ayrılmış futbolcular dışında futbolculara borcumuz yoktu. Geldiğimiz yerde şu an kadromuzda bulunan sporcuların geçmiş sezondan yaklaşık gitmiş futbolcular hariç 3.5 trilyona yakın bir önceki sezondan alacakları  ve bu sezon için  için ödenecek 10 trilyon liralık bir kesinleşmiş alacakları var. Bunun yanında da futbol ailesine yaklaşık 20 trilyon sırf bu iş ile ilgili bir borç var.

Genel kurula 2 gün var. Herkes parasını tahsil ediyor.Ben ve arkadaşlarım  Ankaragü için çırpınıyoruz. Ankaragücü için birşeyler yapabilir miyiz diyoruz. Ankaragücü için birşey yapmak isteyenler, akıllarından geçirenler biz buradayız telefonumuz açık , biz buradayız diyoruz. Ancak 1 tane Ankaragüçlüyüm diye gezenden ne destek , ne bir katkı ne de başka birşey görüyoruz.

Kulübün bu hale nasıl getirildiğinin şeklini şemalini anladım , anlayamadım. Yaklaşık 1 aydır ciddi çalışma yürütüyoruz. Çok ciddi tespitlerimiz oldu. Bu tespitlerimizi diğerlerinden farklı bir yöntem ile ilgililerine bildirerek açıklama getirilmesini ve bu açıklamaların neticesinde sonuca varılmasını düşündük. Herkesin malumu bir denetleme kurulumuz var. Bu denetleme kurulu ile paylaşalım. Ve eğer Ankaragücü’nde biz bu tespit ettiğimiz hususlarda bir yanlışlık varsa doğruyu görelim, eğer bizim gördüklerimiz doğru ise gereğini yapalım dedik. Bu söylemlerimizden sonra denetleme kurulunun raporunu bitirdiğini söyledi. Medeni Kanunun 75. Maddesi gereğince Denetleme Kurulu’nun yapmış olduğu ve bitimiş olduğu raporun 1 nüshasının  yönetim kurulumuza sunulması lazım. Şu tarihe kadar sunulmuş bir rapor yok.

 Çok daha ciddi bilgiler ve belgeler aktarabilirim. Arkadaşlarla konuşuyoruz. Şu an bunları konuşmanın Ankaragücü için hiç bir faydası yok.  Ankaragücü için geçmişi konuşmanın bir manası olmadığı ortaya çıkıyor. Ankaragücü’nü bu duruma getiren , bu konuma getiren demeçlerle üzgün olduklarını belirttiklerini görüyorum. Şu andan itibaren 48 saat var. Bu 48 saatte üzülmek yerine çare aramalarının doğru olduğunu düşünüyorum. Çare bulunur diye düşünüyorum.  Yarın hep beraber daha fazla üzülmek yerine Ankaragücüne çözüm üretmelerini öneriyorum. Biz elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğini söylüyorum. Ama hala üzülmelerine devam edeceklerse kendilerine şunu söylemek istiyorum. Ankaragücü’nün vebalinin altında kalkamazlar. Burada sorumluluk bende ne kadar ise ben bu vebali üstüme alırım, gücüm yettiği kadar Ankaragücü’ne elimden geleni yaparım.Bu güne kadar yaptık, bu günden sonra da yaparım.  Ama artık Ankaragücü’ne üzülmek ya da temenniler , gelecek ile iligli söylemler yerine çare bulunması gerektiğini düşünüyorum. Ankaragücü tarihinin enteresan bir maçına çıkacak. Durum böyle iken  Ankaragücü düşer demenin futbolcuları ne derece motive edeceğini ankamakta zorluk çekiyorum.. Tüm Ankaragüçlülerin takımlarına sahip çıkmalarını istiyorum. Bunun yanında şunu ifade etmek ve teşekkür etmek istiyorum. Türkiye liglerinde herkes dert yanıyor. Taraftarlar maçlarına gelmiyor, trinbünler boş diye. Taraftarımız 9800 ortalama ile hepsi biletli kimseye birşey vermeden stadımıza geldi. Ankaragücü bu halinde ortalama  10.000 kişi ile bir savaş yürütüyor. Fakat nedendir bilinmez  Ankaragücü için 2 kelime, 2 imza , 2 söz ile geleceğini kurtarabilecek olanlar herhangi işlem ve eylemde bulunmuyorlar. Bunu tüm Ankaragüçlülerin bilmesini istiyorum.

