CAVCAV'DAN İTİRAFLAR SERİSİ SÜRÜYOR...

İlhan Cavcav Zaman Gazetesine yıllardır verdiği demeçlerin bir benzerini vermiş. Para var, güvenecek adam yok... Ama öyle bir nokta var ki böyle itiraf olmaz dedirtiyor... Yıllardır herkesin uyardığı bir ismin  Kulübü soyduğunu ncak yakalandığını İlhan Cavcav itiraf etmiş. İsim bizde zaten saklı ama duayen başkanın bu itirafları çok değerli...

Üstelik sınırlı bir taraftar desteği ile. Ankara-Konya yolu üzerindeki Ankara Un Fabrikası'ndaki ofisinde yaptık röportajı. Daha binaya girdiğinizde fark ediyorsunuz; İlhan Cavcav klasik bir adam. Ofisin dizaynı da aynı. Biraz sonra yapacağımız görüşme ise bu yargımızın içini tam olarak dolduruyor. Kendi usulleri ve kendi doğruları ile başarmış bugüne kadar ne başardı ise. Bundan sonra da pek değişmeye niyeti yok. Gittiğimizde fizyoterapisti çıkıyordu ofisten. Söyleşimiz esnasında arada gelen evraklara göz ucu ile bakıyoruz, kulüple ilgili imzaya gelen evraklar çoğu. Girerken ve çıkarken bina içinde karşılaştığımız üç kişiye soruyoruz "Hangi takımlısınız?" diye. Hiç birinden Gençlerbirliği cevabı almış değiliz. Söylemiyoruz bunu İlhan başkana ama biliyoruz ki "Neden şampiyonluk hedefi yok?" sorusunun cevabı, bu mini ankette gizli...

Aileden, eş, dost, akrabadan, 'Yeter artık top peşinde koşturduğun.' diyen oluyor mu başkanım?

Var tabii aileden de var, etraftan da. Gene bir gazeteci demiş; İlhan Cavcav yaşlandı artık kulübe taze kan lazım diye. Ben iki üç senedir belimden ciddi rahatsızlıklar geçirdim ve takımla ilgilenemedim. Sık hoca değiştirmek zorunda kaldık. Küme düşme tehlikesi yaşadık. Elbette herkesin görüşüne saygılıyım. Ama biz taraftarı az olan bir kulübüz. Benim Fenerbahçe ve Galatasaray maçları dışında tribün gelirim maç masrafını karşılamıyor.

Dolayısıyla bıraksın demek kolay. Hatta sana şunu diyeyim: Ben Melih Gökçek Bey'e dedim ki; "Bak bu kadar paramız var. Para ile beraber al kulübü. Hatta ben de yönetime girmeyeyim, fahri olarak transferde şurada burada sana yardımcı olayım." İlla 'Ankaragücü'nü istiyorum' dedi. Ben de bırakmak istiyorum. Ama bu kulübün benim bildiğim 40 milyon dolar parası var. Kime güvenip bırakayım bunu? Geçen sene son maçta Mehmet Polat kırmızı kart görünce Fair Play Ligi birinciliğini ve 500 bin doları kaybettik. Çok kızdım. Gençlerbirliği'nin parası hem çoktur hem de kıymetlidir.

'Bırakmak istiyorum ama henüz buna layık birileri çıkmadı diyorsunuz' doğru mu anladım?

Evet. Ben de isterim sağlığımda kulübü başkalarının yönettiğini görmeyi. Ama benim uygun gördüklerim uzak duruyor. Niyetli olanlar ise buna göre layık değil. Öyle arkadaşlar var ki; 'Gelin başkan olun' diyorum, güvendiğim insanlar ama onlar da 'Sen varken biz olmayız' diyorlar. Benim için de vazgeçilmez oldu sanki bu iş. En son ameliyat oldum. 12 saat ameliyat sürdü. 12 saat de yoğun bakımda kaldım. Kendime geldiğimde ne dedim biliyor musun? Cem Hoca'yı arayın dedim. (Kulüp menajeri) Numarasını da söyledim 0532... 'Cem dedim ne oldu Brezilyalı ile mukavele yaptınız mı?' 'Hayır başkanım ama geliyor.' dedi. Tamam dedim. Yani düşünsene ne kadar girmiş ruhuma.

