ANKARAGÜCÜ VE KAVGA!

Hürriyet Gazetesi'nden Atilla Türker bu haftaki köşesinde Ankaragücü'nde son günlerde yaşananları yazmış...

Ankaragücü ve kavga

Ankaragücü’nde son günlerde yaşanılanlara ne diyorsunuz?

Komedi. Dram. Trajedi.

Ne ararsanız var.

İşin daha da vahim tarafı nedir, biliyor musunuz? Bu kavga bitmez. Artarak devam eder.

Yönetimin içinde çok güçlü iki baş var. Bir tarafta Gökçek, diğer tarafta Aydın.

Taraflar sürekli tetik halinde.

İlk fırsatta birbirlerini vuruyorlar. Şimdilik birer birer vuruyorlar. Hem de acımasızca. Alnın tam ortasından.

Öyle çekinme yok. “Yazık olur” düşüncesi hiç yok.

Ahmet Gökçek’in, Cemal Aydın ekibi için söylediklerinin yenir yutulur tarafı bulunmuyor. Gökçek “Eski yönetim şaibeli işler yapmıştır. Mesela eski başkan Serdar Özersin, teknik direktör Hikmet Karaman ile kötü niyet çerçevesinde bir sözleşme imzalamış” diyor. Hem de aleni bir biçimde diyor.

Kavgada söylenmez. Ahmet Gökçek söylüyor. Direkt söylüyor.

İşin ilginç tarafı nedir, biliyorsunuz.

Serdar Özersin, halen Ahmet Gökçek’in yönetiminde bulunuyor.

ATEŞKES NE ZAMAN?

Serdar Özersin, Ahmet Gökçek’in bu ağır ithamları karşısında susmuyor.

Ağır ifadeler kullanıyor. O da vuruyor.

“Kulübün tarihi olgularını değiştirmeye çalışıyorlar” diyor

Savunmayı da unutmuyor, “Bizde her iş yasal zeminde yapılmıştır” diyor.

Savaş bir türlü bitmiyor. Tüm hızı ile devam ediyor.

Şimdi burada yanıtlanması gereken soru şu:

Ateşkes ne zaman ilan edilecek? Edilir mi?

Samimi görüşümüzü ortaya koyalım: Edilmez.

Kimsenin ruhunu karartmak istemeyiz ama, ortada Ankaragücü varken, yine ortada Gökçek ve Aydın ekibi varken, bu savaş mümkün değil bitmez.

Ara da verilmez.

Sonuna kadar gider.

Sonuna kadar!

Yani bir taraf bitene kadar!

HUZUR YOK!

Şimdi siz inanıyor musunuz, Cemal Aydın ve ekibinin “Tamam arkadaş. Susalım. Anlayışlı olalım. Kavgayı bırakalım. El sıkışalım. Sadece iş yapalım. Huzur içinde yaşayalım” diyebileceğini.

Dese bile uygulayabileceğini.

Şimdi siz inanıyor musunuz, Melih Gökçek ve ekibinin “Tamam arkadaş. Susalım. Anlayışlı olalım. Kavgayı bırakalım. El sıkışalım. Sadece iş yapalım. Huzur içinde yaşayalım” diyebileceğini.

Dese bile uygulayabileceğini.

İnanıyor musunuz?

Cevap vermeden önce tarafların durumunu ve bakış açılarını lütfen bir kez daha gözden geçiriniz.

ELE GÜNE KARŞI!

Ankaragücü’nde işin en kötü yönü şu: Taraflar birbirlerini yalancılıkla ve kötü niyetle suçluyorlar.

Ahmet Gökçek, “Borç güya 11 milyon liraydı. 39 milyona çıktı” diyor.

Nemalanma ve paralanma iddiaları gırla gidiyor.

İki taraf da birbirini zerre kadar sevmiyor.

Birinin yaptığını diğeri engelliyor.

Belden aşağı saldırılar devam ediyor.

Bu kavga ortamında takıma verilen zarar hiç düşünülmüyor.

Oysa taraflar hiç olmazsa şunu dikkate almalıdırlar:

“Ankaragücü’nün imajına zarar veriyoruz. Ele güne karşı rezil oluyoruz.”

Ardından şöyle bir duyarlılık gösterebilirler:

“Kavgamızı hiç olmazsa kamuoyu önünde yapmayalım.”

Böyle düşünseler, fena mı olur?

Gökçek ve Aydın ekibinin yaşını başını almış, okumuş ve yetişmiş çok değerli üyeleri.

Söyleyin. Fena mı olur?

ŞAH VE MAT!

Ankaragücü’nde mevcut yönetim oluşturulurken, Melih Gökçek ve Cemal Aydın ekibinden 15’er isim, Makine Kimya Endüstri’sinden de 2 isim alındı.

Başkan olarak da Ahmet Gökçek belirlendi.

İlk günden itibaren de taktik savaşları başladı.

Aynen satranç gibi.

İlk başta piyonların üzerine gidildi. Alındı. Sırada at ve fil var. Peşinden kaleye gidilecek.

Ocak ayındaki genel kurul öncesi de önemli gelişmeler yaşanacak.

Sıra vezire gelecek.

Sonra da “Şah” denilecek.

Haliyle ne olacak?

Şah ve mat!

Eğer siz tüm bunların ne şekilde yapılacağını düşünüyorsanız, ya Ankara’da bugüne kadar hiç yaşamadınız, ya da Ankaragücü kulübünün genel portresini hiç bilmiyorsunuz.

ANKARA’DA EN SON YALAN NEDİR?

Ankaragücü Kulübü’nde bir hafta içinde hiç kavga çıkmayacak.