Bunun dışında sorularınızı yanıtlarım. Söylenecek çok daha sözümüz var ancak bunun çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. 2 gün sonra genel kurul var.  Tandoğan’da Spor Salonun’da yapacağız. Katılımın çok olacağını düşündüğümüz için Spor Salonunu hazırlıyoruz. İnşallah Ankaragücü’nün Genel Kurul delegeleri , Ankaragücünün gerçek sahibi taraftarlar takımlarına sahip çıkacaklar. Bu konuda da umudumu koruyorum. Tekrar ifade ediyorum, Ankaragücü için birşey yapmaları gerekenler, yapmak zorunda olanlar  48 saat içinde gereğini yerine getirsinler. Zaman geçmiş değil. Eğer bunlar yapılmazsa Ankaragücü’nü Üzlüyorum ama gerçekler çok acı. Onun  için herkes elinden gelen ne  varsa yapsın çağırısını tekrar söylüyorum.

Sorulara geçildi...

Adaylığınız söz konusu mu?

Şu an için 10  gün önce de söylemiştim. Adaylığım söz konusu değil.

Gökçek yönetimi döneminde A.Ş durumu var. Futbol okulu üzerinden bir gelir aktarılacaktı. Öyle bir gelir geldi mi?

Siz kısadan geldiniz. 2009 Şubat ayında kurulan Ankaragücü A.Ş’nin kulüp ile alakası yok. Biz görevde iken bunu tespit ettik ve bunla ilgili dava açtık. Bu dava Ankaragücü adına ismi Ankaragücü’nden başka kimse kullanamaz idi. Biz görevi bıraktıktan sonra anlaşıldı ki bizden sonraki yöneticiler tarafından kurduruldu. Çünkü onlar daha sonra orada yönetici oldular. Önceki yönetim de davadan feragat edildi. Davadan feragat neticesinde  sizde söylediğiniz gibi yaz okullarının Ankaragücü A.Ş adlı şirket tarafından yapıldığı söyleniyor. Ben de geldikten sonra baktım Ankaragücü A.Ş’den Ankaragücü spor kulübüne bir gelmiş bir para yoktur.

Bu 48 saat süre içinde Ankaragüçlülerden beklentiniz nedir? Ne yapıpta ellerini taşın altına sokacaklar.

Çok basit. Eskiden ne hatalar yapıldıysa onları bir kenara koyacaklar. Bugünün ortadaki bir reailtesi var. İnsanlar söyledi. Kimsenin parasının ya da malının tasarruf yetkisi bende değil. Ama sözler verildi. Eğer bunlar olur ise, Ankaragüçlülerde birbirlieri ile beraber bir paylaşım içinde bu yükü beraber taşıyacağız derlerse, hadi hiçbirşey yapmaz 45 gün için yaparlar ise Ankaragücü’nün geleceği kurtulur. Ve kalkar yürür. Konu bu.

Borçlar ile ilgili eski yönetimden aldınız evraklara göre ciddi bir borç aldınız. Basına açıklamarda görüşmelerde  60-70 trilyon borç bıraktıklarını , geldiğimizde bunları adli mercilere şikayet edeceğinizi, yaptıkları borç kadar kulübe geri koyduracağınızı söylüyordunuz.

Basında ve medyada bazen söylemediğim, konuşmadığım ya da söylediğimin nasıl çarpıtıldığı ile ilgili ya da ankaşılması ile ilgili bir durum.  Şimdi Ankaragücü’nde mevcut  yöneticiler harcamalar yapmıştır. Bununla ilgili bir dava açmanın bir gereği olması lazımdır. Böyle bir gerek ortada yok. Yapılmış icra takipleri var. Kesinleşmiş icra takiplerine dava açmak için o paranın girmediğini ispat etmek lazım. Baktığımız zaman o paralar girmiş. Birilerinin ortaya attığı şeyler var. “Yok hükmündedir. Yok hükmünde olan böyledir. Geçersizdir. Bunlar için dava açılabilir” dendi.  48 saat sonra gelenler açabilir. Durum şudur. Belki söylem birbiri ile örtüşebilir.  Şu an bulunduğu durumdan nasıl kurtulur sorulduğunda şunu söylüyoruz.  Herkesin alacağı olabilir, herkesin parasının tasarrufu da bende değil ama 2 yıl Ankaragücü’nde yöneticilik yapma onurunu ve gururunu yaşamışsanız, Ankaragücü taraftarı sizi alkışlamışsa, bu kulüpte başkanlık, yöneticilik yapmışsanız, böyle zor bir günde hiçbir şey feragat etmeyin paranızdan ama gelin 1 sezon sonuna kadar ya da 2 sezon şu paraları almayın, erteleyin. Çünkü şu da var. Ankaragücü yok olursa o parayı da alamazlar. Alacak yerleri kalmaz. Hem paranızı kurtarın. Nasıl olsa paralarınıza faiz işliyor. Ne zaman alırsanız faizi ile beraber alıyorsunuz.

