Euro 96'da elde edilen finalden sonra, 2000'lerde de Avrupa'nın en flaş milli takımlarından birine sahip olan Çek Cumhuriyeti, hem 7 yıl boyunca takımın başında bulunmuş ve 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası sonrası görevinden ayrılmış teknik direktör Karel Brückner'i; hem de içinden Berger, Poborsky, Nedved ve Koller gibi yıldızları çıkarmış jenerasyonu kaybetmenin sancılarıyla boğuşuyor. Brückner sonrasında çok kısa sürede 3 teknik direktör değiştiren Çekler, 2010 Dünya Kupası Elemeleri'ndeki başarısızlık sonrası koltuğu Michal Bilek'e emanet ettiler. Euro 90'da da forma giymiş eski bir milli futbolcu olan Bilek, ülkesinde Plzen, Ruzemberok, Sparta Prague gibi takımları çalıştırırken, en önemli başarıyı 2007'de kazandığı Çek Ligi Şampiyonluğu'yla yakaladı. 2011 yazında taraftarlar ve medya tarafından büyük bir baskıyla milli takımdan istifası istenirken, baskılardan yılmak yerine, bunu takım üzerinde bir motivasyon aracı olarak kullanıp, takımı gruptan çıkartması ülkede ona olan güveni sağlamış durumda.
İspanya'nın ardında, İskoçya'yla beraber I Grubu'nda play-off mücadelesi vermesi beklenen Çek Cumhuriyeti, 13 puanla grubu İskoçya'nın 2 puan önünde bitirerek Karadağ ile eşleşti. Eleme grubunda Liechestain'ın dahi yenilmediği Litvanya'ya kendi evlerinde yenilmeleri grubun en sürpriz sonuçlarındandı. Play-off'ta karşılaştığı Karadağ'ı 2-0 ve 1-0'lık sonuçlarla ekarte eden takım, Euro 2012'de A Grubu'nda kendine yer edindi.A Grubu'nun açık ara turnuvanın en zayıf grubu olması her takım için bir umut kaynağı oluşturuyor.Bu nedenle Çekler için de hedef farklı değil. Gruptan çıkıp, Almanya, Hollanda veya Portekiz maçlarından birini oynamak onlar için kafi olacaktır.
Çek'lerin şu andaki en büyük problemi eski kaliteli jenerasyonun yerine gelen yeni jenerasyonun sönük kalması. Bu kadro genel olarak 25-28 yaş aralığında olan vasat bir oyuncu topluluğundan oluşmakta. Çeklerin turnuvanın yaş ortalaması en yüksek ekiplerinden biri olduğunu da hatırlatalım. Kadro yapısı özellikle forvet hattında büyük zayıflık gösteren ekip kalecisiyle öne çıkıyor. Avrupa'nın en yetenekli ve istikrarlı kalecilerinden biri olmaya devam eden Petr Cech, Şampiyonlar Ligi finalindeki süper performansıyla bir kez daha katmerlediği üzere, takımın en büyük güvencesi durumunda. Beşiktaş'ın kötü geçirdiği bir başka sezonda başarılı bir yıl geçiren kabiliyetli ve soğukkanlı stoper Tomas Sivok, takımın en zayıf halkalarından olan partneri Roman Hubnik'in açıklarını da tolere etmek zorunda. Defansın her iki kanadı da ofansif nitelikli beklerden oluşuyor; bu turnuva sonrası yerel ligden, daha büyük bir lige geçiş yapması beklenen Theodor Gebre Selassie ile Leverkusen'de başarılı bir sezon daha geçiren, Cech ve Rosicky'den sonra bu takımın en önemli ismi olarak gösterebileceğimiz Michael Kadlec. Dortmund'daki müthiş yılların ardından geldiği Arsenal'de, Rosicky'nin dizleri bu yetenekli oyuncudan mahrum kalmamıza neden olmuştı. Ancak bu yıl sakatlıkları arkasında bırakmış gibi görünün "Little Mozart", Arsenal 11'inde sürekli olarak yer edinmeyi ve çok başarılı performanslara imza atmayı başardı. Hücum hattındaki isimlerin kalitesizliği ve formsuzluğu ise takımın en büyük zaafı. En öne çıkan isim olan Euro 2004 Gol Kralı ünvanlı Milan Baros, bu sezonun büyük bölümünü kulübeden yeni stadın mimarisi üzerine kafa yorarak geçirdi. Diğer golcülerden 22 yaşındaki 1.94'lük dev Tomas Pekhart Nürnberg'de attığı 9 golle başarılı bir yılı geride bıraksa de tecrübesizliği dezavantajı, David Lafata bu seviyenin çok altında bir yeterliliğe sahip, ileriki yıllarda Çeklerin bir numaralı golcüsü olması beklenen, potansiyeli yüksek CSKA Moskova'lı genç oyuncu Tomas Necid ise sezon içinde ciddi bir sakatlık geçirdi ve sakatlık dönüşü hem form hem de kondisyon açısından sorunlu bir grafik çizdi. Elemer ve play-off süreci boyunca takımın en golcü futbolcusunun, aynı zamanda takımın penaltıcısı olan Kadlec, 2 gol atmış diğer iki oyuncudan birinin orta saha Jaroslav Plasil, diğerinin de sol açık Jan Rezek olması hücum hattında yaşanan bu zayıflığın en büyük kanıtı.
XI (4-2-3-1): Petr Cech; Theodor Gabre Selassie, Roman Hubnik, Tomas Sivok, Michael Kadlec; Jaroslav Plasil, Petr Jiracek; Vaclav Pilar, Tomas Rosicky, Jan Rezek; Milan Baros
Çeklerin çeyrek final hedefi doğrultusunda umutlu olabilmesi için iki neden göze çarpıyor. İlk olarak turnuvanın açık ara en zayıf grubundalar ve bunu lehlerine çevirebilirler. İkinci olaraksa, Cech ve Rosicky'nin göstereceği büyük performanslar Polonya ve Yunanistan'a karşı onlara daha avantajlı bir konum sağlayabilir.
Klasspor - Özhan Yüksel
https://twitter.com/#!/ozhan_yuksel