Cezalar tribün ağalarının elini güçlendiriyor

Site İçi Arama


CEZALAR TRİBÜN AĞALARININ ELİNİ GÜÇLENDİRİYOR

Cezalar tribün ağalarının elini güçlendiriyor

Ankaragücü Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Mangırcı, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun kulüplere ceza verme kriterlerini yeniden belirlemesinin tribün terörünün azalmasını sağlacağını ileri sürdü.

9038 Okunma


Ankaragücü Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Mangırcı, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun kulüplere ceza verme kriterlerini yeniden belirlemesinin tribün terörünün azalmasını sağlacağını ileri sürdü.

PFDK'nın kestiği cezaların kulüpler aleyhine uğraş veren tribünlerdeki taraftar liderlerinin elini güçlendirdiğini öne süren Ankaargücü yöneticisi Faruk Mangırcı çok önemli bir dönemece giren Ankaragücü'nde Beşiktaş maçı öncesi sorularımızı cevaplandırdı.

-Bu sezon ligde üçünçü seyircisiz maçınız olacak Beşiktaş maçı, üstelik teknik patron Ümit Özat'ta sahada olmayacak. Ankaragücü'nü çok zor bir maç bekliyor değil mi?

-Doğrudur Ankaragücü'nü çok zor bir maç bekliyor. İçinde bulunduğumuz şartları biliyorsunuz. Huzursuzluk dolu bir sezondan sonra kulübü biraz düzlüğe çıkartırken maalesef hocamız Ümit Özat üzerinden bir saldırı başladı yönetimimize. Ankaragücü tarihinin neredeyse en kaliteli takımını kurdu yönetimimiz buna rağmen camia içinden kimi gruplar takımı başarıya ulaştırmamak için elinden geleni yaptı. Son yaşanan olaylar hepimizin malumu. Gerçekten zor bir maç olacak bizim için.

-Beşiktaş maçının seyirsicisiz oynanması Ankaragücü için bir avantaj mıdır dezavanta mıdır size göre?

-Yani normal şartlarda böyle bir soru sorulmaz bile ama yaşanan olayların ardından böyle bir soru akla gelebiliyor. Evet taraftarlarımızın hocamız ve yönetimimiz aleyhine tezahuratlarını biliyoruz.
İstanbul'da Galatararay'a 4 gol atmış bir takımın hocasına yapılan tezahuratlar kulaklarımızda. Fenerbahçe'ye atılan gol sonrası tribünlerin suskunluğu hafızalarımızda. Çıkar odaklı bir yapılanmanın olduğunu sağır sultan bile duydu tribünlerde. Bu durumda bu soru gerçekten anlamlı oluyor. Ancak her türlü şartta biz Beşiktaş gibi önemli bir maçı seyircili oynamak isterdik. Eminim ki, aklı başında gerçek taraftar olan her Ankaragüçlü takımını Beşiktaş'a karşı destekleyecekti ama -bana göre- anlaşılmaz bir biçimde seyircisiz oynama cezası çıktı Profesyonel Disiplin Kurulu'ndan.

-Niye size göre anlamsız?

-Valla Türkiye'de artık bazı şeyler kanıksanınca kimse sorgulayıp bazı şeyleri düzeltme yoluna gitmiyor. Birilerinin aldığı kararlar sanki Kur'an ayetiymiş gibi uygulanmaya devam ediyor. Niye anlamsız izah edeyim. Şimdi Manisa maçından hemen önce takım sahaya çıkıyor , teknik direktörümüz sahaya çıkıyor ve stattan bir uğultu bir ıslık bir yuhalama kopuyor. Hem de koro halinde Ümit Özat'a küfürler geliyor. Manisaspor bir gol atıyor, neredeyse kimileri sevinmişcesine protesto küfürleri devam ediyor. Ardından malum olaylar. Bir seyirci, kendini vatan kurtaran aslan zannedip tel örgülerden atlıyor ve doğru saha kenarına Ümit hocaya saldırmaya geliyor. Tribünden izlerken kanım dondu. Yani bu genç, sonuçta bir insan. Duyguları var, heyecanı var anladım da ya sonuçta bu bir top. Spor. Yani Ümit'le özel bir sorunu yok. Ümit'le bir kavgası yok. Hadi geldi elinde bıçak yok silah yok. Ya Ümit'e vurdu. O an Allah korusun Ümit'e bir şey olsa? Yıllarca yaşanacak acıları düşünmeden atlıyor sahaya. Tabii orada stat güvenliğinin de bugüne kadar neden sorgulanmadığını anlamış değilim. Bir adam tel örgülerden atlıyor 40 metre koşuyor ve Ümit hocaya kadar geliyorsa burada bir sorun var demektir.