Sayın Başkanım 48 saat süre daha tanıdınız.  Şehrimizin kaderinde rol oynayanlardan ciddi bir katkı olmadı. Şu an itibari ile de net ve açık bir şekilde ortaya koydunuz.  Son 15 yılın içerisinde Ankaragücü’nün bu durumda olmasında sorumluluğu olanların çok sağduyulu yaklaşım içinde olmadıklarını günlerdir takip ediyoruz.  Çok az kişiyi tenzi ediyoruz bu konudaki duyarlılıklarından dolayı. Bildiğiniz gibi Ankaragücü dernekler kanuna bağlı bir kulüp. Dolayısı ile 48 saat sonra yapılacak bu kongrede 610 delegenin tarihi bir sorumluluğu var. Bu sorumluluk noktasında size samimiyetle ulaşan delege sayısı  ve kulübün içine düştüğü durumda sorumluluk adleden kaç kişi var? Ve bu genel kurula ,tarihin en yüksek katılımı ile gerçekleşmesi beklendiği için siz neler yapıyorsunuz?

Biz hiçbirşey yapmasak da, Ankaragücü’nün içinde bulunduğu durum belli , Genel Kurulun tarihi belli , o salonda olması gerekiyor. Genel Kurul delegelerinin görevi bu. Şimdi ulaşan sayımız yüksek. Ulaşmaya çalışan da yüksek. Ancak çare sadece onlarla bitmiyor. Çözüm onların yapacağı katkı ile sonuçlanmıyor. Ankaragücü’nde malum realiteler var. Bu realitelerin ortaya çıkıp birlik günüdür,  beraberlik günüdür söylemlerinin gereğini yerine getirmeleri gerekiyor. Diğer taraftan da 2yıl bu kulüpte yönetimde bulunmuş , bırakınız bulunmayı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’în bu duruma duyarsız kalmaması gerekiyor.. Valimizin de duyarsız kalmaması gerektiğini düşünüyorum. 102 yıllık çınar Cuma gününden sonra çok ciddi bir yol ayrımına girebilir. Bu çok tarihi bir gündür. Kimse suçlu ben değildim , suçlu başkasıydı söylemleri kimse sorumluluklarından kurtulamaz. Onun için bugün yarın ellerinden geleni yapmaları gerektiğini düşünüyorum.  Ben de üzerime ne gelirse yapmaya hazırım.

Sayın başkanım göreve yeniden başlamanızdan bu yana geçen süreç içerisinde bazı idari amirlerle görüşmelerinizde yeterli desteği göremediğinizi söylediniz. Bu yardım ve destek taleplerinizi hükümetimiz tarafından Başbakanımız bazında, Spor Bakanımız , Başbakanımız ya da Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı tarzında başka platformlara taşımayı düşündünüz mü? Bu 48 saatlik süre içinde Başbakanımız ya da Spor Bakanımız boyutunda bir bilgilendirme çalışmanız olacak mı? Düşünebilir misiniz? MKE ile bir bağınız da var. Buna bağlı bakanlık ile de görüşüp devletin de aktif destek istediniz mi?

Ankaragücü’nün bulunuduğu durumdan herkes farkında. Kulüpler Birliği kulüplerin dayanışma yeri ancak orada da bir rekabet var. Ordaki kulüp başkanları isteyebilir ki Ankaragücü yok olsun. Bakan’ın tüm kulüplere, sonra da Ankaragücüne durumundan ötürü mevzuatlar elverdiğince yardımcı olmak istedi. Orada bir derdimiz yok. Bu husus Ankaragücü’nün öncelikli iç meselesidir.  Ankaragücü’nün çözmesi gerekmektedir.  Bu çözümsüz değil . İnşallah Genel Kurul Cuma günü yapılacak. Yönetim çıkacak ve alacak. Eğer yönetime talip olunmazsa gideceği yer Ankara valiliğidir. Orası da bir kayyum atanır. İnşallah öyle günleri Ankaragücü görmekz. Onun için Ankaragücü’nde çözümü ellerinde bulunduranlar çok nettir. Bunların bu işi çözmekte çok zorlanacaklarını sanmıyorum.  Emin olun 5 dk’da çözerler. Onun için 48 saat fazla bir zamandır. Diğer taraftan gittiğimiz zaman süreç uzun olur ama çözmesi gereken insanlar bellidir. 5dk’da bu işi çözerler...

