HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ...

Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu Spor Şefi Meriç Enercan Hürriyet Ankara'da 19 Mayıs Stadı'nın son halini yazmış...

Hiçbir şey olmamış gibi...

Metin Akan'ın 10. dakikadaki erken ve kötü sakatlığı, sadece ve sadece sahanın eseri idi. 19 Mayıs Stadı'na 2009 yılı Haziran ayında yapılan ve Ağustos'ta kullanıma açılan doğal çimin 6 aylık süreçte geldiği nokta, Ankaragücü oyuncusunun adalesinde koca bir yırtığa neden olmuştu.

Bir sezon önce "Suni çim, adalemizi sertleştiriyor" diye koro halinde ağlayanlardan hiç biri, ayağının cılk çamura batmasıyla arka adalesini yırtmamıştı.

Çamur, balçık ve de sakatlık. Saha doğal oldu, eskiye dönüş başladı.

Futbol Federasyonu 1 milyon dolar para verip, suni’leştirmişti; Ağlayanlar Korosu eşliğinde 500 bin Euro tutarında bir ekstra bedel daha ödenip, saha doğal'laştı.

Kısacası yeni parayla 2 milyon 550 bin; eski parayla 2 trilyon 550 milyar Lira ödenip, başa dönüldü.

Hiç bir şey olmamış gibi...

YENİ BİR STAT

Hesabını soracakların yapmaları gereken bir yana, bu işin bir çözümü olmalı. Diyelim ki, bu hafta Ankaragücü, Manisa deplasmanında; Gençlerbirliği de Ankaraspor tatilinde. Ama lig, bir iki haftaya bitmiyor ki. Daha çok maç var, oynanacak.

Çamura batanlar, sakatlananlar, futbolun rezilliğine gerekçe yaratanlar var olacak bu süreçte.

Bu sahada Barcelona dahil hiç bir takım, bir şey oynayamaz. Sahayı bu hale getirenler, Ankara futbolunun ruhuna zarar vermiştir.

"Sun'i çim kötüdür" dolduruşuna gelerek, sporcu sağlığı konusunda kaygı verici ikinci bir yanlış yapılmıştır. Üstelik, iki yanlışın bir doğru olmadığını bile bile.

Aslında işin doğrusu, 19 Mayıs'ın artık ömrünü tamamladığıdır.

Yeni bir stat, yeni bir saha, yeni bir hava Ankara futboluna umut olacaktır.

İster 19 Mayıs Spor Kompleksi, isterseniz ulaşımın kolay olduğu yeni bir alana yepyeni bir Futbol Arenası gereklidir.

Vakit geçirmeden, çok geç olmadan.

ÇÖZÜMSÜZ KALIYORLAR

Bataklıktan kurtulmanın kısa vade çözümü de var elbette. Bu kötü havaları atlatacak geçici bir futbol alanı.

TFF 1. Lig ve 2. Lig maçlarının oynandığı bu eski Cebeci Stadı’nın zemini, bir iki maçlık çözüm olsa da derdin çaresi değil. Çünkü Federasyon, Süper Lig maçlarını oynatmıyor Cebeci'de...

Ostim Stadı, Bağlum Stadı federasyon ölçütlerine göre Süper Lig için yeterli değil.

O zaman uzak da olsa, tek çözüm Yenikent ASAŞ Stadı. Zemini güzel, tribünleri UEFA Kriterlerine uygun. Ankara il güvenlik kurulunun "Büyük maç oynanamaz" raporu dışında sakınca yok. Zaten bu rapordan da Türkiye Futbol Federasyonu'nun haberi yok.

İstanbul'daki federasyon, medya mensuplarına "İstenirse, Ankaragücü, Galatasaray kupa maçını Yenikent'te oynayabilir" diyor.

Ancak Ankaragücü yeni yönetiminin sütten ağzı yanmış, "Aman ha..." diyor.

Öyle ya, son dönemde takımdaki "Ankaraspor-Ankaragüçlü oyuncu sayıları" hesaplanıyor, otobüsün plakasına, duvarların renkleri üzerine tartışma çıkıyor.

Bir de "Haydi Yenikent'e gidelim..." denirse, kızılca kıyamet kopacak.

"Boşver, uzak dursun, şimdi kalsın..." diyorlar.

Çözüm var ama çözümsüz kalıyorlar.

UMUTLA BEKLİYORUZ

Bu arada son bir söz de Ankaragücü takımına. Diyarbakırspor maçında izledim, doğrusu hiç keyif almadım. Tamam saha kötüydü de, bir takımın 90 dakikada futbol adına hiç olmazsa birkaç doğruyu yapması gerekirdi.

Becerdikleri tek iş, itiş kakış idi. Bunun adına bazıları "mücadele" diyor ama değil.

Peki sahadaki doğru ne olmalı?

Topu savunmmadan doğru biçimde çıkarmak, kanatları kullanıp ön-arka direk ortalarıyla golü kovalamak. Cepheden rakip kaleye hücum edip, verkaç yapmak; uzaktan da şut atmak. Topu kaybettikten sonra rakibin önüne geçip, sahanın her yerinde takım savunması yapabilmek.

Bunların hiç birini yapamadığı için kötü Ankaragücü.

Ersun Yanal'dan bu yana 8 yıldır bekliyoruz iyi takımı, keyifli futbolu.

Umutla, inançla ve sabırla...