SERKAN'A ŞİKE TEKLİFİNİ BEN DE DUYDUM

Hıncal Uluç olay yaratacak açıklamalarda bulunurken, "Futbolun karanlık yüzünün en büyük sorumlusu Türk spor basını. Türk spor basını F.Bahçeli. Her şey F.Bahçe'ye göre kuruluyor" dedi..

* F.Bahçe'nin, G.Saray dahil her maçında akla hayale gelmez goller yeniyor kimsenin gıkı çıkmıyor. Zalad, Türkiye'ye giremeyecek hale gelmişti

* A.Gücü kalecisi ile ilgili iddialar bana da geldi. Hem de 'İş bitti' diye. İşin bu hale gelmesi tatsız tabii ki. Ligin marka değeri sürekli düşüyor

* Diyarbakırspor'un küme düşmesinden mutlu olanlar var. Kimse gerçekleri saklamasın

* Haftalar önce "Lig bitti" dedim. Bu noktadan sonra Fenerbahçe şampiyonluğu vermez _Fenerbahçe, Ankaragücü'nü 3-0 gibi net bir skorla mağlup ederek son haftaya lider girdi.
Ben maçı seyretmedim, pazar günü de yazdım. Maça değil, "9. Senfoni'yi seyretmeye gideceğim" dedim ve de ne kadar doğru bir karar verdiğimi maç gösterdi.

_Maç öncesi iddialar havada uçuştu. Melih Gökçek, Broggi'ye telefon eden bir kişinin 200 bin euro teklif ettiğini, kaleci Serkan'ın da aynı şekilde arandığını söyledi. Siz de son görüşmemizde "Karanlık bir maç" ifadesini kullanmıştınız. Bu yaşananlar Türk futbolu için pek de hoş olmadı aslında.
Kaleci ile ilgili iddialar bana salı günü geldi. 'Teklif edildi' diye değil, neredeyse 'İş bitti' diye!.. İşin bu hale gelmesi tatsız tabii ki... Bunlar kanıtlanması çok zor olan iddialar. Kanıtlanmadığı zaman da konuşmak, işi daha da çirkinleştirir ama atalarımızın bir lafı da var: "Şüyuu vukuundan beter" derler. Bugün bu haldeyiz. "Ligin marka değeri" deniyor. İşte marka değeri böyle düşer.
Ben maçı seyretmedim ama televizyonlarda özet görüntülerini izledim. Serkan'ın yediği goller ortada.
Bir kaleci kötü gol yiyebilir ama Fenerbahçe'nin Galatasaray maçından bu yana şampiyonluk yolunda oynadığı kritik maçlara şöyle bir bakacak olursak; Leo Franco talihsiz
Ftalihsiz bir gol yiyor, Murat Şahin talihsiz gol yiyor, İvesa talihsiz goller yiyor, Serkan talihsiz goller yiyor. Bütün bu talihsiz gollerin hepsi de Fener maçlarına rastlıyor. Bursa'nın maçında talihsiz gol yiyen kaleci yok; nedense!.. Tatsız.

_Fenerbahçe 28 yıldır Türkiye Kupası'nı alamıyor ama ligdeki kadar hırslı değildi Trabzon karşısında. Kupayı riske etmesi doğru bir karar mıydı?
Normaldi. Ankara'ya deplasmana gidecek bir de Ankaragücü, Fenerbahçe'nin şampiyonluk yolundaki Bursa'nın kardeş takımı, bunlar tek renkte neredeyse birleşmiş. Bursa'nın kritik maçlarına Ankaragücülüler gidiyorlar, Bursa'nın kritik maçlarına Ankaralılar geliyorlar.

KUPANIN DEĞERİ YOK

Böyle bir Ankara'ya karşı maça giderken, 28 yıl değil, 280 sene kupayı kazanmasa ne olur? Türkiye Kupası'nın kıymeti harbiyesi yok. Bitmiş, sıfıra inmiş. Böyle bir kupayı 'Biz 27 yıldır almadık, bu yıl alalım' diye çok daha prestijli Türkiye şampiyonluğunu riske eder mi Fenerbahçe!.. 'Çıkarsınız alırsınız, alırsınız, almazsınız almazsınız.' Ben Fenerbahçe'nin teknik direktörü olsam, ben Fenerbahçe'nin başkanı olsam çıkar futbolculara böyle söylerim: 'Sakın ha... Bu maçta ceza alanı, kırmızı kart göreni, bu maçta sakatlananı yakarım.'