Gökçek yönetimi döneminde aşırı borçlanma olduğunu söylediniz. Yüz yıl ile son 2 yılı kıyasladınız. Mahkeme kararı ile de yok hükmünde sayıldı. Bütçesi olmaksızın harcama yaptıkları görülüyor. Aşırı miktarda. Kulüp üyeleri böyle bir yetki vermemiş. Siz bu gelinen aşamada icraların önünü kesmek için acaba bu borçların hukuksuz yapıldığını gündeme getirdiniz mi?

Hukukçular bunun sistemini çok iyi biliyorlardır. Biz de elbette hukuçular ile konuşuyoruz. Şimdi bir icra kesinleştikten sonra bazı davalar açılıyor. Ve bu davaların sonuçlanması 3-4 sene sürüyor. Yetki verilmeden borçlanma yapılmıştır söyleminden yola çıktığımız zaman da bu 3-4 sene sürüyor. Ankaragücü’nün o günlere gidecek zamanı yok. Var sayalım bu böyle oldu ve tüm harcamalar yok sayıldı. 4 sene sonra karar verildi. Ama  4 sene sonra verilecek kararda Ankaragücü yok ortada. Bu karar neye yarayacak. Bunun ile ilgili yapılacak işlem ve eylemlerde herkes birşeyler söylüyor. Ben  eski bir başkan arkadaş ile radyoda söyledim. Yazın dilekçesini götüreyim. Ortada birşey yok. Kişiler sadece birşeyler söylüyor. Öyle de entreresan birşey ki yüzlerce kişi, binlerce kişi görmüyor Ankara’da  birkaç kişi görüyor. Eğitimin seviyen ne?  Hangi bilgi ile konuşuyorsun? Uğur Mumcu’nun bir sözü var ya “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyorlar.” Ankaragücü’nde o kadar çok ki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş insan. Ve ahkam kesiyorlar. Ankaragücünün içinde bulunduğu şu durumu daha fazla nasıl karıştırırım ,daha fazla nasık çıkmaza sokarım diye uğraşıyorlar. Daha iddialı birşey söylüyorum. Ben ve arkadaşlarım kendilerine benzemediğimiz için, kendileri gibi olmadığımız için bize saldırıyorlar.Hiç de umursamıyoruz.

Tekrar söylüyorum. Altını çizerek söylüyorum.  Sayın Melih Gökçek ve arkadaşları 2 sene görev yapmışlardır. Çok basit bir hesap ile size söyleyeyim. Gelirinin 2 - 2,5 katı harcama yapılmıştır. Belki ayağın yorgana göre uzatılmama hadisesidir. Daha ileri gidersek şu anki portrede  Ankaragücü’nün 5 yıllık o da ligde kalması durumunda harcaması yapılmıştır. Bu harcamaları bana ya da arkadaşlarıma yüklemek ya da bu yükün altından kalk demek çok doğru yaklaşım değildir. Konu basittir. Bir Ankaragücü başkanı olarak Ankaragücü’nün içinde bulunduğu durumdan çıkmak için yapacak çok basit birşey vardır.  Ağustos’da söz vermişlerdir. 4.5  trilyon parayı almışlardır. Şimdi alacaklarda sıra kendilerindedir. Yaklaşık 25 trilyon lira daha TFF gelirlerinde icraları vardır. Gelin atın bu icraları 1 sene,1.5 sene, 2 sene  Ankaragücü yaşasın. Bu kadar basit Ankaragücü’nün durumu. Dava yolları şöyleydi böyleydi. Ankaragücü’nün eski başkanları hukuçular var. Onlar çözer. Bildikleri birşey varsa da bize de söyleseler biz de yapardık.

2009’da Ankaragücü Beştepe’den Saray’a geçti. Masraflar katladı. Gelinen tarihe bakıldığında çok ciddi zararlar görünüyor. Ankaragücü kamu yararına dernek. Bir şekilde zarara uğratılmış. Borçları ödenmemiş,  Ama Ankaragücü’nün yararına da birşey yapılmış görünmüyor. Güç Birliği  adı altında  yapılan birliktelikte bir futbolcu transfer yapısı vardı.  Ankaraspor Ankaragücü oldu bunun da bir maliyeti oldu. 60-70 trilyon borç iddiaları ile Atalay’ın bize burada hakaretleri de vardı. Bu borç nerde? Beştepe’den Saraya geçişte de bir maliyet oldu. 60-70 trilyon borç hiçbir zaman ıspatlanamadı. Şimdi biz borç bırakmadık diyorsunuz. Kamu yararına dernek zarara uğratılmış. Bunun yasal olarak sorumluluğu kime ait?

