DİRK KUYT AŞKINA KADIKÖY'E...

O artık bizden biri gibi...
Türk Hava Yolları'nın reklam yüzü oluşu, geçen yıl ilki düzenlenen TEB BNP Paribas WTA Championship'te yer alması ve her şeyden önce gülümsemenin eksik olmadığı yüzü...
O Caroline Wozniacki...
2010 ve 2011 yıllarını dünya sıralamasının ilk sırasında tamamlayan, tam 67 hafta zirvede kalan Danimarkalı raket...
Henüz 21 yaşında 'Dünya sıralamasının 1. basamağında en uzun süre yer alan” tenisçiler sıralamasında 8. sırada.

23-28 Ekim 2012'de İstanbul'da ikinci kez düzenlenecek WTA Championship'in basın toplantısı için Türkiye'ye gelen 'Güneş ışığı' lakaplı tenisçi, Habertürk gazetesine verdiği röportajda kort dışındaki Wozniacki'yi tanıttı.

1992 NEDEN TEKRARLANMASIN?
Kortta herkesin gözü üzerinde. Peki kort dışında nasıl bir kişi Caroline Wozniacki, neler yapar, nelerden keyif alır?
Tenisten bana kalan zamanlarda arkadaşlarımla ve ailemle olmayı çok seviyorum çünkü çok yoğun bir hayatım var ve onları özlüyorum. Onun dışında futbolu çok seviyorum ve şu sıralar EURO 2012'yi sıkı bir şekilde takip ediyorum. Sırf bu nedenle televizyon başında bu ara çok vakit harcıyorum. Danimarka turnuvaya güzel bir galibiyetle başladı.

1992'deki sürpriz şampiyonluğun bir tekrarı olabilir mi?
Neden olmasın? Danimarka, EURO 2012'ye mükemmel başladı. Galibiyetle başlamak başlı başına mükemmel bir adım. Ölüm grubundayız. Öncelikli hedef gruptan çıkmak ve kesinlikle çok önemli ve mükemmel bir adım olur. Gruptan çıktıktan sonra ise zaten her şeyi bekleyebilirsiniz.

KUYT'A BÜYÜK SAYGI DUYUYORUZ
İyi bir Liverpool taraftarı ve Fernando Torres hayranı olduğunu biliyoruz. Torres'in Chelsea'ye gidişi seni üzdü mü?
Fernando Torres'in Liverpool'dan Chelsea'ye transfer olması açıkçası benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Çünkü benim favori futbolcum oydu. Neyse ki Steven Gerrard hala Liverpool'da ve kendisi bence inanılmaz bir orta saha. Sanırım kariyerinin sonuna kadar Liverpool'da kalacak ve bu muhteşem. Ancak bu yıl bir kayıp daha verdik. O da Dirk Kuyt. Kendisi Fenerbahçe'ye transfer oldu ve biz Liverpool olarak büyük bir parçamızı kaybettik.

Peki onu birkaç kelimeyle tanımlayabilir misin?
Tek kelimeyle mükemmel bir oyuncu. Biz ona Liverpool'da çok büyük saygı duyduk. Hala da duyuyoruz. Dirk Kuyt benim için çok profesyonel ve yardım sever bir oyuncu. Sahada arkadaşlarına yardım etmeyi misyon edinmiş durumda. Tüm Liverpool taraftarları çok özleyecek.

Belki Kuyt'ı Türkiye'de de izlemek istersin...
Tabii ki... Liverpool benim takımım ancak Kuyt'ı Fenerbahçe'nin Stadı'nda izlemek için şartları zorlayacağım, umarım onu tekrar izleme şansı bulurum. Bu mükemmel bir an olabilir.

1 NUMARADA KALMAK ZOR
Henüz 19 yaşında dünya sıralamasında 1 numaraya çıktın. 67 hafta orada kaldın. 1 numara olmak mı, yoksa 1 numarada kalmak mı daha zor?
1 numara olmak gerçekten çok zor bir iş. Bundan daha da zoru, orada 1 numara olarak kalabilmek. 1 numara olduğunuz zaman, herkesin gözü yerinizde ve herkes sizi yenmek için ekstra motive oluyor. Tekrar 1 numara olmak hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Hedefim her zaman en iyi olmaya çalışmak ve gelecekte neler olacağını hep birlikte göreceğiz.

İSKAMBİLDE BİLE KAZANMAK İSTERİM
Peki üzerindeki baskı 1 numarayken mi daha yüksekti, yoksa şu an mı?
1 numarada da olsanız, 100 de olsanız benim için değişmeyen bir şey var. O da kazanmak. Ben tenis oynarken de, iskambil oynarken de her zaman kazanmaya odaklanırım. Ve asla pes etmem. O nedenle üzerimde bir baskı hissetmiyorum. Performansımı yukarılara çıkarmak için şu an yaptığımı yapmam gerekiyor. O da çok çalışmak. Çok çalışıp sakatlıklardan uzak durmak en önemlisi. Ne kadar çok çalışsanız da en ufak sakatlıklar bile sizi zor durumda bırakabiliyor.

İSTANBUL EVİM GİBİ
Kariyerinin ilk şampiyonluğunu İstanbul'da yaşamıştın. İstanbul senin için ne ifade ediyor?
Şunu çok net söyleyebilirim ki, İstanbul'un benim için yeri ayrı. Burada yaşadığım şampiyonluk benim için unutulmazdı. Geçen yıl da WTA Championship için İstanbul'daydım ve harika zaman geçirdim. Atmosfer harikaydı. Tenise muhteşem bir ilgi vardı. İlk şampiyonluğumdan beri İstanbul'da olmaya hep bayılmışımdır. Tarihiyle, restoranlarıyla çok özel bir şehir. Tabii ki Liverpool için de çok özel. Milan'a karşı 3-0 geriden gelerek elde ettiğimiz Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu nasıl unutulabilir?