_Öteki taraftan 'Trabzon'un da gönlü alınmış oldu!.. Kupa kaybetmiş bir Trabzon riskli olabilirdi' yorumları da yapıldı.
Bu dedikodular her zaman yapılır. Türkiye'ye has bir şey değil. İki rakip karşı karşıya geliyorsa ligin son haftalarında, birinin kupada, birinin ligde iddiası varsa ve o iki rakip karşı karşıya gelecekse, 'Bunlar paylaşacak' der herkes. Ama futbol tarihi, bunun aksi şekilde sonuçlanmış tonla örnekle dolu. Tabii elin ağzı torba değil, büzemiyorsun. Üstelik de zaten ipliği pazara çıkmış, marka değerinin yarısını yitirmiş bir ortamda bunlar çok daha kolay söyleniyor.

_Trabzon Başkanı Şener "Süper Kupa finalinde de karşılaşacağız" diyerek biraz çanak tuttu aslında.
Herkes çanak tutuyor. Kulüpler çanak tutuyor, başkanlar, yöneticiler çanak tutuyor. Ankaragücü asbaşkanının iki hafta evvel başlayan, durduk yerde ortalığı geren, kıyametler kopmasına sebep olan açıklamaları da bunlardan... Sonunda kendisi de özür dilemek zorunda kaldı. Ne öyle konuş, ne de kalk özür dile. Şimdi onca laftan sonra Ankaragücü'nün bu futbolu ne!.. Hadi bakalım şimdi bunları bağdaştır.

_Futbolun bu çirkin yüzünü kabul etmek mi gerekiyor?
Ben baştan beri söylüyorum; futbolun bu karanlık yüzünün en büyük sorumlusu Türk spor basını. Türk spor basını tarafsız değil. Çok kötü taraflı ve Fenerbahçeli. Ben Türk spor basınını 1955'ten beri muntazaman okumaya başladım. Her şey Fenerbahçe'ye göre kuruluyor.

TERS KÖŞEYE YATTI

Zavallı Zalad neredeyse Türkiye'ye giremeyecek durumda!.. Adamı o kadar aşağıladılar. Şimdi arka arkaya Fenerbahçe'nin şampiyonluğa doğru giden her maçında Galatasaray kalecisi dahil akla hayale gelmez goller yeniyor, kimsenin gıkı çıkmıyor. Bu şimdi tarafsız basın mı?

Bütün sezon boyunca tonla frikik golü atmış Cevad Prekazi, Zalad'a golü attığı zaman tasvir ettiler konuşmayı neredeyse, teybe almış gibi!.. 'Frikik olduğu zaman, ben onu kalenin şu tarafına atacağım. Sen öbür tarafa doğru hamle yap' demiş Cevad, anlaşmışlar.

Paralar ödenmiş!

Bu senenin başından beri bir tane frikik golü olmayan Alex, frikik golü atıyor, İvesa aynen Zalad gibi ters tarafa gidiyor, bu gol normal. Şimdi bu medya tarafsız olabilir mi? Medyası böyle olunca, futbolu da böyle olur.

Zil takıp oynadılar

_Son hafta Fenerbahçe, Trabzon'u, Bursa ise Beşiktaş'ı ağırlayacak. İki kritik maç. Siz daha önce Fenerbahçe'yi şampiyon ilan etmiştiniz... Bir sürpriz bekliyor musunuz?
Kritik maç yok. Ben haftalar önce "Lig bitti" dedim, bitmiştir. Bunu da kötü niyetle söylemiyorum. Bu noktadan sonra Saracoğlu'nda, Fenerbahçe şampiyonluğu vermez.

_Kayıp bir sezonu Türkiye Kupası ile kapatmak Trabzon için başarı olarak kabul edilebilir mi?
Yıllardır dişe dokunur bir başarısı yok Trabzon'un. Kupayı almaları başarı.

_Oldukça sevindiler.
Ben o gece Trabzon'daydım. Şehirde öyle akıllara seza bir coşku yoktu. Hatta bizim otel tam şehrin merkezindeydi. Ben Sunay'a (Akın) "Biz bu gece uyuyamayız" dedim ama mışıl mışıl uyuduk. 3-4 bin tane fanatik Trabzonlu havaalanına gitmişler takımı karşılamaya, orada olmuş gösteri. Bir de Trabzon'un, Karadeniz'in bir silah şöhreti var. Silah imal eden bölgemiz. Ben "Bu gece fazla sokaklarda da dolaşmayalım. Saydırmalar başlayacaktır" dedim, çatapat bile atmadılar!

KORNA ÇAL DEDİM

Korna çalarak yollarda giden araba yok. Bizi Karadeniz Üniversitesi davet etmişti, bize bir araba tahsis etmişler, şoföre dedim ki "Bir korna çal da bir korna sesi duyulsun." Fenerbahçe kazanmış olsaydı kupayı, İstanbul uyumazdı ki Fenerbahçe açısından o kupanın hakikaten bir değeri yok. Ne sağlayacak ki!.. Ama Trabzon da gayet normal karşıladı.