İspat edilemeyen 60 trilyon borç diyorsunuz ya. Olmayan borç ispat edilemez. Çünkü öyle bir borcu yoktu Ankaragücü’nün.. Hiçte olmadı. Öyle bir borçla devredilmedi Ankaragücü.  Şurada birşey vardı. Son basın toplantısında domates parasını bile vermediğimiz söylendi. Bu acı bir durumdur. Ankaragücü’nü bıraktığımızda kasasında belli miktarda para da vardı. Biz domates parasını da vermiştik .Biber parasını da vermiştik. Yaklaşık cari borcumuz yani firmalara ki bu sadece bize değil yıllardır süre gelen 800 bin lira idi. Bu gün 4 trilyon lira. Domatez parasını vermeyen bizlerin karşısında  İstemem ama üzülerek göstereceğim bir gazete büfesi gazete veriyor.Yaklaşık  1.5 milyar alacağı var. Bize fax çekiyor. Diyor ki 1.5 milyar gazete alacağım var bunu bari ödeyin. Gazete parasının bile ödenmediği bir kulüp ile karşı karşıyayız. Şimdi sizin söylediğiniz zarara uğratılmıştır hüküm içeriyor aslında. Ben sizden zarara uğratıldığını düşünüyorum demenizi beklerdim.. Bu hükmü mahkemeler verir. 80 günde benim buna hüküm koymam, hüküm ifade eden laflar kullanmam çok doğru değil. Şimdi buradan alınıp saraya götürülmede bir yönetim tarzıdır. Burda bir maliyet 1’se 5  olmuştur. Bu da bir yönetim şeklidir ama bunları tartışmak, bunların üzerine bir bina inşa etmenin Ankaragücü’ne bir kazancı yok.

Ben size söyleyeyim. Yaklaık 6.2 trilyon lira civarında Ankaragücü’nde yapmış olduğum incelemeler neticesinde fiftik alacak derseniz fiftik alacak, kaynağı verilmiş ama nereye verildiği belli olmayan, eki dayanağı belli olmayan,ta ki kriminal raporlarla bile tescil edilmiş bir takım usulsüz ödeme ve harcamalar, veya mükerrer ödemeler ile ilgili tespitlerim. Şimdi raporları vermek hiçbirşey ifade etmiyor. Onun için tarihi bir genel kurul var. Çok daha farklı şeyler anlatabilirdim.  Ama anlatmaktan imtina ediyorum. Ankaragücü’nün geleceği açısından Cuma günü saat 14 çok önemlidir. Bunun için ellerinden birşeyler gelenler, buna yetkin olanlar acil çözüm bulmaları gerektiğini söylüyorum.

Aksi halde 10 trilyon futbolcuların alacakları var. 10 trilyonda lisans yasağı var. 20 trilyon acil para ihtiyaç var. Lisans yasağı ile ilgili çalışamalarımız var. Günlerce bir parantez içinde söylüyorum.  Darius Vassell’i ben getirdim. İmzayı şurada ben attırdım. Günlerce aylarca şu konuşuldu. Vassell’i getirmişler 1 kuruş para vermemişler. Vassell’in ilk alacağının son ödeme günü 22 Ekim’di. Ben 30 Ağustos’da görevi bıraktım. Verilme günü de imza tarihindeydi. Zaten ben gidiyorum geldiğimde alırım dedi. Vermediğim bir 150 bin euro için, ki daha süresi bile gelmemiş  150 bin euroiçin yaygara koparanlar bugün ortada transfer yasağı vee 20 trilyon borç..

Ankaragüçlü yöneticiler ellerinden geleni yapmışlar. Ne hikmetse tabiri caizse bir kuzudan çift post çıkarma girişiminde bulunmuşlar. Bunları tespit ettik dava açtık. Bir tanesi için  dün UÇK’ya başvurduk. Ankaragücü’nde sözleşmeler klonlanmış,  çifft sözleşmeler olmuş, birileri gitmiş imza felan atmışlar. Yaklaşık bunun bedeli 2 trilyon lira. Bunlar Ankaragücü’nde silinecek..

