Klasspor - Bülent Atlas - Gençlerbirliği'nin futbol oynamaya niyeti yok! yazısı

Site İçi Arama


GENÇLERBİRLİĞİ'NİN FUTBOL OYNAMAYA NİYETİ YOK!

8645 Okunma


Haftalardır yazarlarımızdan Mehmet Ali Çetinkaya ve Orhan Kemal Erkılıç’tan Gençlerbirliği ile ilgili içinde sert ifadeler geçen “Kendinize gelin” yazısı bekliyorum. Özhan Yüksel’in de takım kötü gidince yazmama huyu depreşince iş bana düştü. Basından, camiadan takımın oynadığı kötü futbolla ilgili sert eleştiriler gelmeyince de Beştepe’de her zaman olduğu gibi  “Bize bir şey olmaz” havası bir türlü dağılmadı.

Gençlerbirliği bugün ligin son sıralarına demir atmadı ise bunun tek sebebi alt sıralardaki takımların oldukça kötü olmasından ve sürekli puan kaybetmelerinden başka bir şey değil. Ne Eskişehir’den ne Mersin İdmanyurdu’ndan ne de Sivasspor’dan daha iyi futbol oynadığı için tehlikenin tam içinde değiliz o kadar. Belki de tam içindeyiz de biz farkında değiliz. Bilemiyorum.

Taraftarın bu sezon keyif alarak izlediği bir maçı hatırlamıyorum. Hoca olup olmadığı belli olmayan Baxter yönetiminde sahaya çıkılan Çaykur Rizespor ve Antalyaspor maçında futbola benzer bir şey oynadı takım o kadar. Onun haricinde her hafta türlü bahanelerin ardına sığınarak kötü futbolu, mağlubiyetler görmezden geldik. Çok açık ve net bir tablo var ortada. Gençlerbirliği futbol oynamıyor. Oynamaya da niyeti yok gibi.

Kulübün uyguladığı hatalı transfer politikasını defalarca eleştirdim. Eleştirmeye de devam edeceğim. Süper Ligde bir kulüp Figüran Kahvesine girip “Sen, sen, sen gel” der gibi oyuncu alamaz. Alırsa sonuçları böyle olur. Ancak şu anki durum transferleri eleştirmekten çok takımı toptan eleştirmeyi gerektiriyor.

Mehmet Özdilek, Gençlerbirliği’nden gittiğinden bu yana tekrar takımın başına geçmesini en çok isteyenlerden biriydim. Geldiğinde de en çok sevinen, en çok umutlananlardan biri oldum. Önceki gelişindeki takımdaki değişikliği hayal ettikçe birkaç hafta içinde keyifli futbol seyredebileceğimi düşünmeye başlamıştım.

Olmadı. Mehmet hoca geldiğinden bu yana performansında üzerine koyan bir futbolcuyu göremedim. Ne İrfan geçen seneki İrfan ne El Kabir geçen seneki  El Kabir. Milli maça kadar Çalık bile geçen sezonki performansından uzaktı. Takımın kondisyonunun düşük olduğunu, Baxter’ın kötü bir hazırlık dönemi geçirttiğinin farkındayım. Bunun için yoğun mesai harcadığını da en iyi gözlemleyenlerden biriyim. Artık takım sahada 90 dakika mücadele edebiliyor da ne değişiyor?

Mersin İdmanyurdu’ndan 77. dakikada, Trabzonspor’dan ve Akhisar’dan  90. dakikada gol yiyip puanları kaybediyoruz. Oyuncuların güçlerinin kalmaması yüzünden kaybedilen puanlar devri, Mehmet hocanın skor korumak için yaptığı enteresan oyuncu değişikleri devrine döndü.

Osmanlıspor maçı El Kabir – Hikmet değişikliği, Konyaspor maçı İrfan -Dimitriadis değişikliği, Mersin İdmanyurdu maçı Landel – Guido değişikliği, Trabzonspor maçı Berat – Atabey değişikliği. Bunlar hep karşılaşmanın 90.dakikasında gerçekleşiyor. Bir hocanın 90. dakikada oyuncu değiştirmesinde bildiğim iki neden var. Ya skoru korumak ya da oyuncuyu oynatarak maç primini tam almasını sağlamak. Mehmet Özdilek maç primi gibi ucuz hesaplar yapmayacağına göre skoru korumak için yapılan değişiklikler olduğu aşikar. Peki koruyabiliyor mu? Hayır.

