Klasspor - Zeynur Pehlivan - Hentbol, Rüştü Şahin ve Gençlerbirliği yazısı

Site İçi Arama


HENTBOL, RÜŞTÜ ŞAHİN VE GENÇLERBİRLİĞİ

4971 Okunma


Hentbolda, ilk yıllarından itibaren bu sporun gelişimi ve başarısı için büyük emek veren, hentbola gönülden bağlı birçok insan vardır. Bu spor dalına olan sevgilerinden dolayı, senelerce her türlü sıkıntıya katlanan, karşılığını hiçbir şekilde alamayan, çalışkan, üretken, nitelikli ama kendilerine “hoşça kal” bile denilmeyen, sanki hentbol tarihinin sayfalarında hiç yer almamış gibi unutulmuş insanların camiasıdır hentbol camiası. Aylardır kulüplerinden paralarını alamayan sporcularına destek olmak için kendi ailesine bakmakta zorlanan, sporcuyu kaybetmemek için, hentbolun kaybetmemesi için her şeyini hentbol için veren birçok antrenörün bulunduğu camiadır hentbol camiası. Hentbolu bir yerlere getirmek için çalışmış, bunu da başarmalarına rağmen emeklerine, işlerine son verilmiş, kulüpleri kapatılmış ve bu nedenle hentbolun adını bile duymaktan büyük rahatsızlık duyan insanların sporudur hentbol. Birkaç büyük kulüp veya insanın dışında, daha iyi olmak, daha büyük hedeflere ulaşmak için çalışmak yerine, birbirine benzeyen, iki günde hentbolu öğrendiğini düşünüp, yönetici olduğunu unutarak takıma ve teknik heyete müdahale ettiğini gördüğümüz insanlarla doludur hentbol salonları… Diğer branşlarda ki üst düzeyde oynamış sporcuların aktif sporculuğu bıraktıktan sonra, hemen menajer, antrenör, scouting, yardımcı antrenör, spor yazarlığı, yorumcu vb. gibi görevlere gelmesine gıptayla bakan ve “keşke hentbolu bu kadar sevmeseydik” diyen insanlarla doludur hentbol dünyası. Her şeyi bildiğini sanan, seminerlerde yurt dışından gelen uzman kişilerin anlattıkları konuları “biz bunları biliyoruz” diyen, ama bildiklerini sahada göremediğimiz insanların yeridir hentbol salonları. Dört-beş yıl hentbol salonlarına uğramadığı halde bir günde gelip takımın başına geçen, on-onbeş yıl aynı kulüpte çalışmasına rağmen bir türlü güzel şeyler ortaya koyamayan, ama halinden oldukça memnun kişilerin yeridir hentbol camiası.  Milli takımlarda uzun yıllar oyuncu veya antrenör olarak görev yaptıktan sonra bile bir teşekkür edilmeyen, anılmayan, hentbolun şimdiki durumuna bakıp kahrolan ve bir daha salonlara uğramayan insanların sporudur hentbol.

Bir de, tüm bu yaşanan ve yapılanlara rağmen hentboldan, hentbola emek vermekten asla vazgeçmeyen, yapılanları  unutmadan  ama bir kenara bırakıp sadece hentbolu seven, hentboldaki kötü gidişlere aldırmaksızın durmadan çalışan, bir gün bu gidişin sonlanacağını düşünen, görevi olmadığı halde hentbolun tanıtılması, varlığının duyurulması için sonsuz gayret gösteren birkaç insanın sporudur hentbol.

Bu insanlardan birisi de kuşkusuz; kulüplerde, milli takımlarda oyuncu veya antrenör olarak 38 yılını hentbola adamış ve hayatını hentbol spor salonlarında geçirmiş, ailesinden uzak, eşinin ve çocuklarının en güzel anlarında yanında olamadan, nasıl büyüdüklerini göremeden, eşini iki erkek çocuğunun sorunları ile baş başa bırakırken, yüzlerce gencin peşinden koşan, kulüplerde ve milli takımlarda büyük başarılara imza atan, gençlere ve alt yapılara verdiği önemle, özellikle en uzun süre çalıştığı Milli Piyango’da oynattığı dinamik hentbolla herkesin beğenisini kazanan, hentbolun varlığında, hentbolun her kademesinde büyük emeği geçen, bu sene Gençlerbirliği gibi büyük bir kulübün hentbol takımının başında, hentbolun tabiatında bulunan yokluklar içerisinde, büyük bir başarı göstererek Süper Ligde kalmayı başaran Rüştü Şahin’dir.

Gençlerbirliği; Beden Eğitimi Öğretmeni Ekrem Bey’in takıma almadığı yetenekli, futbol düşkünü, şimdiki Atatürk Lisesi’nde okuyan birkaç gencin kızıp arkadaşları Asım’ın Muş mebusu olan babasına giderek, “Bizim yerimize aldıkları oyuncular iyi oyuncular değil!” demesi sonucu, “Ben de size bir kulüp kuruvereyim. Mademki gençsiniz, adını da ‘Gençlerbirliği’ yapıyorum,” sözleriyle 14 Mart 1923’te kurulmuş büyük bir kulüptür.