Söyleyeceğim , anlatacağım çok şey var. Bakın çıktık birşey söyledik. Evet icra yapabilirsiniz. Paranızdır birşey söylemiyoruz ama yapılan icralar nedeni Ankaragücü kasasından çıkan çok miktarda fazla para var.  Bu fazla paranın yasal olup olmadığını tartışmıyorum.  Sadece Etik olup olmadığını izah etmeye çalıştık.  Tüm dosyalar Ankaragücü’nde ithilaflı hale getirilmiş. Yaklaşık o iş ile ilgili Ankaragücü 15 trilyon bir külfet ile karşılaşmış. Bunun  5 trilyon lirası kasasından şu ana kadar çıkmış. Arkasından bir 10 trilyon daha çıkacak. Bakın ben Ankaragücü’nde başkanlık yaptım. Ankaragücü’nden alacaklarımı da aldım. Tekrar verdim. Bugün tekrar da geri alacam. Bir kuruş faiz, bir  kuruş ne harcıysa o harçtan , neyse ne 1 kuruş ek benim yüzümden Ankaragücü kasasından çıkmadı. Çıktık dedik ki. Birine dedik Başkanlık yaptın, diğerine yöneticilik yaptın. Birşey istemiyoruz, bunun yasal olup olmadığını tartışmıyoruz. Böyle bir durum var.  İlk ifademizde çok güzel bir tepki aldık. Hayır biz öyle bir faiz talep etmedik.  Böyle bir şeyi almadık almayız.  Evet bir  yöneticinin davranlası gereken durum bu iken arkasına  hadi dedik . Yok. Arkasına birileri çıktı altını çizerek söylüyorum hukuçu bir arkadaşımız  dedi ki” İcraya gittiniz anda anında otomatik faiz başlar.” Hayır arkadaş başlamaz. Sen talep edersen olur. Sen talep ediyorsun ona göre veriyor. Bunları söyledik. Suçlu olduk. Daha enteresan. Basın Toplantısında çıktık söyledik. Biri verdik diyor. Biri almadık diyor. Böyle böyle durumlar var. Emin olun bunu birşey için söylemedim. Tık yok ortada. Ben sorumu sordum. Anlayanlar anladı da hala tık yok. Soru  şuydu. Peki kardeşim verilmiş deniyor, adam almadım diyor. Bu para nerde? Bu sorunun cevabını kimse veremedi.  Yazık değil mi Ankaragücü’nün parasına.  Bunlar Ankaragücü’nde ahkam kesen insanlar.  Başka birşey  daha var. Çok komik. Nasrettin Hoca fıkrası gibi.  Ankaragücü’nün her bir şeylerinde varlıkları tartışılmaz biri. Ankaragücü kendisine 72 lira avans veriyor. Ve bu verilen avans ile adam Ankaragücü’ne aidatını ödüyor. Bu ne komik bir durum böyle.. Ve tekrar söylüyorum bunlar Ankaragücü’nün içinde bulunduğu durumun temel sorumlularıdır.

Şimdi hesaplara bakılıyor. Verilen depozitolar ve teminatlar diye bir hesap var. Ayhan Atalay ya da Gökçek döneminde Bağımsız Denetleme Şirketine inceleme yaptırılıyor. Bağımsız denetim şirketi rapor yazıyor. Yazıdığı raporda diyor ki depozitolar ve teminatlar hesabı var. 1 trilyon 700 milyar gibi bir rakam burada açıkta duruyor. Bu açıkta duran rakamda Ankaragücü’nde yöneticilik yapmış arkadaşlarımız. Bunun içinde Serdar Özersin var, Mehmet Ural var, Kemal Ünsal var. Bununla ilgili sonuca çıkamıyor. Kulübe diyor ki  kulübe böyle bir depozito vermiş iseniz bunu alın. Şimdi bunla ilgili inceleme de yapılıyor. Serdar Özersinde 1 trilyon 150 milyar, Mehmet Ural’da 214 bin lira, Kemal Ünsal’da 72 bin lira, Cemal Aydın bey’de 312 bin lira, Ahmet Çakan’da 89 bin 312 lira. Ankaragücü  bu arkadaşlara niye deposito veya niye teminat vermiş bilmiyorum. Bunun bağımsız denetim şirketi söylüyor. Maliye müfettişleri de kulübümüzde inceleme yapıyor. Şimdi bunları bile sorup doğrulatma adına işlem yapacağımız noktalarda bir sonuca varamıyoruz. Şimdi bakın size başka birşey söyleyeyim. 

Ankaragücü’nde bir yöneticilik ya da yönetim anlayışından bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz vergi barışı diye bir yasa çıktı. 6111 sayılı. Yani devlet geçmiş ile barışalım, vergi ziyanlarını çıkaralım dedi. Bunların içerisinde 36 ay vatandaşa, spor kulüplerine 84 ay vade yaptı. Spor kulüplerine daha geniş davrandı. O dönemki yönetim belli dönemler için 6111 sayılı yasadan yararlanıyor, bazı dönemler için işlem yaptırıyor. Hesap yaptırdım bugün yarın sonucu çıkıyor. 46 bin 800 lira  ile bitecek bir hadisenin karşılığında Ankaragücü’ne 2 trilyona yakın bir yük getirecek. Kurumlar ve yöneticiler gelir, geçer. Kurum ve kulüpler devam eder. Devamlılık esastır. Böyle bir yasal hak varken böyle bir yasal hak’dan yararlanmayıp 46 bin liraya bitecek şeyi 2 milyon lira bir yük ile bırakmanın çok doğru olmadığını düşünüyorum.Bunlara da üzülüyorum. Gerçek söylüyorum içim de acıyor. Buna benzer durumlar var. Çözülür mü? Çözülür. Ama 48 saat sonra bir genel kurul var. Ankaragüçlüler gereğini yapsın diyorum...

