ORHAN SAL'IN KALEMİNDEN ANKARAGÜCÜ GENEL KURULU

Perşembe günkü Hürriyet Ankara’nın spor sayfası önümde açılı vaziyette duruyor.

Sayfanın bir tarafında dev bir manşet Cemal Aydın üye kayıt defterinde usulsüzlük yaptığı için Ankaragücü yönetimi tarafından mahkemeye verilmiş. Bu haberin yanında ise başka bir haber, Cemal Aydın’ın yaklaşık 2 saat süren basın toplantısında söyledikleri ve tirajikomik bir manşet “Heykelim dikilmeli”.

Görüldüğü gibi eski başkan basın toplantısında esip gürlerken, yeni yönetim onu usulsüzlükten dolayı mahkemeye veriyor. Ama takan kim. O kendi havasında 12 yıldır dediği gibi hep ben, ben ve yine ben... Her şeyi ben bilirim... En güzel şeyleri ben yaptım... En güzel ben konuşurum... Onu ben yaptırdım... Şunu ben yaptırdım... Onu buralara ben getirdim... Şu benim sayemde bir yerlere geldi...

Ve 12 yıldır dinlediklerimizin/yaşadıklarımızın ardından MKE Ankaragücü Spor Kulübü’nün geldiği nokta neresi?

Futbol takımı yıllardır can çekişiyor, Ersun Yanal’ın kişisel katkısıyla yakalanan bir lig dördüncülüğü hariç; ligde, Türkiye kupasında, bırakın Türkiye kupasını, TSYD Kupasında bile başarı yakalanamamış, futbol ve birazda voleybol dışında kalan amatör branşlarda Ankaragücü’nün adı yok, kulüp mali ve idari açıdan dibe vurmuş, dejenere olmuş, belki yüzlerce gereksiz transfer yapılmış, G.Amerika’dan, Afrika’dan (özellikle Mısır’dan) ne olduğu bilinmeyen, bir çok oyuncu transfer edilmiş, kulübün marka değeri kaybedilmiş, taraftarlar birbirine girmiş ve tüm bunların ardından MKE Ankaragücü Spor Kulübü mecburen Melih Gökçek’e teslim edilmiş.

Bu tabloda ben övünülecek hiç bir şey göremiyorum…Tam aksine utanılacak bir tablo görüyorum.

Ankaragücü için Cemal Aydın dönemi artık tamamen sona ermiştir. Biz geçmişte çalkantılarla geçen 12 yılı bir tarafa bırakalım ve bugüne bakalım.

Ankaragücü’nde perdeler açıldı ve sahneye artık Ahmet Gökçek çıktı. Aslında Gökçek 30 Ağustos 2009’da resmen başkan olmasına rağmen, başkanlığının asıl başlama tarihi bana gore 3 0cak 2010’dur.

Kongreyle ilgili, ilgi çekici bazı notları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Saray’a doğru giderken çevreye asılan, “Ankaragücü Kongresine gider” büyük bez pankartları Ankaragücü varlığının şehirde hissedilmesi açısından çok önemliydi.

Saray Tesislerinin girişinde sabit olarak “Ankaragücü tesisleri” diye asılı bir tabela bunca zamana rağmen halen göremedim. Sadece bez afişler vardı.

Tesislerden içeri girdiğimizde olağanüstü güvenlik tedbirleri dikkati çekiyordu.

Otel yanındaki salon kongre için ayrılmıştı.

Salon tamamen doluydu.

Ben ilk kez bu kadar geniş katılımlı bir Ankaragücü kongresi izledim.

Ancak organizasyon hayli bozuktu.

Başkan Ahmet Gökçek ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek birer konuşma yaptılar. 30 Ağustosta son derece ürkek ve çekingen görünen Ahmet Gökçek, bu kez çok rahat kendinden emindi. Gökçek konuşmasının ana hatlarında Ankaragücü için bundan sonra yapacaklarını anlatırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek daha çok Ankara’yı harekete geçirebilecek, Ankara’nın kaynaklarını Ankaragücü’ne kanalize edebilecek projeler üzerinde durdu.

Ne Ahmet Gökçek, ne de Melih Gökçek stat konusuna girmediler.

Konuşmalardan sonra eski başkanlara ve 5 yılı aşkın yöneticilik yapan yöneticilere plaket verildi. Eski başkanlardan yalnızca Nurettin Çarmıklı, Adnan İğnebekçili, Osman Kolsuz ve Cengiz Topel Yıldırım salona geldiler. Cemal Aydın beklendiği üzere salona gelmedi.

Nurettin Çarmıklı yıllar sonra tekrar bir Ankaragücü kongresinde bulunması nedeniyle oldukça heyecanlıydı.

Günün bombası Geremi’ydi. Daha önce başkentte Gençlerbirliği formasını giyen Kamerunlu yıldız İngiltere’den transfer edilerek güzel bir şovla kongrede podyuma çıkarıldı.

Geremi transferinden herkesin mutlu olduğu gözlendi. Salon “I love You Geremi” sesleriyle inledi.

Daha sonra seçimlere geçildi. Tek aday olarak seçime giren Ahmet Gökçek, yeniden Ankaragücü başkanlığına seçildi.

Seçimdem hemen sonra Ahmet Gökçek’le transfer üzerine bir görüşme yaptım. Geremi’nin tranferini sessizce hallettiklerini, Ankara’ya gelene kadar açıklamadıklarını, Ali Turan için Kayserispor’la anlaştıklarını, ancak Ali Turan’ın Galatasaray’a bir sözü olduğunu, bu sorunu hallettikleri zaman onu da Ankaragüçlü yapacaklarını, yeni transfer bombaları patlatacaklarını, ancak asla isim veremeyeceğini söyledi.

CENGİZ TOPEL YILDIRIM’A VEFASIZLIK

30 Ağustos 2009’da yapılan genel kurulda ibra edilmeyen Cengiz Topel Yıldırım yönetimi, bu seçimde de ibra edilmedi. Buna neden olarak konunun mahkemeye intikal ettiği, bu yüzden ibra edilmesinin söz konusu olmadığı belirtildi.

Yıldırım bunun üzerine bir itiraz dilekçesi yazarak divana verdi. Ancak divan bu dilekçeyi işleme koymadı.

Olayı hukuksal boyutuyla değerlendiremem. Ancak ortada hukuken bir engel olmadan Cengiz Topel Yıldırım yönetimi ibra edilmiyorsa bu yeni yönetimin ilk büyük hatası olur.

Yıldırım bu kulübün en zor gününde, başkanlıktan kaçmadan, taşın altına elini sokmuştur. Eğer o Yıldırım olmasaydı, bugün kimse böyle şatafatlı kongre filan yapamazdı. Çünkü Ankaragücü, Bank Asya’larda sürünen bir kulüp durumunda olurdu.

Dileriz Yıldırım’ın yaşadığı bu belirsizlik bir an once biter ve hak ettiğini elde eder.

SON SÖZ

Eğer istenen güçse, ihtişamsa, şatafatsa evet artık Ankaragücü 3 Ocak kongresiyle bunlara kavuştu. En önemlisi de Ahmet Gökçek’in önü tamamen açıldı. Artık ne Ahmet Gökçek “bana engel oluyorlar” diye bir mazeret üretebilir, ne de bol bol konuşup, ama kongre günü salona gelmeyenler bıdı bıdı edebilir.

Bundan sonra laf, söz, dedikodu, kavga zamanı değil, icraat zamanı…

Neler olacak bekleyip göreceğiz…