A.Gücü'nün ömrü 6 ayı geçmez

Site İçi Arama


A.GÜCÜ'NÜN ÖMRÜ 6 AYI GEÇMEZ

A.Gücü'nün ömrü 6 ayı geçmez

Cengiz Topel Yıldırım. Bu tür angajmanları bilemeyecek kadar saf, temiz bir insan.

24339 Okunma

Cengiz Topel Yıldırım. Bu tür angajmanları bilemeyecek kadar saf, temiz bir insan.

Ayhan Atalay, eski yönetimdeki etkin isimlerin kulübü tekrar ele geçirmek için nasıl çalıştıklarını bildiğini söyledi.

A.GÜCÜ’NÜN ÖMRÜ 6 AYI GEÇMEZ

“Ankaragücü’nün önünde iki yol var. Bizim lehimize karar çıkar ve devam edersek, bir hafta içinde herşey rayına oturur, kulüp yoluna selametle devam eder.”

“Yargıtay’ın kararı aleyhimize olursa, tek yol Bank Asya Birinci Lig olur ne yazık ki...”
İŞİN doğrusu, bu röportajı, üç veya dört günlük bir yazı dizisi de yapabildik. Ancak hem sizleri yazı yoğunluğuyla sıkmamak, hem de önemli konuları ana başlıklarıyla verip, muhataplarının cevap hakkını kullanmalarına olanak vermek adına iki güne özetledik. İkinci günün de ana konusu tahmin edeceğiniz üzere, borç-para, alacak-verecek meselesi. Bir de isimlere yönelik eleştiriler. Bunların tümüyle bağlantılı olarak, Ankaragücü Kulübünün geleceği de bir başka ana gündem maddesiydi.
Herkesin merak ettiği soruları sorduk ve Ankaragücü’nün ilginç açıklamalarıyla ünlü yöneticisinden aldığımız yanıtları, derledik.
İşte Ankaragücü Mali Asbaşkanı Ayhan Atalay’ın farklı konulara ilişkin yaptığı ilginç değerlendirmeler:

-Hiç olumlu bir gelişme yok mu Ankaragücü’nde..

AA: Var var olmaz mı. Kulübü aldığımızda SSK’ya yaklaşık 5-6 trilyon borç vardı. Şimdi ki borç sıfır lira. 34 bin TL alacağımız var. Mahsuplaşmadan para gelmiş. Vergi Dairesine 7-8 milyon TL borç ödemişiz bu zamana kadar. Gelsinler de kurum nasıl yönetilir öğrensinler. Beştepe’deki tesisin aylık elektrik gideri 8-9 bin TL. Gece ışıklandırması olduğunda 14-15 bin TL’yi buluyor. Eski sistemde arıza çıkmış, kimse ilgilenmemiş. Sayaç, aktif, reaktif ayırmadan bütün akımı saymış. 2-3 bin TL’ye tamir ettik. Şimdi 3-4 bin TL elektrik parası geliyor. Saray tesislerinde 25-30 tane telefon, internet hattı var. Bir şirket ile görüştüm. Yüzde 50-60 tasarruf sağlayan sistem kuralım dedim. Oyunculara milyon dolar veriyorsunuz, bunlarla mı uğraşıyorsunuz dedi. Benim işim bu. Tasarruf yapmazsam, buradaki çalışanlara nasıl para vereceğim. Ben bunun için buradayım. Geçen seneki cirom 650 bin TL. yüzde 50’si tahsil edilememiş alacaklar. Benim ayda 50 bin TL personel giderim, cari giderim var. Ankaragücü’nü sevdiğini söyleyenler gelecek de biz Ankaragücü’ne emek verdik diyecek. Bize Ankaragüçlüyüz diyorlar. Nasıl Ankaragüçüler. Benim yaptığımın yüzde biri kadar emekleri varsa ağzımı açmayacağım. Melih Gökçek ve ekibi biliyor ki Ayhan Atalay bir yerde ise gönlünü ferah tutabilirsin.