Ankaragücü’nün bu duruma gelmesinde geçmiş dönem görev almış kimselerin mutlaka sorumluluğu vardır. Nevzat Karataş, Şükrü Deniz, Osman Kolsuz, Siz Ahmet Gökçek. Yanlışlar ve doğrular illa ki vardır. Buradan şu çıkıyor. Borçlar ötelenmezse hiçbir başkan adayı çıkmayacak. Yıllardır Ankaragücü aşkıyla tribünlere giden taraftarları kötü tablo bekliyor. Cuma günü önce Cuma namazı ardından Ankaragücü’nün namazı kılınacak. Bu namazın kılınmaması için bu borçlar ötelenmezse başkan adayı olarak çıkacak mısınız?

Özetiniz Ankaragücü’nün durumunu özetliyor. Hepimiz sorumluyuz. Siz de, ben de. Ankaragüçlüyüm diyen hepimiz sorumluyuz.  Şimdi suçlu aramanın gereğinin olmadığını düşünüyorum. Şuçlu benim diyince çözüm olacaksa ben diyim ki suçlu  benim benden başka suçlu aramayın. Yeter ki çözün. Ben bu şartlar altında bu yükü kendi kendime kaldıramam. Ve başaramayacağım, sonucunu alamayacağım hiç bir işe girmem. Onun için içim kan ağlıya ağlıya umudum var diye söylüyorum birileri çıkacak ve Ankaragücü’ne sahip çıkacaktır.

Melih Gökçek’in 48 saat içinde borçları ötelediğini açıklaması durumunda adaylığınızı açıklarmısınız?

Melih Gökçek ve arkadaşları  bize devrettikleri günde basın toplantısında söylediklerini , o güne dönüp gereğini yaparlarsa Ankaragücü için çok farklı şeyler yaparız. Burda sadece benim şahsımla ilgili değil, Ocak ayında Ankaragücü’nde bir olağan genel kurul var. Şimdi kim neyi nasıl yapıyorsa  45 gün içinde gereğini yapsın. Çünkü Ali Bey’in özeti doğru bir özet. Benim dilim varmıyor Ankaragüçlü olarak. Ama Ankaragücü için önemli bir dönemeç. Belki ben abartıyorum. Ankaragücü için genel kurula hazırlananlar, liste yapanlar vardır. İnşallah Cuma günü ben onları orada karşılarım. İnşallah güzel bir yönetim ile Ankaragücü’nü bulunduğu durumdan kaldırırlar.

Biraz önce önemli açıklamalarınızı Kanal A’dan yayınladık. Cemal Aydın programımıza katılarak bir takım açıklamalarda bulundu. İçeriğini bilmiyoruz ancak Cemal Aydın bey’in bu kulüpdeki pozisyonu önemli.  Bu önemli dönemeçte beklentileriniz var mı? Taşın altına elini koymalı diyor musunuz?