-Sorun var tabii ki?

Şimdi bakın itirazım neye? Şimdi bu kendine taraftar diyen genç sayesinde olaylar çıkıyor ve Ümit hoca sahadan atılıyor beş maç ceza alıyor ardından Ankaragücü'nün sahası kapatılıyor.

Şimdi soruyorum ben. Ya bu adamı kulüp olarak ben mi davet ettim. “Gel Ümit Hoca'ya saldır!” diye. Kabahat benim mi? Sonuçta adam kendi iradesi ile atlamış tel örgülerden gelmiş. Niye bana ceza kesiyorsunuz? Yazık değil mi kulüplere. Şimdi tribünlerde olay çıkıyor iki grup birbirine giriyor PFDK cezayı kulübe kesiyor. Tribünler yakılıyor yıkılıyor ceza kulübe kesiliyor. Kulüple bu adamların direk-endirek ne ilgisi var? Cezayı keseceksen bul bu adamları bunlara kes. Bin-iki bin polisin olduğu statta her maç hocamıza yönetimimize küfredildi. Niye bir Allah'ın kulu çıkıp bu küfredenleri bulup bir dava açmadı. Biliyorsunuz küfür Türk Ceza Kanunu'nda tarif edilen karşılığı olan bir suç. Bu kadar adam koro halinde küfrediyor, hakaret ediyor kimseye fatura kesilmiyor ama bir adam atlayıp sahaya dalıyor ceza kulübe kesiliyor. İşte itirazım bu mantığa.

-Bir de işin maddi boyutu var?

-O ayrı bir sıkıntı. Anadolu kulüplerinin gelir durumları ortada. Üç-beş adam olay çıkartıyor fatura kesiliyor kulübe. Ben niye bu yükü yükleniyorum sorarım size.Şimdi Beşiktaş maçı var bu hafta. Anadolu kulüpleri sezon boyunca heyecanla üç büyük kulüple oynayacağı maçı bekler. Çünkü diğer maçlara göre hem seyirci hem hasılat artacaktır. Ama ne oldu şimdi? Ankara gibi bir yerde neredeyse ful tribünlere oynayacağımız bir maçta hasılat gelirinden oluyoruz. Niye bir adam geliyor sahaya atlıyor diye. İşte bu tür cezalar tribün liderlerini, tribün ağalarını cesaretlendiriyor. Kulüp yönetimlerine istedikleri gibi diş geçiremeyen bu adamlar maçı bekliyor heyecanla. Olay çıkartıyorlar ve kulübün ceza almasını sağlıyorlar. Yasalar, yönetmeliklerde bu işlerin böyle devam etmesine imkan tanıyor. Yani düşünün Ankaragücü'nün bu haftaki maddi kaybı ne kadar olacak, yazık değil mi bu kulübe ya da bu gibi duruma düşen diğer kulüplere?

-Ümit Özat'a verilen cezaya ne demeli ya?

-Ne derseniz deyin ama haketti demeyin. Şimdi düşünün bir adam koşarak üzerinize geliyor. Elinde bıçak mı var, falçata mı var ne var belli değil. Maça çıkarken koro halinde tribünlerden küfür edilmiş ve adam üzerinize atlıyor. Ne yapacaktı Ümit. Aman ceza alırım korkusuyla taraftardır ne yapsa yeridir deyip ellerini yana indirip bekleyecek miydi?Kendini korumayacak mıydı? En tabii hakkıdır o pozisyonda olan bir kimsenin kendini koruması. Ama tabii ki o taraftarın yere düşmesinden sonraki yaşananlar doğru olmadı. Ki Ümit hocada bunu kabul ediyor ama o an ki psikolojiyi bir düşünün. PDFK ceza verirken bunları düşünmeliydi. Ha peki Ümit'e saldıran bu taraftara ne oldu?Hiç birşey. Sorarsanız altı ay maçlara girmeyecek. Peki kim kontrol edecek bunu. Hangi tribüne girmeyecek. Tribünlerde bunu devlet olarak nasıl sağlayacaksınız. Tek tek kimlik kontrolü mü yapacaksınız. Sonuçta pratikte hiçbir yaptırımı olmayan bir ceza. Olan kulübümüze oldu. O kadar olaydan sonra hem çok ciddi bir hasılat gelirinden olduk hem de hocamız beş maçı tribünden izlemek zorunda kalacak.

