ÜMİT ÖZAT HERKESE SALLADI

Ankaragücü'ne Lemerre'in yardımcısı olarak geldi, ardından teknik direktörlük görevine geçti. Hocalık sürecinde pek çok sıkıntıyla karşılaşan, 6 kez istifası kabul edilmeyen, aylarca parası ödenmeyen Başkent ekibinin eski çalıştırıcısı Ümit Özat, çok özel açıklamalarda bulundu.

Verilen sözler hiç tutulmadı. Ben ayrılmasaydım, 1.5 milyon Euro tazminat ödemek zorundalardı. Bazı yöneticiler bana karşı çok büyük ahlaksızlıklar yaptı. Hayatta, küfür ve yalanı asla kaldıramam

Taraftara

Gerçek Ankaragüçlüler’i rantçılar stattan püskürtmüş. Küfürde, kavgada ve para almada beraberdiler. Kötü günde yanımızda olmadılar. Bana saldıran çocuğu da Allah’a havale ediyorum

Antrenörlere

Bana yapılan saldırıdan sonra keşke 5 dakika maça geç çıksalardı, ya da siyah eşofman giyselerdi. Yalnızca cılız bir açıklama yapıldı. Sadece bir kaçı yanımda oldu

‘Büyük iş başardım’

“Parasını almayan futbolcuya para bulmakla uğraşırsanız, futbolcunun haczini kaldırmakla uğraşırsanız, 30 milyar alacağı için sözleşmesini feshetmiş oyuncunuzu gece yarısı gidip evinde ikna etmekle uğraşırsanız futbola ayıracak zaman kalmıyor ki! Bitime 11 hafta kala 25 puan. Bu şartlarda çok iyi.

‘Her şey Trabzon’da başladı’

“Neden bıraktım. Aslında Trabzon’da başladı. Trabzon maçına giderken havaalanında küfürlerle başlayan saldırılar, bitmek bilmedi. Sonra da fiile dönüştü. O küfreden taraftarlarla birlikte aynı uçakta gittik. Ve onlarla dönmemek için Trabzon’da bir gece kaldık. Düşünsenize bir yönetici tribünde taraftara, “Küfüre benden başlayın” diyor. Böyle ahlaksızlık olabilir mi? Senin kendine küfrettirecek kadar mezhebin geniş olabilir ama kusuru bakma ne benim ve ne futbolcularımın mezhebi öyle geniş değil.

‘Elimde belgeler var’

Yönetici bizim paramızı aldığımızı söyledi. Kamuoyu bize şüpheyle baktı. Ben yalan konuşmadım, konuşmam. Bütün belgeler elimde.

‘Huzurumuz hiç olmamıştı’

“Benim kaldıramadığım tek şey yalan ve küfür. Ben para konusuyla gündeme gelmeyi hiç istemedim. Annem, babam, eşim, kardeşlerim, çocuğum var. Onlar için çalışıyorum. Huzurunuzun olmadığı, ayağının geri geri gittiği yerde, gelişemediğin geliştiremediğin yerde daha fazla kalmakta ısrar etmenin anlamı var mı. Yok! 6 kere bırakayım diye teklif ettim. Tek şartım vardı. Çalıştığım sürede hakkettiğim parayı vermeleri. Ben ayrılmasam beni göndermek için tazminat olarak 1.5 milyon Euro ödemeleri lazımdı. Ne oldu, buradan giden herkes tazminatını almadı mı? Aldılar daha değerli oldular. Kötü mü yaptılar, hayır. Ama benim tarzım bu. Çalıştığımın karşılığındaki alacaklarımı, bir de yardımcılarımın mayısa kadar maaşlarını aldım ve bıraktım”

‘Bir Antep’e, bir de bize bakın’

“Gelelim verilen sözlere. Şampiyonluk sözü benden önce verilmiş. 21 futbolcu aldık, hepsinin bonservisi elinde. Bugün ligin en başarılı takımlarından biri Gaziantep... Bir futbolcuya 8 milyon Euro ödediler. Sizin, bonservisiyle aldığınız 3 oyuncu var. 11 ayı aşan maddi manevi sıkıntılar. Bir senede 4 kaleci değiştirmişim sakatlıklardan. Bir de Türkiye’nin ilk ve tek profesyonel taraftarını ekleyin. Telekom’un, Kolej’in, Şeker’in maçı var bunlar hep orada. Taraftarın bir takımı olur benim bildiğim. Ankaragücü’nün stadyuma gelmeyen çok değerli taraftarları var. Doktoru var, mühendisi var, ahçısı var, çöpçüsü var. Gerçek Ankaragücü taraftarlarını rantçılar püskürtmüş durumda stadyumdan. Öye ki ben gelmeden önce tesislerde mutfağa girip yemek yapan taraftarlar vardı. Kusura bakmasınlar da üstüne üstlük taraftara hoca ve futbolculara bağırsınlar diye para dağıtanlar da var. “İyi günde kötü günde hep beraberiz” diye marşı var Ankaragücü’nün. Hani nerede kötü günde Ankaragüçlüler? Küfürde, protestoda, kavgada hep berabersin, bir de para alırken. Kötü günde neredesin?”