Onursal Başkanlığı halen devam ediyor. Onursal Başkanlık Cemal Aydın’a Ankaragücü delegeleri tarafından verilmiş bir ünvan. Ben de Ankaragücü’nde 10 yıl aralıksız Başkanlık yaptığımda ya da 10 yıl Ahmet bey yapsaydı ona da verilirdi. Onla ilgili bir şeyimiz yok. Evet Cemal  Aydın’da elinden ne geliyorsa yapmak zorundadır.  Başkaları da zorundadır. Ben de o zorunluluktayım. Cemal Aydın  ne kadar elinden geleni yapmak zorunda ise, Melih Bey’de yapmak zorundadır.  Herkes söyler. Tarihi güç birliğinde el kaldırmamız var. Benim boynum bükükmüş. Benim boynum Ankaragücü sevasına bükülmüştür.  O gün bizim Ankaragücü sevası ile boynumuzu bükmüşlerdir. Neydi o. Şampiyon olacaktık. Neydi o? Ankaragücü’ne 5 milyon gelir gelecekti aylık.  Ortak girişim yapmış yönetime söylüyorum. 19 kişilik yönetim 33 kişiye çıkmıştı. 3’ü bürokrat ayırdılar. Ben oradaydım. 33 kişiden 3’ünü çıkardık 30 kişi.  Her bir yöneticiden 250 bin dolar para alacaklardı. 72 lira avans alıp aidatını ödeyenler ogün orada 250 bin dolar para vereceklerdi. O 30 kişide 7.5 milyon dolar yapıyordu. Ve Ankaragücü’nün o sezon için bütün bütçe açığı da o kadardı. 50 trilyon 60 trilyon 70 trilyon borç yoktu. Hadise buydu. Cemal Aydın bey’de , ben de, Osman Kolsuz bey’de daha ne kadar başkanımız var ise. Serdar Özersin’de , Ahmet Gökçek’de hepimiz  ne yapılması gerekiyorsa Ankaragücü için yapmak zorundayız. Aksi halde yarın geç olacak. Ankaragücü Cumartesü günü maça çıkacak. Bakın o maç 3 puan. Arkasından bir 3 puan daha Ankaragücü’ne hiçbir şey olmaz. 10.000 kişi ile savaşıyor Ankaragücü. 10 bin kişi ile ülke feth edersiniz. Şimdi Ankaragücü’nün bu halinde bu durumunda tüm taraftarı yanında , futbulcusu gık demiyor, alacağım var, eski alacağım var demiyor. Ama nedendir bilinmez. Ankaragücü’nde kutuplar oluşmuş. Bu suçlu bu suçlu. Suçluları bırakalım da Ankaragücü’nün geleceğini çözelim.

Size de sözüm olacak. Ankaragücü inşallah güzel günler görecek. Yaptığımız tespitleri önce ilgililerine, sonra  siz basın mensuplarına  klasörler halinde taktim edecem. Bundan da hiç şüpheniz olmasın...

Toplantı öncesi....

Toplantıya geniş bir medya ve taraftar katılımı var.

Kanal A'nın toplantının büyük bölümünü canlı yayınlayacağı öğrenildi.

Toplantı odasında Başkan'ın arkasına yerleştirilen "Başka sevdamız yok" yazısı dikkat çekiyor...


Durali Akpınar'ın acı günü
Faruk Koca: Yeni stada yakışır bir takım yaratacağız.
Balıkesir engeli de aşıldı, Süper Lig'e 1 puan kaldı!
7
Ankaragücü'nden beklenmedik yenilgi!
1
Ankaragücü Şampi...!
4
İyi, kötü, çirkin!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
2
Murat m
16 Kasım 201117:41
Altmisevlerli guclu CYT gayet net diyor ki 15 hadi deki 20 trilyon borc biraktim 100 trilyon borc devraldim diyor.Seni Gokceklerin avukati misin?cyt evraklarla borcunu soyluyor Gokceklerde ciksin evraklari ortaya koysun yok ben daha fazla borc devraldim desin veya yok ben daha az borc biraktim desin ama ne derlerse desinlerde amator kume lafi etmesinler.Ben hicbir taraftar grubuna dahil degilim.Ankaraguclulugumu de kimse tartisamaz.Ama CTY iyi niyetinden suphe ediyorsaniz vicdaniniz konusunda suphe duyarim.Yanlislari olabilir ama bilerek Ankaragucune zarar verebilecegini kesinlikle dusunemiyorum.
1
ALTMIŞEVLERLİ GÜÇLÜ
16 Kasım 201116:01
SİZLER MELİH GÖKÇEĞİN ÖNÜNÜ AÇTINIZMI ACABA BUNU SORMANIZ LAZIM GÜNÜ KURTARMA PEŞİNDESİNİZ HEPİNİZ CEMAL AYDIN VE CTY SUÇLU SİZLERSİNİZ ŞİMDİ ÇIKMIŞ ACITASYON YAPIYORSUN TV LERDE EYY CEMAL AYDIN SEN GETİRDİN HERÇEYİ SEN HAZIRLADIN SONRA TEZGAHI SEN KURDUN SEN İNFAZ ETTİN NEDİR BU GÖKÇEĞE OLAN KİN TABİ KİNİNZ ÇIKAR SAĞLAYAMAMAK. CANLI YAYINDA İKİTANE TARAFTAR BAŞKANIN ARKASINDA DURUYORDU SİZ DAHA İYİ BİLİRSİNİZ KİM OLDUĞUNU AHMET BAŞKANIN ARKASINDA NEDEN DURMADINIZ PEKİ NEDEN ÇÜNKÜ ÇIKARINIZ YOKTU DEME ÇOK KOMİKSİNİZ gecekondu cty ve cemal aydın hemen fes etmeniz lazım kendizi hemde çok acil