32 yıldır kongrede karşınıza kaç kez rakip çıktı?

Bir defa çıktı. Bir önceki kongrede. Eski bir emniyetçi arkadaştı. Hatta bana öyle tekliflerle geldiler ki; 'Başkan sen ol, işi biz yapalım' dediler. Kabul etmedim. Belli bir oy da aldılar o kongrede ama gene biz devam ettik tabii. Bir de 86'da bir arkadaşım geldi. Dedi ki; 'Başkan kulübe maddi destek vermek isteyenler çok ama sen varken yapamıyorlar bunu. Bu sefer bize bırak 2 sene biz yönetelim hem böylece maddi olarak başkaları da yükü omuzlasın sonra da 2 sene sonra sana bırakalım.' Hay hay dedim. 'Yalnız bir şartımız var' dediler. O zaman benim kulübe borç verdiğim 2,5 milyon gibi bir para var. 'Bunu da bağışlayacaksın' dediler. Ona da peki dedim. Bir zaman sonra ilk teklifi yapan arkadaş geldi hayli sıkıntılı bir şekilde. 'Kimse işin altına girmiyor başkan, ben vazgeçtim' dedi. Sonra onu da aldım yönetime, beraber devam ettik.

Oğullarınız yönetimde mi hâlâ?

Evet iki oğlum da yönetimde.

Onlar düşünmüyor mu?

Hayır kesinlikle düşünmüyorlar. Biri atçılığa meraklı, diğeri de inşaatçı ama düşünmüyorlar.

'Futbolcuyu bir kere seyredeyim anlarım' diyorsunuz. Allah vergisi mi bu?

Evet öyle galiba.

Kona, Khuse ve Mosheu vardı bir zamanlar. Afrikalılarla bağlantınız kopmuş gibi sanki başkanım?

Öyle biraz. Şimdi biz bu getirdiklerimizi sattıktan sonra yine gittik Afrika'ya. Bir oyuncu beğendim. 1,5 milyon dolar istedi takımın başkanı. Bayandı. Dedim bu ne? Bana dediler ki; '1,5 milyon diyoruz ama sen ver şimdi 1,5 milyonu, biz 500'ün yarısını iade edelim.' Yani avanta. Hatta dediler ki; Galatasaray'da Brian Birç. Galatasaray'dan sonra Bursa'yı da çalıştırdı. Bursa'da iken oradan bir oyuncu almış, 400 bin doları cebine atmış. Geldim söyledim o zaman Bursa başkanına. Sevmedim o işi ve koptu ilişkiler Afrika ile.

1978'den beri kaç teknik adamla çalıştınız?

Valla mübalağa olmasın ama 50-60 arası herhalde.

En iz bırakan kim desem?

Ersun Yanal..

Pişman mısınız Milli Takım için bıraktığınıza onu?

Ben bırakmadım. O gitti. Kırgınımdır da hâlâ ona biraz. Sonra tekrar çalışacaktık ama olmadı. Şimdi tabii çok iyi teknik adamlar var ülkede. Güvenç Kurtar, Sakıp Özberk, Samet Aybaba, Yılmaz Vural falan ama bana göre onların devri bitti.

Yeni kuşak hocaları nasıl buluyorsunuz? Tolunay Kafkas, Ertuğrul Sağlam, Bülent Uygun, Abdullah Avcı...

İyi işler yapıyorlar. Ama bana göre spor akademileri bu işe daha önem vermeli. Neden illa futbolcu olsun ki teknik direktör. Yetişsin spor akademilerinde insanlar Avrupa'ya gitsin, birkaç lisan öğrensin.

Federasyon başkanı olsanız yerli bir teknik adam mı, yabancı mı olur tercihiniz?

Yerli olsun derim. Ben olsam Ersun Yanal'ı getiririm mesela ama ekibini de kendin kur derim. 71 yaşında adamı düşünüyorlarmış, yok bilmem Hiddink'e bilmem kaç milyon Euro vermeyi düşünüyorlarmış...

Kayseri ile Troisi konusunda problem yaşadınız; ama Troisi onlara yaramadı. İnanır mısınız böyle şeylere?