_Ankara ve Denizli'nin ardından Diyarbakır küme düştü. Diyarbakır bu sezon çok tartışıldı, yaşanan olaylar nedeniyle küme düşmenin eşiğinden döndü ama kaderinden de kaçamadı. Bulunduğu bölge bakımından ligde temsil edilmeyecek olması bir kayıp mıdır?
Diyarbakır'ın küme düşmesinden Diyarbakır'da mutlu olan, zil takıp oynayanlar var. Kimse gerçekleri saklamasın, kimse güneşi balçıkla sıvamasın. Oradaki PKK'nın desteklediği Diyarbakır takımı, Belediyespor. Onlar Diyarbakırspor'un ligde oynamasını göz boyama olarak düşünüyor ve "TC Diyarbakırspor ile halkı oyalıyor" diyorlar. PKK'nın resmi görüşü bu. PKK'nın desteklediği takım da Belediyespor. Onun için bu Diyarbakır'ın düşmesinden çok mutlu oldular. Ama yarın Belediyespor lige gelirse o zaman ne olacak; TC, Diyarbakır'ı bu defa da 'Belediyespor ile mi oyalıyor' olacak!.. Onu bilemiyoruz. Ben gerçek Diyarbakırlıların, pek çoğu dostum, gittim, aralarında kaldım, yaşadım günlerce, takımın küme düşmesi nedeniyle üzgün olduğunu biliyorum. Ama onların zaten ayrılık gibi bir düşünceleri yok. Terör gibi bir düşünceleri yok. Onlar senin benim gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin öz vatandaşları.

G.Saray'ı ezdi geçti

_Fenerbahçe'nin parlak bir sezon geçirdiğini söyleyebilir miyiz? Sadece futbolda değil, amatör branşlarda da başarılar elde edip rakiplerine fark attı.
Fenerbahçe aslında 'amatör' dediğimiz spor dallarında Galatasaray'ı ezmeye başladı yıllardır. Kimse bunun farkında değil. Herkesin gözü futbolla boyalı olduğu için. Ben her zaman söylüyorum; Aziz Yıldırım eğer, futbol işlerine bu kadtar burnunu sokmasa, tribünlerde fanatik bir şekilde oturmasa, soyunma odalarına inecek kadar amigo şovları yapmasa ve futbolu bir bilene emanet etse, Aykut Kocaman'ı getirdi, Kocaman'ı serbest bıraksa, Fenerbahçe tarihinin en başarılı başkanlarından biri olurdu. Aziz Yıldırım kendi yaptığını, kendi yıkıyor ne yazık ki!.. Dedikoduların, çirkinliklerin içine sokuyor kendini, hakemleri azarlıyor, gazetecileri azarlıyor, önüne gelenle dalaşıyor. Yöneticileriyle ters düşüyor. Yönetime girip de Aziz Yıldırım ile ters düşenleri şöyle bir düşün... Sadettin Saran, Uğur Dündar, Atilla Kıyat'a varıncaya kadar... Bütün bu başarıların altında imzası olan Mehmet Ali Aydınlar da yarın öbür gün temizlenebilir. Çünkü Aziz Yıldırım ile çalışmanın bir tek şartı var; o ne derse 'evet' demek. 'Senden büyük Allah var, padişahım çok yaşa!..'

HER BRANŞTA BAŞARILI

Öteki taraftan hakikaten Fenerbahçe'deki gelişmeye bak; medyamız yazmadığı için farkında değiliz, şu Fenerbahçe Acıbadem, Avrupa'da final oynamasa, takımda Gamova'nın oynadığından kimsenin haberi olmayacaktı. Bana sorarsan dünyanın bir numaralı kadın voleybolcusu. Bu maçları kimse yazmayacaktı. Fenerbahçe 'amatör' dediğimiz bütün sporlarda, Fenerbahçe kulübüne dönüyor yeniden. Fenerbahçe Futbol takımı olmaktan çıkıp, Fenerbahçe kulübü oldu. Fenerbahçe forması giyen her takım, hangi branşta ya da hangi kategoride olursa olsun, yıldızlar, erkekler, kadınlar, voleybol, basketbol, yüzme, kürek, aklına ne geliyorsa şampiyonluğa oynuyor. Şampiyon oluyor veya olmuyor; bu ayrı. Ama şampiyonluğa oynuyor. Galatasaray nerede!..

_Fenerbahçe'ye cevap vermekten çok uzakta.
Evet. Mücadele edemiyor. Galatasaray, Fenerbahçe ile futbol dahil mücadele edemez hale geldi. Hiçbir spor dalında.

_Roller biraz değişti.
Tabii. Ezdi Fenerbahçe, Galatasaray'ı spor olarak ezdi. Spor olarak ezdi. Tekrar söylüyorum; medya yazmadığı için Galatasaray'ın nasıl ezildiğinin kimse farkında değil. Ortaya çıkmıyor ezilmesinin boyutları.