-Peki bu eleştirilerden sonra PDFK'dan ya size de bir ceza çıkarsa?

-Valla Türkiye garip bir ülke. Çıkar mı çıkar. Baksanıza Ankaraspor hadisesine. Gözgöre göre koskoca kulübü yüzlerce sporcusuyla liglerden attılar. Anayasa Mahkemesi, yerel mahkemeden gelen dosyayı inceledi, Ankaraspor lehine karar verdi. Ama şimdi diyorlar ki, “Ankaraspor liglere dönemez. Niye dönemez? Çünkü beyler böyle istiyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararı geriye işlemezmiş, gerekçeleri bu. Peki kardeşim, özelleştirmenin bir kararını yüce mahkeme yargılıyor ve bir KİT'in satışı iptal ediliyor. Bu durumda idare “ Anayasa Mahkemesi'nin kararı geriye işlemez satış iptal olmaz, atı alan üsküdarı geçti” demiyor. Ya da bir kanunu Anayasa Mahkemesi bozdu, kanunu çıkartan Meclis “Valla kanun Meclis'ten geçti bir kere kusura bakmayın bundan sonra mahkemenin kararı doğrultusunda çıkartırız kanunları “ diye topu taça atmıyor. Mahkemenin kararına uyuluyor anında. Ama her ne hikmetse şimdi birileri faturanın kendilerine kesileceğini bildiği için keyfi bir uygulamaya imza atmaya çalışıyorlar. Ama hadise bu kadar açıkken kimse bu işin üzerine yatamaz. Mecburen bu hadise halledilecek. Aslında yetkili organlar nasılsa tahkim ve diğer konularla ilgili yasal düzenlemeler yapacaklar en azından bu da bir sebep olur ve PFDK'nın ceza kararları da araya sıkıştırılır ve yapılan yanlıştan dönülür. Ha bu arada bana da bir cezanın çıkabileceğini söylediniz. Olur mu olur, kurul benim de maçları bırakın stattan evimdeki televizyondan bile maçları izlememi yasaklayabilir, açıkçası hiç şaşırmam.

-Biraz önce dediniz ya, sahaya atlayan taraftarı kim kontrol edecek yine maça gelirse diye. Siz de gelir maçı şeref tribününden izlersiniz, nasılsa kimse tanımaz?

-Tanımazlar doğru çünkü şeref trübünü ya da protokol tribünü kulüplerin denetiminde değil. Stad meselesiyle ilgili bir garip durumda bu şeref tribünü olayı. Devlet statları kulüplere kiralıyor. Parayı takır takır alıyor ama şeref tribünü diye bir uygulama var, stadın en güzel koltuklarını ben kulüp olarak paraya çeviremiyorum. Kulüplere protokol tribününden belli miktarda davetiye veriliyor. Kim tarafından? Gençlik Spor Genel Müdürlüğü dolayısıyla İl Müdürlüğü tarafından. Ama bakıyorsunuz kimi maçlara kirasını benim verdiğim stad da şeref tribünündeki izleyiciler Ankaragücü gol atınca üzülüyor. Rakip takım Fenerbahçe olsun, Beşiktaş olsun özellikle Trabzonspor olsun bir gol kaçırınca dizlerini dövüyor kimileri. Niye? Çünkü uygulamaya göre benim stadımda davetiyeleri başkaları dağıtıyor. Açıkçası düzenlenmeye muhtaç çok sıkıntılı durumlar var. İnşallah bunlar zaman içinde düzeltilecektir.

 


Durali Akpınar'ın acı günü
Faruk Koca: Yeni stada yakışır bir takım yaratacağız.
Balıkesir engeli de aşıldı, Süper Lig'e 1 puan kaldı!
7
Ankaragücü'nden beklenmedik yenilgi!
1
Ankaragücü Şampi...!
4
İyi, kötü, çirkin!
Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.