GENÇLER VE TRANSFER

Gençlerbirliği transfer politikasının çok düzgün olduğu söylenemez.

Yetişmekte olan tüm oyuncular, üç kuruş para karşılığı başka takımlara gönderiliyor.

Son örnek İlhan Eker... Her an Ankaragücü'ne gidebilir. Transfer görüşmeleri tüm hızı ile sürüyor.

İlhan'dan öncesini de biliyorsunuz... Gökhan Gönül ve Giray Kaçar da tam yararlı olacakları dönemde Beştepe’den uğurlanmışlardı.

Gökhan Gönül’ün, Gençlerbirliği profesyonel takımında bir maç bile oynamadan Fenerbahçe’ye transfer olması, çok düşündürücü bir durumdur.

Giray'ın da benzer pozisyonda Trabzonspor’a gitmesi, Gençlerbirliği yönetimi adına başka bir talihsizliktir.

Şimdi bunlara İlhan Eker ekleniyor... Oysa İlhan, Gençlerbirliği’nin 10 yıl kaptanlığını yapacak özelliklere sahipti.

Gökhanlı, Giraylı ve İlhanlı bir Gençlerbirliği, ligde çok önemli işlere imza atabilirdi.

Sormak gerekiyor şimdi: Gençlerbirliği’nin tek işi ve nosyonu, büyük takımlara futbolcu yetiştirmek mi?

Süper Lig ya da Türkiye Kupası hiç mi anlam ifade etmiyor.

Niye büyük düşünülmüyor?

Bir avuç para uğruna genç yetenekler niye gönderiliyor?

Sırada Orhan Şam mı var?

KRAL ÇIPLAK!

İlhan Cavcav, Gençlerbirliği tarihini şekillendiren isimlerin başında yer alıyor.

Kulübü nereden nerelere getirdiğini herkes biliyor.

Türk futboluna çok önemli oyuncular kazandırdı.

Şahane tesisler yaptı.

Kulübün kasasında 50 milyon lira olduğunu da söylüyor.

Hepsi güzel.

Ama biraz da yarışmacı zihniyet gerekmiyor mu?

Bu takımın geçen sezon tesadüfen kümede kaldığını niye unutuyor?

Her yıldız adayını iki sezon bile oynatmadan niye elden çıkartıyor?

Takımın iskeletini niye hep bozuyor?

Bunlar, cevaplandırılması gereken sorular...

Sayın Cavcav'ın, Mehmet Çakır da dahil olmak üzere Beştepe’den ayrılan Gökhan Gönül, Giray Kaçar ve İlhan Eker için ne kadar bonservis ücreti aldığını biliyor musunuz?

Toplam 7 milyon lira.

Eksiği var, fazlası yok!

İyi mi?

Ama şunu da söyleyeyim: Gaziantepspor’un, sadece İsmail Köybaşı için Beşiktaş’tan aldığı bonservis ücreti 12 milyon lira.

ÜMİT ÖZAT!

Ümit Özat, inanılmaz hırsı, inancı ve çalışkanlığı ile çok önemli yerlere geldi.

Daha dün gibi hatırlıyorum, Gençlerbirliği’nde gencecik bir futbolcuydu.

Aleyhine az yazmadım!

Darıldık, barıştık.

Güzel röportajlar yaptık.

Fenerbahçe’de top koşturmaya başlayınca hırsına hırs, inancına inanç kattı ve tarihi başarılara imza attı.

Kendini iyi geliştirdi ve yetiştirdi.

Halen iki yabancı dil konuşuyor.

A milli takımda ve Fenerbahçe’de yıllarca top koşturmanın avantajını taşıyor.

Teknik adamlıkta alt yapısını Almanya’da oluşturdu.

Bunlar önemli artılar!

Ama şu da var: Futbolculuk ile teknik adamlık çok ayrıdır.

Dilerim Ümit, bu zor işi de başarır.

Çünkü tırnakları ile kazıya kazıya bugünlere geldi.

Hemen ufak bir tüyo vereyim:

Ankaragücü’nde halen kağıt üzerinde “ikinci adam” konumunda bulunan Ümit, en yakın zamanda “bir numaralı isim” olacak.

Ne zaman mı?

Belki yarın, belki yarından da yakın!

SELÇUK SÜMER!

Bir ulu çınar daha aramızdan ayrıldı.

Mekanı cennet olsun.

Çok değerli bir üstadımızdı Selçuk ağabey.

Duayenimizdi.

Çok gazeteci yetiştirdi... Herkese yardım elini uzattı.

Desteğini hiç eksik bırakmadı.

Kişiliği, kültürü ve dünya görüşü ile hep örnek oldu.

Hakkında bir kişinin bile olumsuz konuştuğunu duymadım.

Hep sevdi, sevildi.

Tüm yüreklerde çok özel ve güzel bir yer edindi.

Güle güle Selçuk ağabey.

Not: Selçuk ağabeyin cenazesi, bugün saat 10.30'da Gazeteciler Cemiyeti önünde düzenlenecek törenin ardından Kocatepe Camii'nde kılınacak öğle namazı sonrası Karşıyaka Mezarlığı'na defnedilecektir.

ANKARA’DA EN SON YALAN NEDİR?

İlhan Cavcav, “Orhan Şam’ı kimseye vermem” dedi.