-Borçların tamamı ne zaman bitecek ?

AA: Bitirmek için çalışıyoruz. Resmi olarak intikal etmiş haciz dosya sayısı yaklaşık 300. Bunun dışında resmi olarak işleme konmamış 200-300 tane daha konu var. Toplam rakam, 600’ü geçiyor. Bize (Neden görevdeyken kulüp gelirlerine temlik koydunuz) diye eleştiri getiriliyor. Olayları iyi analiz etmek lazım. Bu yöneticiler, gelmiş, niye parayı ilk kez verdiklerinde temlik koymamışlar da aradan bir yıl hatta bir buçuk yıl geçince, gelirlere temlik koymuşlar. Bunu, elini vicdanına koyan herkes iyi bilir. Ama dışardakiler durmuyor ki. 40 tane dava açıyorlar. Yalan yanlış şeyler söylüyorlar. İyilik yapıyorsun, çıkıp dava açıyorlar. Yarın, bir gün mahkeme iptal ederse, kim verecek bu paraları, kim ödeyecek? Biz Ankaragücü’nde kaldığımız sürece bu paralar kimsenin değil, bunlar Ankaragücü’ne hibe edildi. Adam diyor ki (Borçları ödedin bavulu topla git.) Biz de salağız ya oldu diyeceğiz. Biz aptal değiliz ama iyi niyetimiz hala suiistimal ediliyor. Bir kaç yüzsüz adam çıkıp, ‘Biz kulübü devrettiğimizde 5-6, bilemediniz 10 trilyon borç vardı’ diyor. Gelip bunu benim gözümün içine bakarak söylesene. Ben, ilk devraldığımızda kulübün 40 trilyon borcu var demiştim. Eksik söylemişim. 140 trilyon demeliymişim. Ne borçmuş arkadaş, öde öde bitmiyor. Daha 150 tane haciz dosyasından neler çıkacak onu da bilmiyorum.

-Eski yönetimdeki isimlere karşı hukuki bir işlem yapmadınız mı ?

AA: Eski yönetimle ilgili şu ana kadar 20’ye yakın dava açıldı. Elimizde 17 dosya var. Şu ana kadar sonuçlanan bir dosya yok, çünkü maalesef muhataplarına ulaşılamıyor. Ancak şunu da söylemeliyim. Eski yönetim içinde pırlanta ile dahi ölçemeyeceğimiz değerde insanlar da var. Bu insanlar da onlara güvenmenin ve inanmanın kurbanı olmuş. Birçok olayda birinci derecede sorumlu oldukları halde dava açmadım. Çünkü, birileri tarafından yönlendirilmişler. Mesela İbrahim Kısacık. Kendisi bürokrat. Her dakikasını buraya ayıramamış. Ama diğerleri için böyle bir şey söz konusu değil. Bir de eski başkanlardan Cengiz Topel Yıldırım. Bu tür angajmanları bilemeyecek kadar saf, temiz bir insan. Ömrü böyle pisliklerle geçmediği için, bu tür şifreleri çözecek, bilgi birikimine ve yeteneğe sahip değil. Ama yanına birilerini getirmiş. Tam bir çekirge, talan sürüsü. Cengiz Topel hakkında, kötü niyetlidir, arsızdır, hırsızdır diyemem. Cengiz Topel adına söylüyorum, yaptığı şeyler bilmeden yaptığı usulsüzlük, ama diğerlerininki yolsuzluk.

-Son dönemde sahte tüzük, sahte imza iddiaları epey konuşuldu. Nedir bu işin aslı ?