Ve doksan yıldır Türk sporuna hizmet veren Gençlerbirliği’nin büyük taraftarı… Erkekler Hentbol Süper Liginin ikinci haftasından itibaren takımlarının her maçında yanında olan, yenildikleri veya yendiklerinde alkışlayan, yılların hentbol seyircisi gibi takımlarını ve sporcularını benimseyen, hentbolu seven bir taraftar kitlesine ve kalitesine sahip olan Gençlerbirliği taraftarları… Ankara içindeki ve dışındaki taraftarlarını organize ederek, futboldan başka sporların da olduğunu bilen, kendi sitelerinde paylaşarak hentbol maçının duyurusunu ve kritiğini yapan, büyük bir taraftara sahip olan Gençlerbirliği… Otuz senedir Gençlerbirliği’nin tüm maçlarına birlikte gittiklerini bildiğim, hentbol ve hentbolcularla ilgili hikâyeler yazmaya başlayan Necdet Özkazancı, “Bas! Bas! Bas, orda bas!” diyerek futboldaki taktiklerin hentbolda uygulanışını görmek isteyen Ozan Güler gibi insanların taraftarı olduğu bir kulüptür Gençlerbirliği… İngiltere’den kısa bir süreliğine Ankara’ya gelen BİRGün gazetesi yazarı Ziya Adnan’ın, Tanıl Bora’ya “Ya abi, bu hentbol nasıl bir spor?” diye sorduğunda, Tanıl Bora’nın “Top var, kale var, gol var!” cevabı karşısında, “Tamamdır o zaman!” diyerek hentbol maçına gelen ve seven taraftarların olduğu büyük bir güçtür Gençlerbirliği taraftarları… Sporun gerçek ruhunu, sporun gerçek mücadelesini sahada veya salonlarda görmek isteyen, bunların tam tersini gördüklerinde, “Sıkmayın canımızı, yoksa eskrim seyretmeye gideriz!” diyerek sporcularını hafiften uyaran ama Gençlerbirliği’nden ve spordan asla vazgeçmeyenlerin kulübüdür Gençlerbirliği…

“Sporcuların yetişeceği yerler spor kulüpleridir. Bu nedenle de hentbolda çok iyi organize olmuş, profesyonelce yönetilen ve büyük hedefleri olan kulüplere ihtiyaç var. 38 yıldır bu sporun aktif olarak içerisindeyim. Hep istedim ki Avrupa’da başarılı olacak bir kulüp yaratalım. Hep tribünlerin Avrupa’daki gibi dolu olduğu günlerin, Şampiyonlar Liginde iddialı olan bir takımın hayalini kurdum yıllarca. Bunun çok da zor olmadığını düşünüyorum ve bunu yapabilmek için Gençlerbirliği’nde hentbol takımı kurmayı istedim. Ankara’daki hedefime en yakın olan kulüptü Gençlerbirliği,” demişti Rüştü Şahin. Bu kadar kısa zamanda spor salonunda gördüklerimiz, tanıdıklarımız ve duyduklarımız Rüştü Hoca’nın söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.

Bir tarafta, hayatlarını Gençlerbirliği’ne adayan Gençlerbirlikliler… Alkaralar… Kara-Kızıllar… bir tarafta ise hayatını hentbola ve gençlere adayan Rüştü Şahin…İkisi bir araya geldiğinde yıllardır hentbolün tüm kupalarına ve şampiyonluklarına ambargo koyan, gittikleri her yerde taraftarı olan Karakartalların bu egemenliklerine son verebilecek iyi bir yapı oluşturabilirler. Sayın başkan İlhan Cavcav’ın bir “evet” demesiyle bir anda hayalden gerçeğe dönüşebilecek bu durumu heyecanla bekliyoruz.

Eğer böyle bir şey gerçekleşirse; spora, futbola, hentbola veya bir büyük kulübe olan sevgileri ile hayatlarının büyük bir bölümünü salonlarda ve statlarda geçiren, amaçları sadece sporun güzelliklerini seyretmek olan, sporun güzelleşmesi ve gelişmesi için çaba harcayan böyle nitelikli insanlardan oluşan Gençlerbirliklilerin, “Kırmızı-Kara, Burası Ankara!” diyerek hentbolda da takımlarını başarıdan başarıya koşturacaklarına ve büyük işlere imza atacaklarına yürekten inanıyorum. 

Facebook Yorumları
Facebook üzerinden yorum var.
Site Yorumları
YORUM YAZ
Adınız:
Yorum:
Okuyucularımızın görüşleri bizim için çok önemlidir.
İçinde küfür, hakaret, tehdit, aşağılama bulunmayan; aynı bilgisayardan farklı isimler ile yazılmayan tüm yorumlar yöneticilerimizin onayından geçtikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.
ZEYNUR PEHLİVAN