Tabii ağlayanın malı, gülene yar olmaz. Bu, bir inanç meselesidir. Ben inanan biriyim. Besmelesiz güne başlamam. Ama öyle bir zamandayız ki; kime güveneceğini şaşırıyorsun. İsmi lazım değil, 20 yıllık can ciğer bir dostum. Kulübün bir işini vermişiz. Bir zaman sonra 'getir hesapları' dedim. 'Bana güvenmiyor musun' dedi. 'Getir dedim' güvenmesem, iş vermem. Bir baktım 650 milyar götürmüş.

Anadolu'dan şampiyon çıkmaz

- İstanbul'a sattığınız oyunculardan çok para kazandınız ama onlar da verimli olmadı gittikleri ekipte. Tarık, Youla, Ümit Karan, Okan Koç...

Tarık 17 yaşında idi. Bizde oynarken Ali Şen, Kalkavan beraber geldiler. Engin vardı kıvırcık saçlı. Tarık ile ikisini beraber istediler. 60 milyar istedim ikisine. Ali Şen 10 milyar veriyor. 'Olmaz' dedim. Sonra Tarık'ı ikna etmişler, Bodrum'a götürmüşler. Transfer dönemi geldi. Ben bu sefer Tarık'ı 100 milyara satış listesine koydum.

Ali Şen aradı. 'Engin ile ikisine 60 istiyordun şimdi birini 100'e çıkardın.' 'O, o zamandı hemşehrim' cevabını verdim. Gaziantepspor'un başkanı Celal Doğan'ı araya sokmuşlar. Bana, 'Bunlar İstanbul, başına bela açarlar.' dedi. 'Başkan onlar bir silah dayasın gırtlağıma, ben 50 silah çıkarırım.' diye ekledim. Ama dayılıkla işim yok. '99 milyar 999 bin olmaz. Bir kuruş aşağı olmaz. Ayrıca da taksit maksit de olmaz. Peşin para 100 milyar.' 31 Temmuz günü geldiğinde para hesaptaydı. O para ile tesisleri bugünkü haline getirdik. Okan çok iyi futbolcu idi. Ama şimdiki genç arkadaşları hiç anlamıyorum. Yazık oldu.

Bu sert pazarlıklar büyük kulüpleri yıldırdı mı, sanki pek talip olmuyorlar gibi futbolcularınıza?

Yok Orhan'ı G.Saray istiyor. Mustafa'yı da isteyen var. Ama satmayı düşünmüyoruz. Hatta İstanbul'dan iki genç alacağım.

26 puan topladınız, ilk yarıdan memnun musunuz?

27 puanımız var.

26 olması gerekir başkanım...

(Telefon ediyor) Bizim 26 mı, 27 mi puanımız var? 'Niye beni kandırıyorsunuz?' diyor gülerek, arada sormayı ihmal etmiyor tabii 'Geldi mi o oyuncu?'... (Telefonu kapatıyor.) Memnunum puandan. Takımın mücadelesi iyi ama henüz taşlar oturmadı.

Yeni yayın ihalesinden beklenti nedir? Sizce konuşulan rakamlar gerçekleşebilir mi?

Valla ciddi bir yükselme bekliyorum. 350 milyon dolar gibi bir rakam bekliyorum...

Ankaraspor'un düşürülmesini nasıl buluyorsunuz?

Doğru değil. Kurallar farklı yorumlandı. Bir takımı alt ligden alıp çıkarıp yukarıda tutmanın ne olduğunu bilirim. Keyfi kararlar oluyor bazen. Ben Melih Bey'i de, Ahmet'i de severim. Ayrıca Ankaragücü'nün başına oğlu geçtiği için de memnunum. Ama Melih Bey'e de söyledim; Ankara'nın diğer takımları unutulmasın.

Son sorumuz en klasik soru olsun: Anadolu'dan şampiyon çıkar mı?

Trabzonspor'u istisna tutalım; çok zor çıkar. Trabzon istisna tabii, taraftarı var, geliri var... Gelir olmadan çok kolay değil bu işler. Giderek uçurum daha da büyüyor.

• ZAMAN