Osmanlıspor maçı sonrası basın toplantısında Mehmet Hoca’ya El Kabir – Hikmet değişikliğini “2.golü atamıyoruz bari 1’i koruyalım” diye mi yaptığını sormuştum. Kazandığı maç sonrası bunun doğru olduğunu savunmuştu. Mersin İdmanyurdu maçının 77. dakikasında El Kabir – Doğa değişikliğinden hemen sonra golü yiyerek maçı kaybettik. Sahada maçı tekrar çevirecek adam da kalmamıştı üstelik. Ona rağmen Özdilek’in beraberlikten memnunmuşçasına 90. dakikada oyuncu değiştirmesini ben anlayamıyorum.

Gelelim Trabzonspor maçına. Kaybetmeyi hak etmediğimiz düşünülen maçta kaç pozisyon üretebildik? Berat’ın dışarı giden kafa vuruşu, İrfan’ın bencilliği ile yarattığı pozisyon, Landel’in dışarı vurduğu şut  haricinde kazanmak için ne yaptı Gençlerbirliği? Hiçbir şey.  Mehmet hoca sahada o kadar gezinen adam var iken kaleye direk gidebilen tek oyuncu gibi görünen İrfan’ı oyundan alıp yerine Doğa’yı oyuna soktu. Mehmet hocanın “Trabzon’dan 1 puan almak kıymetlidir” diye düşünmesini savunmasam da anlayabiliyorum. Ancak 90. dakikada Berat’ı oyundan alıp Atabey’i almanın manasını anlayamıyorum? 1 puan iyi mi diyoruz yoksa gol mü atmak istiyoruz?

Akhisar maçında olduğu gibi son dakikada üstelik Mersin maçının kopyası gibi oyuncu değişikliği yapılır yapılmaz Gençlerbirliği golü kalesinde gördü.

Stancu, İrfan, El Kabir, Tomiç, Landel gibi hızlı elemanları olan bir takımın deplasmanda halen galip gelememesini içime sindiremiyorum. Oyunculara bireysel olarak baktığımızda memleketin en iyi ileri uçlarından birine sahip iken neden gol atmada bu kadar kısır kaldığımızı anlayamıyorum. Oyuncular mı kendilerine çeki düzen verecekler yoksa Mehmet Özdilek başka alternatifler mi deneyecek bilmiyorum.

Bildiğim şu, bu gidiş pek hayırlı değil.

Devre arasında transfer yaparız, ikinci yarı kurtarırız mantığından da oldu bitti nefret ediyorum. Şimdiden listeler havalarda uçuşuyor. Gönderilecekler, getirilecekler bir ton. Sezon başında alınan adamı nasıl oynadığını bile anlamadan gönderen devre arasında şansına bir Vleminckx, bir El Kabir transfer ederek yükselişe geçen bir takım oldu Gençlerbirliği.

Ya devre arasında alınan isimler bu sefer Figüranlar Kahvesinden alınan oyuncular gibi çıkarsa. Ya ülkeye, şehre, takıma alışamaz ise. Ya bu sefer İlhan Cavcav’ın şansı yaver gitmez ise.

Bu kulübün sorunların içinden çıkacak alternatifleri içinde saklı. Merak eden açıp geçen sene kupada oynanan Konya maçını izlesin. Altyapıdan çıkan çocuklar ile tarih yazmıştı sahada Gençlerbirliği. Kulüpte istendiği kadar “Küme düşüyorduk” geyiği yapılsın, benim son yıllarda en keyifle seyrettiğim Gençlerbirliği, geçen senenin ilk yarısındaki takım idi.

Bu sene 7-8 transfer ile o futbolun onda birini kimse göremiyor ise herkes şapkasını bir önüne koyup hata nerede diye bir düşünsün.

Geçen sene o futbolu sergileyen futbolcular da bir otursunlar, geçen seneki halleri ile bu seneki hallerini bir analiz etsinler.