AA: Sahte tüzük falan yok. Yok benim imzam photo shop tekniği ile çoğaltılmış. Ben bunlarla ilgili belgeleri, gazetecilere verdim. Sen dinini değiştiren bir insan gördün mü ? Bu iddiaları ispat etsinler ben cinsiyetimi değiştireceğim. Böyle yüzsüzlük olur mu ? Kölenin asaleti sahibindendir. Eğer Melih Gökçek hırsız olsaydı, ben de hırsız olurdum. Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklersen, sonrakilerin doğru olma ihtimali yoktur. Ankaragücü’nde geçmiş dönemde böyle şeyler yapılmış. Herkes karşısındakini kendi gibi bilirmiş. Bozuk saat bile günde iki kez doğru zamanı gösterir. Bunlar hayatı boyunca bir kez bile doğruyu göstermemişler. Bunların, akrebi yok, yelkovanı yok, kadranı yok. Bunların ilkesi yok. Ankaragücü için yaptıkları bir tane iyi şey göstersinler. Aldıkları bir tane malın, hizmetin, malzemenin, adamın parasını ödedik desinler. Bir tane için ödedik desinler. Yarım kilo domates aldık ödedik deyip örnek göstersinler. Vallahi de yok billahi yok. Çocuklar, gidip malzeme alacaklar, bizim komisyon ne olacak diye sormuşlar. Çünkü daha önce böyle yapılmış. Tekvando salonu için tatemi almaya gitmişler. Biz Ankaragücü’ne mal vermeyiz cevabıyla karşılaşmışlar. Arkamızdan, bizim için talan ordusu, hırsız ordusu diyorlar. Ya parayı biz veriyoruz, bir de küfür yiyoruz.

-Şahin Ulu ve Hikmet Hancıoğlu, sizleri savcılığı ve valiliğe şikayet etti. Sonuç alabilirler mi ?

AA: Şahin Ulu, dolandırıcılık, zimmet gibi suçlardan dolayı ceza almış. Cezasının, paraya çevrilmeyeceği belirtilmiş. Nitelikli dolandırıcılıkla suçlanıyor. Şimdi çıkmış, bir şeyler anlatıyor. Ne anlattığı da belli değil. Kalkıp (Bunlar burayı soyuyor) diyor. 29 milyon TL’den bahsediyor. Kendisi, 5-6 gün benimle randevu almak için uğraştı. Bana, “Bu Cemal Aydın ile Cengiz Topel Yıldırım’ın tabutunu getireyim, bana 10 dakika zaman ayırın’ dedi. Ben de kendisine, “Ben mezarlık müdürü müyüm” diye cevap verdim. Tüzük sahte diye ortaya çıkıyor, inanılmaz bir olay diyor. Valilik, 2 satır yazı yazıp, bir sonraki kongrede düzeltin diye cevap verdi. Hepsi bu kadar. Hikmet Hancıoğlu, dış ilişkilerden sorumlu olarak 6 ay görev almış. Yanlışlıkla benim yerimde görev yapsaydı sizler yanmıştınız. O radyo senin bu gazete benim dolaşırdı. Akıllara zarar şeyler anlatıyor.

-Geleceğe dönük plan proje yapabiliyor musunuz ?

AA: Bankalar ve Telekom kuruluşları ile yürüttüğüm 44 milyon dolarlık sponsorluk görüşmeleri var. Ancak hepsini askıya aldık. Yarın mahkeme belki de bize git diyecek. Güya bunlar Ankaragücü’ne iyilik yapıyor ya. Adam kameraların karşısında, (Neslimden kimse Ankaragücü’nde görev yapmayacak) diyor ya. Ben de son bir iki ayda yapılan görüşmelerdeki ses kayıtları mevcut. Neler konuşulduğunu çok iyi biliyorum. Bunlar benim zekamın farkında değiller. Adamları da kendileri gibi çürük. Sesleri telefona kaydedip gelip bana satmaya çalışıyorlar. Hangi adreste toplandıklarını, neler konuşulduğunu, kimlerin katıldığını, virgül ve noktasına kadar biliyorum. Kulüple ilgili düşünceleri hakkında bilgi sahibiyim.

-Sizin yönetiminiz döneminde hiç mi borç yok ? Futbolcu alacakları nedeniyle lisans çıkarmama tehlikesi ile karşı karşıya kaldınız?