‘Kulüpte herkes kaostan besleniyor’

“Bu kulüpte yöneteninden çalışanına herkes kaostan besleniyor. Bu kulübün problemi ne Ümit Özat ne Fatih Terim, ne Mesut Bakkal, ne o ne bu kişi. Taraftarın 70. dakikadan sonra yaptığı protestolardır, 11 ay paraların ödenmemesidir. Vermeden almak Allah’a mahsustur. Sevginin olmadığı yerde saygının olmadığı yerde başarı olabilir mi? Gol attıktan sonra bütün futbolcular hocaya koşuyorsa bu fotoğrafı iyi okumak lazım. Bunu yaptırabilecek para pul ya da başka bir güç var mı?

Bugün düşme hattının 7 puan üstündeyiz ama saydığım tüm sıkıntılara rağmen Beşiktaş’ın 10, Galatasaray’ın da 7 puan gerisindeyiz. Tek başarısızlığımız kupada. Fenerbahçe’yi yenerek başladığımız gruptan çıkmalıydık. Elenince de istifamı verdim.”

‘Medya da beni üzdü’

“Beni üzen birkaç gazetecinin küfre ve yalana prim vermesi. Ben parayla hiçir zaman gündeme gelmek istemedim. Ben hep oyuncularımın alacağı için gündeme geldim. Gideceğim kulüpte de ayrılana kadar 1 kuruş istemiyorum. Oyuncularımın ve personelimin maaşı ödenecek. Birisi iç çamaşırlarımıza kadar yıkıyor, biri yemeğimizi yapıyor, biri güvenliğimizi sağlıyor. Bu adamlar mutsuz olursa ben maça huzur içinde nasıl gideceğim”

‘Ya tespih, ya taktik’

“Ümit Özat’ın takımı kazanınca tespihten, kaybederse taktikten. Psikoloğa gidiyorum rahatlamak için. Rahat hissediyorsan çek diyor. Kazanıyorum tespihten. Kazanırken dua ediyorum da kaybederken etmiyor muyum. İş duaya kaldıysa Suudi Arabistan Dünya Şampiyonu olur. Böyle eleştiri mi olur. Bize yapılanlar hata değil, bir niyetin sonucuydu.”

‘Bana pişmanım demişti’

“Bana saldıran çocuğun dayısı geldi. Ben çocuktan şikayetçi olmadım. Saçına sakalına bakınca fakir olduğunu düşünüyorsun. ‘Oyuncu tribüne gelmiyor, senin yüzünden diye düşünüyorum’ dedi. Dedim ki çocuğa, ‘Senin liderine, sevdiğin birine birileri her gün küfür ederse o insanlara gider misin? Onlar benim evlatlarım, kardeşlerim. O yüzden gelmediler’ dedim. ‘Haklısın hocam, pişmanım’ dedi. Tabii bunu yine inkar edecek, ama o karakolun amirleri şahittir. ‘Verin bana bir kağıt’ dedim. Telefonumu yazdım ‘Üniversite bitene kadar masrafların benden’ dedim. Çıktık, ‘Ben Atılım Üniversitesi’nde okuyorum, pişman oldu, bana para teklif etti. Benim onun parasına ihtiyacım yok’ demiş. Seni Allah’a havale ediyorum. Senin annen baban sahaya atla diye değil, yalan söyle diye değil, oku diye gönderdi Ankara’ya.”

‘Türk futbolu bunu kullanamadı’

“Bir milattı bu kötü olay, ama Türk futbolu tarafından kullanılamadı. Antrenörler derneğinin cılız bir açıklamasıyla geçiştirilemeyecek kadar büyük bir olaydı. Keşke 5 dakika geç çıkma refleksi gösterilseydi, keşke en azından siyah eşofmanlarla çıkılsaydı, keşke bir meslek grubu olduğumuzu düşündürecek bir birlik sağlansaydı. Yapılmadı. Sınırlı sayıda meslektaşım aradı geçmiş olsun demek için. Onlara da buradan teşekkür etmek isterim. Giray Bulak, Fatih Terim, Şota, Aykut Kocaman, Tolunay Kafkas, Mehmet Özdilek, Arif Erdem, Engin Korukır ve bir de Süleyman Hurma’ya... Bu olaydan sonra yanımda oldular. Dilerim kimsenin başına gelmez”

Kaynak: Fanatik