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
11
Fuat Avni
10 Aralık 201522:22
Cavcav Dede ölmeden bu gb düzelmez.Kimse hayal kurmasın.CavcavDede mevta olunca bu klüp kurtulacaktır.Gb düşmanı has cimbomlu cavcav dededen kurtulma umuduyla.
10
Etlikli
10 Aralık 201515:11
Bu kulüpte yetersiz Başkan ve yönetim sorunu var. Hoca problemi küçük kısmı. Birisi yazdı; "Pişkinliğin bu kadarı fazla" diye. Çünkü hocanın arkasına saklananlar var. Şimdi hocanın işine son verilirse problemler bitecek mi ? Yine sıradan transferler ve arkasından sahtekar menajerlere sallamalar gelecek. O menajerler adam olsalar gerçeği açıklarlar.
9
Bülent Atlas
10 Aralık 201512:17
Baxter'ın hoca olup olmadığı belli olmadığını özellikle yazdım abi. Daha önce çalıştığı kulüplerde Teknik Direktörlükten çok kulüp menajeri olarak görev yaptığı iddia ediliyor. Mehmet hocanın kendini bu kadar sorgulatır hale gelmesi de üzüntü verici. Eleştirilerinde haklısın bence de...
8
cengiz irken
10 Aralık 201509:12
Baxter e hoca olup olmadığı belli değil diyorsun da. Özdileke de hoca olmadığı belli zaten demen gerekir. İki maçta hoca kovuluyorsa Özdilek için ne bekliyoruz. Sorun kadroda değil. Özdilek denilen adamda
7
Fuat Avni
24 Kasım 201518:53
ı.cavcav sen daha ölmedin mi?gene hayal görüyon.Allah akıl versin sana.Bunca yıl yaşamışsın ama boşuna.
6
06vkr
24 Kasım 201509:37
Tebrikler Bülent bey, gayet iyi ve yerli yerinde bir yazı olmuş. Ankara futboluna ve medyasına verdiğiniz emeklerden dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum. malesef ki "teknik direktör gelmeden transferleri Kaplan'a yaptıran zihniyet" takımı yönetmeye devam ediyor ! Antep maçında da olası bir mağlubiyet veya bir beraberlik, üzülerek söylüyorum ki Mehmet Hocanın sonu olur. ancak bizler de haklıyız, artık kaliteli bir futbol, hücum futbolu oynayan bir Gençlerbirliği istiyoruz. geçen yıl beğenmedimiz takım bile bundan çok çok iyiydi. böyle bir yönetim anlayışı olamaz ! Artık istifa etsinler ! saygılaımla...
5
I Cavcav
24 Kasım 201509:00
Biraz abartmis yazar ..Yakinda sahlanir ligi zorlariz
4
GENÇLERLİ
23 Kasım 201522:53
Sayın Bülent ATLAS bey öncelik le KLAS SPOR ve çalışanlarına hizmet kalitenizden dolayı çok teşekkür eder çalışma hayatınızda başarı sağlık ve mutluluklar dilerim. Gençlerbirliği ile ilgili Tespitleriniz mükemmel. Takımın iskelet kadrosunu kuran MUSTAFA KAPLAN değilmi ve bunu bir televizyon kanalında itiraf etmedimi. Neden bu konuya değinmediniz. Teşekkür eder çalışma hayatınızda başarılar dilerim. Saygılarımla.
3
Fuat Avni
23 Kasım 201516:35
Takıma en önce bir başkan lazım.Saf gençlerbirlikli olan.Bülent Atlas bile başkan olsaydı bu genclerbirliği şu an ilk 3 içindeydi.
2
RUHSUZ ADAMLAR
23 Kasım 201516:14
BRAVO BULENT BEY İYİ YAZMIŞSIN AMA AZ YAZMIŞSIN. RUHSUZSUNUZ.. 3-5 KURUŞ PARA KAZANINCA ADAM OLDUĞUNU ZANNEDEN GENÇLER.. BARİ SİZ OYNAYIN BİRAZ.. YARIN O 3-5 KURUŞA MUHTAÇ KALIRSINIZ.. GÜNDE 10 DEFA ARAYAN MENAJERLERİN TELEFONLARINIZA BAKMAYACAĞI GÜNLER YAKINDIR..
1
06
23 Kasım 201515:05
Nihayet duygularımızı anlatacak bir yazı okuyabildim. yıllardır gençleri takıp ediyorum ilk defa bu sezon maç seyretmek içimden gelmiyor. takım dökülüyor. takım ruhunu ve direncini kaybetmiş. sahada herkes birbirini kollar gibi oynuyor takıma bir lider oyuncu ve ruh lazım bence...
BÜLENT ATLAS



Yazarın Diğer Yazıları