AA. Futbolcularla ilgili, geçmişe dönük borçlardan sanıyorum hiç kalmadı. Elbette bizim de borçlarımız var. 60 trilyon harcarsan, bunun yüzde 80’i eski borçlara giderse, yeni futbolculara ödemede sıkıntı çekmemiz doğaldır. Neyi, nasıl ödeyeceksin? Kaleci, Serdar Kulbilge’yi transfer ettik. Eğer böyle bir yasak olsaydı, bunu gerçekleştiremezdik. Amatör branşların tamamına önemli yatırımlar yaptık. Voleybol takımına toplam 320 bin Euro harcadık. İsteyince nelerin olabileceğini gösterdik. O takım, sadece bir set farkıyla play-off’u kaçırdı.

-Yargıdan lehte ya da aleyhte mutlaka bir karar çıkacak. Sonrasında Ankaragücü’nü nasıl bir süreç bekliyor?

AA: Dava açanlar, dışarıda bekleyenler diyor ki mahkeme nasılsa iptal edecek. Mahkeme, makine değil ki insan. Hakimin işi adalet dağıtmak. Elinde tuttuğu terazi bunu sembolize ediyor. Dosyalara bakınca kimin art niyetli, kimin namuslu olduğunu anlamıyor mu ? Hakimin kendi kanaati yok mu ? Kim mazlum kim zalim ayırt etmiyor mu ? Hakimlerin vicdani kanaatlerine çok güveniyorum. Yargıtay esastan görüşecekti, usulden incelemeye başladılar. Yargıtay filtreden geçiriyor. Kılı kırk yarıyor. Sonuç bizim lehimize olursa, Ankaragücü bir hafta içinde rayına oturur. Önü açılır, yoluna selametle devam eder. Çünkü, ekonomisini, kurumsal kimliğini, idari yapılanmasını tamamladık. Karar aleyhimize çıkarsa, Ankaragücü’nün ömrü en fazla 6 ay sürer. Sonrasında Bank Asya Birinci Ligde görüşürüz.

-Tüm bu mahkeme süreçleri, borçlar, hacizler yaşanmamış olsaydı, Gökçek ve ekibi göreve geldikten sonra koyduğu hedeflere ulaşabilir miydi ?

AA: Şampiyonluk dışında her şeyi gerçekleştirebilirdik. İniesta, Xavi, Messi’yi de alsaydık, şampiyon olamazdık. Çünkü, futbol camiasında nelerin yaşandığını son bir haftadır takip ediyoruz. Geçen seneki Fenerbahçe maçından önce çıkıp bir şeyler söyledim. Beni, yerden yere vurdular. Akıl sağlımdan bile şüphe ettiklerini söylediler. Şimdi ne oldu. Benim dediğim noktaya gelmedik mi? Ben aynı hızla gidiyorum. İnandığım şeyi söylerim, frene basmam. O zaman beni hedef tahtasına koyanlar, taraftar ve oyuncuya da hakaret etmem için özel gayret gösterdiler. Oysa benim gösterdiğim adres, çok açıktı. Birilerinin söylediği gibi, (Şampiyonluğun sahada değil de masa başında kazanıldığını öğrendim) sözlerinin ne anlama geldiği, şimdi daha iyi anlaşılıyor. O zaman ben bunları dile getirdiğimde (Bir deli çıkmış, Türkiye’nin en büyük takımının yönetimine bir şey söylüyor. Acaba ne diyor?) diye merak eden çıkmadı.

Hürriyet Spor Ankara:

 


Durali Akpınar'ın acı günü
Faruk Koca: Yeni stada yakışır bir takım yaratacağız.
Balıkesir engeli de aşıldı, Süper Lig'e 1 puan kaldı!
7
Ankaragücü'nden beklenmedik yenilgi!
1
Ankaragücü Şampi...!
4
İyi, kötü, çirkin!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.